Hüseyin Yarıcı, 11 Ekim 2022 tarihinde CHP’nin Sermaye Piyasası Kurulu odaklı borsa manipülasyonu yoluyla dolandırıcılık ve rüşvet olayını araştırmak için bir meclis araştırma komisyonu kurulması önergesi verdiğini belirterek, “Ne yazık ki, bu önerge TBMM Genel Kurulu’nda Ak Parti ve MHP oylarıyla ret edilmiştir. Yani meclis çoğunluğu ‘bunu görüşmeye gerek yok’ demiştir. Bunu nasıl açıklayacağız. Yolsuzlukların ve rüşvetin önlenmesi bu konudaki araştırmaları engelleyerek mi gerçekleştirilecek? Üstelik Sayın Cumhurbaşkanı bu sebeple iki danışmanını da görevden almıştır. Demek ki, burada ciddi rahatsızlıklar var. Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözlerinden de anlaşılıyor ki, O’da Türkiye’de yolsuzluk ve yoksulluğun olduğunu kabul ediyor. Eğer bugün Türkiye’de rüşvet, yolsuzluk ve yoksulluk varsa karşılığında da 20 yıldır Ak Parti iktidarı var. 20 yıldır neden bu sorunlar çözülemeyip arttı?  Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendinin de dediği gibi, ‘20 yılın sonunda böyle bir vaat ayıptır’ dedi.

Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin yolsuzluk raporuna göre Türkiye’nin 120 ülke arasında 96’ncı sırada olmasını değerlendiren Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı şu ifadeleri kullandı;

“Genel Başkanımız TBMM’deki grup toplantısında, İyi Parti’nin yolsuzlukla mücadele için, milletvekillerine talimat verdiğini belirterek, yasa tekliflerini bir bir Meclise getireceklerini söyledi. Madem Sayın Cumhurbaşkanı yolsuzlukları halletmeye çalışıyor. O takdirde İyi Parti’nin Meclis’e getirecekleri yasalara destek versinler, yolsuzlukların üzerine birlikte gitsinler. Ama millete, ‘yolsuzluğu çözeceğim’ diye vaat verip, yasa tekliflerine ‘hayır’ oyu vermesinler

“YENİ ANAYASA YENİ İKTİDAR TARAFINDAN YAPILMALIDIR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa önerisiyle ilgili olarak da açıklama yapan Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı, “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mıdır? Evet vardır! Ancak yeni anayasa yapmanın ilk şartı da seçimlerde siyasal iktidarın değişmesidir. Bugün hak, hukuk ve adaletin tesis edilmemesinden şikayetçi milyonlar bulunurken, durmadan bahane üretenlerle, dezenformasyon yasasında ısrar ederek basına sansür getirenlerle çağdaş bir anayasa yapılmasından söz edemeyiz” dedi.

“Yeni anayasa, daha demokratik bir Türkiye için hayati bir meseledir” diyen Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı sözlerini şöyle sürdürdü;

“Anayasanın yenilenmesi, olağan dışı ve kırılgan bir iştir. Bunun için uygun siyasi iklimi kollamak gerekir. Bugün, yeni bir anayasa için uygun bir siyasi iklim yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bugünkü yapısı ve başkanlık sistemiyle yeni anayasa yapımında lokomotif rol oynaması beklenemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun “katılım ve katkı”, “metin yazımı”, “kamuoyunda tartışma”, “gözden geçirme” şeklinde dört aşamadan oluşacak çalışmaları demokratik teamüllere göre uygulaması konusunda muhalefet partileriyle bir uzlaşma sağlaması zor hatta imkânsız görülüyor. Üstelik 20 yıldır iktidarda olup da yeni bir anayasa düzenleyemeyenlerin, bugün demokratik bir anayasa yapılmasından söz etmeleri de inandırıcı görünmüyor. Bu nedenle yeni anayasanın yeni iktidar tarafından yapılması en gerçekçi ve uygun çözüm olacaktır.”

“ALEVİLERİN BÜTÜN SORUNLARIYLA İLGİLENİLECEK VE DİNİ İHTİYAÇLARI KARŞILANACAKTIR”

Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı, Ak Parti’nin Alevi açılımına da değinerek, ”Alevi yurttaşlarımızın Ak Parti’nin Alevi açılımına ihtiyatla ve endişeyle yaklaşmaları çok doğaldır” dedi.

