Darbeye karşı direnmek için sokağa çıktıklarında darbeci komutanların “vurun hepsini canlı bırakmayın” diye haykırdığı anı hiç unutamadığını ifade etti. Bu emirle beraber çevresinde birçok kişinin kurşunlanarak yere düştüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı’nın kaçırılması gibi söylentileri duyar duymaz sokağa çıktığını söyleyen Tezgelen, Allah bir daha milletimize böyle felaket yaşatmasın diyerek şunları kaydetti:

“Gece bu olayların başladığı saatlerde evde tv izliyordum. Önce genelkurmay başkanın öldürüldüğü haberini duydum. Sonra Cumhurbaşkanımızın kaçırıldığı falan haberleri yayıldı. Ben sinir stres içinde hazırlandım bi anda dışarı attım kendimi. Yanıma yeğenimin eşi olan ibrahimle birlikte önce kasımpaşa sonra sütlüceye geçtik Ak parti il binasında yoğun bi kalabalık vardı orda herşey yoluna girmişti. Bizde büyük bi kalabalık grupla Beyoğlundaki Trt binasına yürüdük ışıklar falan kapalıydı. Ordan tünele geçtik istiklalden yukarı slogan atarak taksim meydanına geçtik. Cumhuriyet anıtının etrafını asker kılığındaki teröristler sarmış. Biz gittiğimizde kalabalık değildiası ikiyüz metre ilerdede polisler bekliyordu. Onlarında ilerisinde gezi parkının karşısında 3 araba daha teröristler bekliyordu. Biz heykelin etrafındakilerle iletişime geçip vazgeçmelerini yanlış yaptıklarını başkalarına uşaklık ettiklerini anlatmaya çalıştık. Fakat gezi parkınından ateş açılmaya başlandı biz bi anda o tarafa doğru yöneldik. İlk yaralılar ve şehitlerda oldu iki teröristi araçtan indirdik polise teslim ettik diğerleri araçla kaçtılar. Tekrar heykele yüklendikdanda bi anda ateş açılmaya başlandı. Bir ses yükseldi vurun hepsini canlı bırakmayın diye o an dünya durdu sandım herkes yerlere düşmeye başladı ben bi yaralıyı çekmeye çalışırken polis memuru bağırdı abi yere yat yaralısın dedi baktığımda ayaklarımdan yoğun bi kan geldiğini gördüm. Polis beni dizine yatırdı diğeri atletini çıkardı damarı sıktı bir diğeride ayağıma tampon yaptı. Yaklaşık 10 ambulans geldi her araç 3.4.5 hasta aldı ben yaklaşık 20 dakika beklemek zorunda kaldım durumu ağır olan arkadaşlarımız vardı biz onlar gitsin istedik. Sonra gece üç civarında Şişli etfal hastanesinin aciline giriş yaptım. Yoğun bi yaralı topluluğu vardı. Sağolsun hekimlerimiz makina düzeninde herkese yetiştiler kimseyi kırmadan incitmeden tedavi yaptılar. Rabbim bir daha böyle olayları ne milletimize nede insanlarımıza yaşatmasın”