SES Tokat Şubesi Yönetim Kurulu tarafından paylaşılan yıldönümü açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Kamu emekçilerinin; 1960’lı yılında başlayan örgütlenmesi darbelerle ortadan kaldırılmaya çalışılmış fakat kapı kulu zihniyetini kabul etmeyen örgütlenme çalışmalarını bırakmayan emekçiler 1990’lı yıllarda büyük bir hamle içine girerek geleceklerinde söz ve karar sahibi olmanın, işine ve ekmeğine sahip çıkmanın yolunun örgütlenmekten geçtiğinin bilinci ile sendikal örgütlenmeye başladılar.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri 1990 yılından itibaren arka arkaya Genel Sağlık İş, Tüm Sağlık Sen, Sağlık Sen ve Sosyal Hizmet Sen sendikalarını kurdular. Zaman içinde mücadelenin bir taban bulması ile iş kolumuzda farklı sendikalarda örgütlenen emekçiler birleşerek güçlü ve karalı, çok daha güçlü bir sendika kurmak için harekete geçti ve SES’i kurarak birleştiler. ,

1 AĞUSTOS 1996 YILINDA SENDİKAMIZ SES KURULDU

SES’in öncesinde ve sonrasında sendikamız ve konfederasyonumuz üzerinde siyasi iktidarın çok büyük baskıları olmuştur. Bu dönemde sendikamız üyesi birçok sağlık emekçisi emek demokrasi mücadelesi verirken hayatlarından olmuşlardır buradan öncelikle onur üyelerimiz Necati AYDINAyşenur ŞİMŞEK ve Behçet AYSAN  ve barış şehitler Eyüp ERGEN, Abdulaziz YURAL, Şehmus DURSUN başta olmak üzere bu mücadelede kaybettiğimiz arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Yitirdiğimiz bu arkadaşlarımız halen mücadelemize ışık tutuyor.

 

  • Geliştirilmesi, güçlendirilmesi gereken 1. basamak yok edilmiş, Aile hekimliği adı altında binlerce hekime esnaf olması dayatılmış, en temel insan hakkı olan sağlık hakkı artık bir pazar nesnesi haline getirilmiştir
  • Döner sermaye uygulaması ile sağlık kurumları işletme haline getirilirken, çalışanlara performansa dayalı döner sermaye uygulaması ile emekliliğe yansıyan temel ücretler sürekli düşük tutulmuştur..
  • Sosyal Hizmetler adım adım tasfiye edilmeye, Sosyal Hizmet sadaka anlayışı içinde “Sosyal Yardım”a dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Bakıma muhtaç yaşlı, çocuk ve kadınlar her türden istismara karşı devletin korumasından alınıp vakıf ve cemaatlerin kucağına atılmıştır.

 

Bugün iş kolumuzda kırktan fazla sendika vardır. Meslek ve işyeri sendikacılığı yeniden hortlatılmaya çalışılmaktadır. Anayasa değiştirilerek ‘örgütlenme özgürlüğü’ yalanıyla birden fazla sendikaya üyelik getirilerek, örgütlülük zayıflatılmaya çalışılmakta, her türden haklarımızı kullanmak için iktidarın gösterdiği örgütlere gitmemiz istenmektedir. İktidarların besleme sendikalarına emekçiler baskı, mobbing, her türlü baskı ve yalan vaatler ile zorla üye yaptırılarak yetki almaları sağlanıyor. Son 6 dönemi (12 yılı) kapsayan TİS’e baktığımızda emekçilerin bu yetkilendirilmiş sendikamsı yapılar eliyle emekçilerin haklarında yarattıkları gerilemeyi görebiliriz. Haklarımız elimizden alınırken gösterilen olumsuz sendikal pratik nedeniyle örgütlenme emekçiler için anlamsız hale getiriliyor.

Yukarıda ifade ettiğimiz işkolumuzdaki olumsuzluklara karşı durmanın, işkolumuzdaki piyasalaştırmanın ve ticarileştirmenin son bulmasının, işyerimizdeki en küçük hakkımızdan, en büyük talebimizin gerçekleşmesine kadar tümü için örgütlü ve birleşik mücadele bir zorunluluk haline gelmiş durumdadır. Bizim bunu yapmamız halinde, yapıyormuş gibi görünenler ve bizleri oyalayanlar boş durmayacaktır. Israrla birliği savunmalı, birliği beraberliği yozlaştıran, anlamsızlaştıran, bugünkü birliğimizi bile dağıtmayı planlayan düzenlemelere karşı olmalıyız.

Şube ve temsilciliklerimizden en ücra köşedeki üyelerimize kadar büyük bir özveri ile çalışarak sendikal sorumluluklarımızı yürütüyoruz. Sendikamızda 32 yılda kazandığı örgütlenme, eğitim ve mücadele deneyimiyle emekten ve halktan yana kendine özgü bir kültür oluşmuştur. Bu nedenle kurucularımızdan başlayarak, gelmiş geçmiş tüm şube ve merkez yöneticilerimiz ve üyelerimiz haklı bir onurun sahibidir. 1 Ağustos 1996 yılında dört sendikanın birleşmesiyle kurduğumuz SES bugün 27 bin üyesiyle aritmetik toplamın çok ötesinde anlamlar ifade etmektedir. Bunca baskıya rağmen küçültülememiştir, aksine emekçiler ve halk nezdinde itibarını arttırmayı başarmıştır.

26.(32). yılımızı kutlarken, bugüne kadar edindiğimiz deneyimlerin ışığında; hak ve özgürlerimizi geliştirmek, bize giydirilmek istenen deli gömleğini yırtıp atmak, işkolumuzdaki tüm hizmetlerin ücretsiz ve nitelikli olmasını sağlamak, güvenceli iş, güvenceli gelecek, barış içinde yaşanan eşitlikçi, özgürlükçü bir ülke için; daha fazla birlik, daha fazla çalışma, daha fazla örgütlenme, daha çok mücadele bizi bekliyor.

Dünya ve Türkiye işçi ve emekçilerinin mücadele birikimini kendine miras edinen ve bu mirasa her gün yeni birikimler katmayı baskıcı, otoriter, anti demokratik uygulamalara rağmen başarmaktadır.

Umudu her koşulda yürüttüğü fiili mücadele ile büyüten ve paylaşan SES dimdik ayakta.

SES var. Umut Var.

SES’siz Kalma! SES’te Örgütlen!”