İyi Parti Programın “Din Hizmetleri” başlıklı bölümünde Alevilere değinildiğini belirten Yarıcı şunları söyledi;

“Parti programımızda milletimizin, birlik, beraberlik, kardeşlik, barış ve esenliğinin önemli bir unsuru olan İslam’ın, asıl fonksiyonunu ifa edebilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın her türlü siyasi ve ideolojik akımlardan arındırılarak siyaset üstü saygın bir kurum olarak konumlandırılması olmazsa olmazımız olarak vurgulanmıştır. Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütün mevzuatı yeniden gözden geçirilecek ve gerekli tedbirler alınacaktır. Çocuklarımızın eğitiminde İslam’ın güzel ahlak anlayışı ile sevgi, şefkat ve merhamet tarafının öne çıkarılması, dini konulardaki yayınların gerçek İslam’a uygun ve şiddet/terörden uzak olması, dini alanda toplumdaki farklı meşrep ve anlayışlara ayrımcılık yapılmaması esastır. Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere kurulmuş ilk Cumhuriyet kurumlarındandır. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde yaşayan azınlıklar dışında, hangi meşrep ve mezhepten olursa olsun, her hangi bir ayrım yapmaksızın bütün Müslümanlara hizmet etmek durumundadır. ‘Sosyal Devlet’ olgusu çerçevesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında Alevilik ile ilgili verilen bilgiler ve Cemevi konusu dahil Alevilerin bütün sorunlarıyla ilgilenecek ve dini ihtiyaçlarını karşılayacaktır.  Alevi kültürünün inanış ve uygulamalarını, sözlü ve yazılı kaynakları esas alarak çalışacak bağımsız bir ‘Araştırma Merkezi’ kurulacaktır. Ülkemizde ve ülke sınırları dışında bulunan Alevi kültür mirasının envanteri çıkarılacak, tahrip olan eserlerin restorasyonu yapılacaktır. Alevi inanç önderlerine yönelik hizmet içi eğitimler düzenlenecektir.”

“KARA DELİK BÜYÜDÜ”

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın yayımladığı verilere göre ağustos ayında cari açığın 3.11 milyar dolar olduğunu belirten Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı,  yıllık açığın ise 36,7 milyar dolardan,  40,9 milyar dolara ulaşarak 4 yılın zirvesine çıktığını söyledi.

Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı, hayat pahalılığı, işsizlik, göçmenler sorunu gibi büyük sorunların yaşandığı günümüzde cari açığın artmasının ülke ekonomisine olumsuz katkıları olacağına işaret ederek, “Cari açıktaki artış ne kadar fazla olursa ülkeye gelen para giden paradan o kadar az olur. Bu durum da ekonomik gelişimi büyük ölçüde engeller. Cari açık ortaya çıktığında ekonomi alanında krizler yaşanır. Bu krizler hem işletmeleri hem de tüketicileri ciddi şekilde etkiler. Cari açık oranları, ekonomiyi yakından ilgilendir. Cari açık özellikle finansal krizlerin nedenleri arasında ilk sırada yer alır. Cari açık artmaya devam ettikçe ekonomi alanında daha büyük sıkıntılar yaşanır. Döviz kurunun aşırı yükselmesi, yüksek orandaki enflasyon, aşırı borçlanma, ihracatın azalması, ithalatın artması en büyük nedenleridir. Halkımızın daha da yoksullaşmaması için ülke yönetiminde bir demokratik seçimler yoluyla bir değişikliğin yaşanması zorunlu hale gelmiştir” dedi.

“DÜŞÜK VE ORTA GELİRLİ AİLELERİN KONUT EDİNMELERİ NEREDEYSE İMKÂNSIZLAŞTI”

Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı, Türkiye İstatistik Kurumu verilerinin inşaat maliyetlerinde bir yılda yüzde 116,98 arttığını ortaya koyduğunu kaydederek, “Artan enflasyon ve Türk lirasındaki giderek artan değer kaybı inşaat maliyetlerini doğrudan etkiledi. Türkiye İstatistik Kurumu İnşaat Maliyet Endeksi raporu durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 124,38, işçilik endeksi yüzde 83.97 yükseldi. BU artan maliyetlerin önümüzdeki aylarda da yükseliş eğilimini sürdüreceği görülüyor. Düşük ve orta gelirli ailelerin konut edinmeleri neredeyse imkânsızlaştı” dedi.