(Haber-Foto: Mustafa Işık)

Zafer Partisi Tokat 1’inci Sıra Milletvekili Adayı Alptürk Kaya, seçim çalışmalarına hız kesmeden ilimizde devam ediyor. 14 Mayıs Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde yerelde farklı bir çalışma sürdüren Kaya, gündemdeki konuları gazetemize değerlendirdi. Zafer Partisi Tokat 1’inci Sıra Milletvekili Adayı Alptürk Kaya, “biz şu anda hazine yardımı almayan, ilk defa seçime girecek olan bir partiyiz. Dolayısıyla bütün çalışmalarımızı Türk milliyetçiliği davasına gönül vermiş olan il teşkilatımız ve aday arkadaşlarımızla birlikte yürütüyoruz. Gittiğimiz her yerde, temas ettiğimiz her kişiden olumlu dönüşler aldığımızı söyleyebilirim. Şu ana kadar hiç kimsenin tepkisiyle karşılanmadık. Az önce il başkanlığı binamıza yürürken yanımızdan geçen genç insanların, ’biz Zafer Partisi adaylarını destekleyeceğiz.’ demesi bizim için övünç verici bir sonuç. Biz yapmak istediğimiz her şeyi insanlarımıza birebir temas ederek onlarla uzun uzun konuşarak, her bir sorularını tek tek yanıt vererek anlatma çabasındayız.” dedi.

“ZAFER PARTİSİ MECLİSE GİRMEDİĞİ TAKDİRDE TÜRKLÜĞÜ SAVUNACAK HİÇBİR UNSUR KALMAZ”

Türkiye’nin seçimin eşiğinde olduğunu hatırlatan Zafer Partisi Tokat 1’inci Sıra Milletvekili Adayı Alptürk Kaya, “bu seçim Türk siyasi hayatında bir kader anı olarak değerlendirilebilecek bir seçim olacaktır. Daha önce hastane, yol veyahut kim daha iyi yönetir, kimi daha çok beğeniyoruz. Bu tür tartışmalar üzerinden şekillenirdi seçimler. Ancak şu anda öyle bir noktaya geldik ki Türk bayrağının adını tartışmaya açanlar, Türkiye'nin bölünmesini tartışma açanlar, Türklüğün anayasadan çıkartılmasını, ilk dört maddenin değiştirilmesini tartışmaya açanlar, ağız birliği içerisinde iki ayrı ittifak teşkil etmiş durumdalar. Bunlardan biri Cumhur İttifakı. Cumhur İttifakı 20 yıllık iktidarını bundan sonraki dönemde de devam ettirebilmek maksadıyla HÜDA-PAR gibi Hizbullah terör örgütünün siyasi ayağını oluşturan bir yanına aldı. Bu yapının Genel Başkanı olan Zekeriya Yapıcıoğlu adlı şahıs Türkiye'de bir seçim bölgesinden aday olmakla birlikte çalışmalarını yoğun olarak Barzani'nin yanında gerçekleştiriyor. Olasılıkla Türk Meclisi'ne bir şekilde girdikten sonra yapacakları çalışmaların planlarını tasarlıyorlar. Bu zat ile milliyetçi bir partinin genel başkanı yan yana çıkarak Türk milletinden oy istediler. Bu Türk milliyetçiliğinin tarihine geçmiş bir kara lekedir. Biz bunu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz, onaylamıyoruz, doğru bulmuyoruz. Türk milletinin de bunu göreceğini düşünüyoruz, biliyoruz. Öte yandan altını masa adı altında teşkil edilmiş olan bir masa var. Bu masanın içerisinde yer alan Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu Türkiye'nin şu ana kadar içinde olduğu güç koşulları ortaya çıkartan siyasi kararların altına imzasını atmış kimseler. Dolayısıyla esasen hesap vermesi gereken bugüne kadarki sürecin sorumluluklarının üstlenmesi gereken bu insanlar siyasi bir oyunla, sorumluluktan kurtulmak içerisindeler. Biz buna da müsaade etmeyeceğiz. Bakın hukuk devletinde, helalleşmek gibi bir kavrama yer yoktur. Hukuk devletinde yasalar vardır. Siz yasalar önünde hesap vermesi gereken kimseleri hukuk kurallarınız doğrultusunda yargılarsınız beraat ederler veyahut mahkûm olurlar. Altılı masayı şu anda dışarıdan destekleyen HDP yeni adıyla seçimlere girdiği Yeşil Sol Parti olduğunu görüyoruz. Yeşil sol partinin hedefleri arasında Öcalan'ın çıkartılması Bebek katili Öcalan'ın çıkartılması, Selahattin Demirtaş'ın çıkartılması vaatlerinin yer aldığını, yine bir Kürdistan projesinin bulunduğunu gözlemliyoruz. Şu an meclise, Zafer Partisi'nin girmediği bir olasılıkta 15 Mayıs sabahında karşılaşacağımız tablo şudur. Bir tarafta HÜDA-PAR'la hareket eden, Kürdistan'ı savunan Cumhur İttifakı,diğer tarafta HDP'yle hareket eden o da Kürdistan'ı savunan bir Millet İttifakı ve bir ayrı yapı olarak HDP'nin oluşturmuş olduğu bir emek ittifakı. Üçünün de bir Kürdistan kurulması, Türk bayrağının adının tartışılması, Türklüğün anayasadan çıkartılması konusunda mutabık olduğunu hepimiz biliyoruz. Zafer Partisi meclise girmediği takdirde Türklüğü savunacak hiçbir unsur kalmaz. Türk milleti bu bilinçle karar vermeli. Zafer Partisi Türkiye'nin sigortasıdır.” diye konuştu.

