Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde görevli AFAD koordinatörü Kırıkkale Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, "Köylerde helikopter indirebilecek alanlar da yoktu. Helikopterin tek tekerleğini yeryüzüne temas ettirmek münasebetiyle doktorlarımız ve jandarmamız indiler ve ilk müdahalelerini yaptılar. Tedavisi için sevki gereken hastalarımızı oradan aldık" dedi.


Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat günü meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki depremin hasra yol açtığı bölgede vatandaşların yaraları sarılmaya devam ediyor. AFAD koordinatörü olarak görevlendirilen Kırıkkale Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, bir ayı aşkın süredir depremin merkezi Pazarcık'ta hayatın normale dönmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Tekbıyıkoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından deprem bölgesine görevlendirildiğini belirterek, daha önce de afet olaylarında görev aldığını söyledi.


Birçok doğal afetin içerisinde bulunduğunu belirten Tekbıyıkoğlu, Elazığ ve İzmir depremleri, büyük yangın felaketleri ile beraberinde Arhavi, Güneysu, akabinde Kastamonu, Sinop ve Bartın illerindeki sel felaketlerinde görev yaptığını ifade etti.



"İnsanlar felaketin şokundaydı"


Pazarcık ilçesine ulaştıklarında ciddi bir felaket ile karşı karşıya kaldıklarını anlatan Tekbıyıkoğlu, "Büyük bir tipi, kar yağışları. İki güzergah vardı; kısa olan Göksün üzerinden, Pınarbaşı üzerinden ilçeye intikaldi. Mevsim şartlarını çok kötü görünce, otoban üzerinden çok daha hızlı gidebileceğimizi düşündük. Ama Osmaniye'deki çevre yolu üzerindeki tünellerin çökebileceğini hesap edemedik. Orada bir takılmamız oldu. Öğlen saat 14.30 civarlarında ilçeye intikal edebildik. İnsanlar felaketin şokundaydı. Hizmet sağlayacak olan kamu görevlileri, aileler ile beraber kendileri de afete maruz kaldılar. Kaymakamlarımız dahil, buradaki birim amirleri, kamu kurum kuruluşlarının temsilcileri de afetzedeydi" dedi.



"Çok hızlı bir şekilde arama kurtarma birliği gönderildi"


Arama kurtarma çalışmalarına Mehmetçiğin de destek verdiğini aktaran Tekbıyıkoğlu, şöyle devam etti:


"Afetlerde ilk yapılması gereken olaylardan bir tanesi arama kurtarma operasyonlarımız. En kıymetli olanımız, insanımız. Bu insanlarımızı bir an önce enkazın altından canlı olarak çıkarmak gerekiyordu. Beraberinde de cenazelerimizi kaldırmamız gerekiyordu. Yoldayken bütün kamu kurum kuruluşlarında, özel şahıslarda ve networkümüzdeki bütün iş makinalarını buraya yönlendirmeye başlamıştım. Sivas, çok hızlı bir şekilde arama kurtarma birliğini buraya göndermişti. Jandarmamız ve ANDA'nın arama kurtarma ekiplerinin önemli bir kısmı buradaydı. Bu ekipleri, makineler ve Mehmetçiklerimizin desteğiyle zenginleştirme operasyonu yaptık."



"Hızlıca arama kurtarma olayını organize ettik"


Jandarma Genel Komutanlığının terörle mücadelede kullandığı ekipmanlarının arama kurtarma çalışmalarında çok fayda gördüğünü kaydeden Tekbıyıkoğlu, "Lazerle içeride canlının veya cenazenin, yani içeride ne varsa onu gösterebilen cihazlardı. Bunlardan çok istifade ettik. Elimizdeki insan varlığını ve makine varlığını 18 ayrı gruba böldük. Bu sırada da il özel idaremiz ve belediyemizin de imkanları ulaşmıştı. Belediyemizin ve il özel idaremizin bu konuda uzmanlıkları da vardı. Onun da burada çok faydasını gördük. Hızlıca arama kurtarma olayını organize ettik" diye konuştu.



"Yardım tırlarını köylerimize yönlendirdik"


Depremin yaşandığı ilk günden itibaren köylerdeki vatandaşlara zor şartlar altında ulaştıklarını vurgulayan Tekbıyıkoğlu, "Köylerde helikopter indirebilecek alanlar da yoktu. Helikopterin tek tekerleğini yeryüzüne temas ettirmek münasebetiyle doktorlarımız ve jandarmamız indiler oraya ve ilk müdahalelerini yaptılar. Tedavisi için sevki gereken hastalarımızı oradan aldık. Köylere gittiğimiz zaman gıda, hijyen, giyim ve ısınmayla ilgili malzemeleri oraya bıraktık. Ulaşamadığımız köy kalmadı. Yardım tırlarını köylerimize yönlendirdik" şeklinde konuştu.



"Şehrimiz normalleşmeye başladı"


Şehir merkezindeki vatandaşların zemini daha sağlam gördükleri ve hasar görmeyen köy evlerine döndüklerini kaydeden Tekbıyıkoğlu, "Biz sürekli bir sevkiyat halindeyiz. Bu coğrafyada çok önemli bir nüfus dışarı çıktı ama yaklaşık 14 bin çadır teslim etmişiz. Muhtarlarımız 'ihtiyacımız karşılandı' diyor. Gıda hijyen açısından hiçbir problemimiz yok. Şehrimiz normalleşmeye başladı. Esnaflarımız sağlam binalarında bulunan dükkanlarını açmaya başladı. Hizmet sektöründe 310 tane esnafımız tekrar geri faaliyete girdi. Bu da bizi sevindiriyor. Hayatın normale dönmesine ilişkin en kuvvetli emarelerinden bir tanesi esnaflarımızın faaliyete girmesi. Bu vesile ile ilçenin ve bizim de moralimiz yükseliyor" değerlendirmesinde bulundu.



"Millet olarak çok başarılı bir sınav verdik"


Felaketin yaralarını sarmak için milletin çok fazla destek verdiğini anlatan Tekbıyıkoğlu, "Türk milleti hepsi bunun hakkını sonuna kadar verdi. Eğer bir başkasının acısını hissedebiliyorsak, Hatay ve Kahramanmaraş'taki acıyı; Trabzon'daki, Ağrı'daki, Edirne'deki vatandaşımız hissedebiliyorsa biz milletiz. Biz bunun hakkını verdik diye düşünüyorum. Millet olarak çok başarılı bir sınav verdik" ifadesini kullandı.



"En fazla canın yandığı köylerden başlıyoruz"


Pazarcık'ta 14 tane çadır kent kentin kurulduğunu hatırlatan Tekbıyıkoğlu, "Çocuk dostu alanlardan, eğitim alanlarına kadar birçok vatandaşımızın ihtiyacı olan her hizmeti kendilerine sunmaya çalışıyoruz. En fazla canın yandığı köylerden başlıyoruz" dedi.