Tokat’ın  girişimci iş kadını Betül Özyurt  önderliğinde Avrupa Birliği Sivil Düşün programı kapsamında çocukların hayal gücünü genişletmek, yaratıcılıklarını artırmak, dil ve bilişsel gelişimlerini desteklemek amacıyla kurulan Kitap Perileri Topluluğu, karne hediyesi olarak çocuklara hikaye ve çocuk kitapları hediye etti. Kitap severlerin destekleriyle toplanan 500 kitap çocuklar için seçildi, konulara ayrıldı, paketlenerek oyuncaklarla süslendi. Topluluk olarak daha fazla çocuğa ulaşmak için Tokat’ta faaliyet göstern bir STK’ya kitapları ulaştırdıklarını ifade eden Topluluk Lideri Betül Özyurt, “Çocuk kitapları hediye ettik. Kitaplarımız için geri dönüşümden kendi tasarımımızla bir kütüphane oluşturduk ve kitaplarımızı çocuk kitaplığına yerleştirdik” dedi.

Avrupa Birliği Sivil Düşün programı kapsamında kurduğu topluluk çalışmalarıyla ilgili bilgiler veren Özyurt, “Dünyayı tek başımıza kurtaramayız ama dünyanın seni, bizi, hepimizi etkileyen sorunlarıyla birlikte mücadele edebiliriz. Mesela büyük sorunları, önce kendi küçük çevrelerimizde, memleketlerimizde konuşmaya başlayabiliriz. Ne için, nasıl hareket edeceğimizi planlayabiliriz. Topluluk dediğimiz şey bu aslında. Topluluk olarak bakış açımızı nasıl genişletiriz, genişletince ne kazanırız, bir arada olmakla nasıl kuvvetlenir, neyi başarırız ve elbette bu yolda hangi yöntem, araç ve bilgilerle kendimizi donatırız düşünceleri ile yola çıktık. Dünyanın ortak meseleleri için kafa yorup adım atarken, topluluklardan kuvvet ve ilham almak  mümkün, daha dayanıklı ve üretken topluluklar oluşturmakla dünya değiştirilir ve kotarılır. Topluluk deyince bizim gözümüzün önüne gelen resimde, herkesin birbirini güçlendirdiği, kendi içinde yetkileri dağıtabilen, ortak karar alabilen, eşitlerin var olduğu bir birliktelik var. Bu birliktelik insanların bir araya gelip ilişki kurmasıyla başlıyor. Buna sebep bazen ortak bir ihtiyacı karşılamak, bazen bir sorunu çözmek ya da bir fırsattan yararlanmak, bazen de değerli bir şey yaratmak veya hayatı daha iyi hale getirmek olabiliyor. Ortak değer, çıkar ya da amaçlar etrafında buluşan bu insanlar, birlikte karar verip harekete geçtikçe, güçlenip fikirleri, durumları, başka insanları etkiledikçe, hem birbirlerine hem topluluklarına daha çok bağlı hissetmeye başlıyorlar. Bizim topluluk resmimizin merkezinde insanlar duruyor. Birlik her zaman kuvvet doğurur ancak topluluğun kuvvetini nasıl kullanacağına insanlar yön verir. Onların ihtiyaçları, endişeleri ve çıkarları değiştikçe birlikte çalıştıkları şeyler de değişir. Toplulukları, bir misyona hizmet etmek için var olan resmi kuruluşlardan ayıran da bu değil mi? Misyona ulaşıldığında, kuruluşa duyulan ihtiyaç ortadan kalkar. Oysa topluluklar, kendilerini değişen ihtiyaçlara göre konumlandırabildikleri sürece yola devam edebilirler.” Dedi.

DUYARLI OLMALIYIZ

Sorunlara karşı insanların duyarlı olması gerektiğini belirten Özyurt, “Dünyanın ortak meselelerine, hepimizi ilgilendiren sorunlara karşı duyarlılık  taşımalıyız ve bu duyarlılığı hayatta somut bir karşılığa dönüştürmeliyiz. Birlikte çalışmak, üretmek, iyileştirmek ya da dönüştürmek toplumsal görevimizdir.” İfadelerini kullandı.