Haber- Foto: Seda Batur

 

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Periodontoloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Balcı Yüce gazetemize diş eti hastalıklarının nasıl oluştuğunu ve bu hastalıkların tedavi sürecini anlattı.

DİŞ ETİ HASTALIKLARI NASIL OLUŞUR VE BELİRTİLERİ NELERDİR?

Diş eti hastalıklarının en az diş çürükleri kadar diş kaybına neden olabilen önemli rahatsızlıklardan olduğunu belirten Periodontoloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Balcı Yüce, “Bu nedenle diş etleriyle ilgili her bir rahatsızlık ciddiye alınmalı ve gerekli tedaviye olası en erken dönemde başlanmalıdır. Çok sık görülen ve aynı zamanda bu hastalıklar arasında en hafif şekilde seyreden rahatsızlık diş eti iltihabıdır. Nedeni ise çoğu zaman plak birikiminden kaynaklıdır. Genellikle ağrıya neden olmaz. Kimi zaman çok hafif bir ağrı da yapabilir. Bu rahatsızlık başlangıç aşamasında tamamen tedavi edilebilir. Enfeksiyon ilerlediği zaman diş çevresindeki kemikte azalmalar başlar ve enfeksiyonun ilerlemesi dişlerde hareketlilik ve sonrasında diş çekimine kadar gidebilmektedir. Hastaları doktora getiren ilk belirti genellikle dişeti kanamasıdır.  Diş fırçalama esnasında veya kendiliğinden başlayan kanamalar dışında diş etinde görülen şişlik, kızarıklık, mavi-morumsu renk değişikliği, diş eti çekilmesi, diş eti büyümesi, dişlerde sallanma veya yer değişikliği, hassasiyet ve kötü ağız kokusu da sıklıkla gözlenen belirtiler arasındadır. Plak birikiminin yanı sıra genetik nedenler, sigara kullanımı, stres, diyabet gibi bazı sistemik hastalıklar, hormonal değişiklikler, hamilelik,  bazı ilaçların kullanımı ve beslenme alışkanlıkları da diş eti hastalıklarının oluşumunda ve tedaviye verilen cevapların değişmesinde rol alır. Diş eti hastalıklarında tedavi, hastalığın bulunduğu evreye ve etkilediği dokulara göre değişir. Amaç tedaviyle birlikte plak, bakteri, diş taşı ve hastalığa neden olan yapıların uzaklaştırılmasıdır. Diş eti hastalıklarının tedavisi diş taşı temizliği ile başlar. Hastalara doğru fırçalama teknikleri, ara yüz temizliği anlatılarak iyi bir ağız bakımı anlatılır. Hastalığın şiddetine göre tedavinin süreci değişmekle birlikte, diş eti cebi içinin ve kök yüzeylerinin temizliği yapılır. Yapılan tedavilerin başarısında hasta hekim işbirliği oldukça önemlidir. Hastaların düzenli aralıklarla kontrol seanslarına gelmeleri erken dönemde müdahale edilebilmesi açısından önemlidir. Hastalığın tekrarlamaması da düzenli ağız bakım alışkanlıklarının oluşturulmasına ve düzenli kontrollere bağlıdır” dedi.

DİŞ ETİ ÇEKİLMESİ NEDEN OLUR?

Diş eti çekilmesinin, dişetinin kök yüzeyini açıkta bırakarak kök ucuna doğru yer değiştirmesi olduğunu kaydeden Doç. Dr. Hatice Balcı Yüce, “Diş eti rahatsızlıklarının ilerlemesi, yanlış ve sert fırçalama teknikleri, diş taşı birikimi, dişin konumu, travma, ortodontik tedaviler, hatalı yapılmış dolgular, alışkanlıklar gibi birçok nedenden dolayı diş eti çekilmesi meydana gelmektedir. Çekilmelerle dişte hassasiyet ve estetik problemler oluşabilir. Aynı zamanda kök çürüğü, dişlerde hareketlilik,  diş kaybı riski artar. Dişeti çekilmesi olan hastalar yemek yeme ve fırçalama sırasında hassasiyet, estetik problemler, temizlemede güçlük gibi şikâyetlerden dolayı fakültemize başvurmaktadır. Tedavi dişe ve diş etinin durumuna göre değişmektedir. Başlangıç aşamasında doğru fırçalama ve hassasiyet giderici diş macunu önerisi rahatlama sağlamaktadır. Ancak şiddetli hassasiyet varlığında hassasiyet giderici ajanlar, lazer, dolgu gibi yöntemlerle birlikte diş eti cerrahileri uygulanmaktadır” diye konuştu.

DİŞ ETİ BÜYÜMELERİ VE TEDAVİSİ

Yetersiz ağız hijyeni sonucu plak ve diş taşı birikimi, bazı ilaçlar, sistemik hastalıklar, hormonal değişiklikler, ortodontik tedaviler, apseler, C vitamini eksikliği gibi nedenlerin diş etinde hacimsel artışa neden olduğunu aktaran Yüce, “Hastalarda diş etinde kanama ve hassasiyet, temizlemede zorluk, ağız kokusu gibi şikâyetler oluşur. Diş eti büyümelerinin tedavisi nedene yönelik olmalıdır. Öncelikle diş taşı temizliği ağız hijyen eğitimi, hastanın doktoruna danışılarak ilaç kaynaklı ise ilaç değişimi, sistemik hastalıkların kontrolü, apse kaynaklı ise tedavisinin yapılması sağlanmalıdır ve tüm bunların ardından büyümelerde azalma olmazsa cerrahi tedavileri yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

SAĞLIK AĞIZDA BAŞLAR

Diş eti tedavilerinde en etkili yolun düzenli kontrollerden ve iyi bir ağız bakımından geçtiğini söyleyen TOGÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Hatice Balcı Yüce, “Birçok şikâyet erken dönemde basit bir şekilde çözülmüş olur. Dişeti hastalıklarından korunmada ilk yapılması gereken ağız hijyeninin en iyi düzeyde tutulmasıdır. Bunun için doğru diş fırçası seçimi, yeterli diş fırçalama, düzenli ara yüz temizliği, dil fırçalama gibi alışkanlıklar kişilerin kendilerinin yapması gerekenlerdir.

Diş eti rahatsızlıkları belli bir süre belirti vermez, genellikle şiddetli ağrı gibi semptomları da olmaz. Hastalar herhangi bir şikâyeti olmasa bile yılda iki kez muayene edilmelidir. Unutmayalım ki sağlık ağızda başlar” ifadeleri ile açıklamasını sonlandırdı.