“ZAFER PARTİSİ'NİN VE ATA İTTİFAKININ OYLARININ HIZLA YÜKSELİŞTE OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”

Milletvekili Adayı Kaya “Tokat'ta Sinan Oğan'a yoğun bir ilgiyle karşılaştığımızı ifade edebilirim. Sinan Oğan, Zafer Partisi'yle yola çıkmış, Zafer Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmiş ve Türk milliyetçiliği değerlerini Zafer Partisi'yle birlikte her aşamada yan yana savunan değer verdiğimiz bir isim. Sinan Oğan'a verilen desteklerin Türkiye'nin bölünmesini istemeyen vatandaşlarımız tarafından verildiğini çok iyi tespit ediyoruz. Bu vatandaşlarımız bir ittifakın bütünlüğünü kavramalı ve Zafer Partisi'nde mecliste yer alması gerektiğini anlamalı. Bizim yurttaşımız, insanlarımız vatanseverdir. Ülkesinin bölünmesini istemez. Ancak onları yanlış yollara sevk eden birtakım siyasetçilerin sözlerinin arkasından gidebiliyorlar. Bizim halkımıza anlattığımız şey budur. Biz onlara doğruyu göstermeye çalışıyoruz. Şu an bu seçim önem itibariyle Türk milletinin yazgısını belirleyeceği seçim olacak. Belki de Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı vermesinin ardından geçen süre zarfında milletin kaderini tayin edeceği en önemli seçim bu olacak. Millet vereceği oylarla kendi kaderini kendisi tayin edecektir. Yeniden açılım süreçlerinin yaşanacağı, kendi kimliğinin tartışmaya açılacağı, Türk ulusunun Türkiye'deki egemenlik haklarını sorgulanacağı bir sürece mi götürsün bizi? Yoksa biz ülkemizde artık partimizin de söylemi olan bilim birlik, barış ekseninde geleceğe bakalım. Biz bunun kararını vereceğiz. Şu an Türkiye'nin her yerinde yapılan anketler, anket çalışmaları, sosyal medyadan izlediğimiz görüntüler Zafer Partisi'nin ve Ata ittifakının oylarının hızla yükselişte olduğunu gösteriyor. Anket çalışmaları Zafer Partisi'nin çok açık bir şekilde %7,5 ve 8,8 dolaylarında bir oy alacağını ortaya koyuyor.” şeklinde konuştu.

“TÜRK MİLLETİ ZEKİDİR, KİMİN BU ÜLKEDE EN İYİ İŞLERİ ORTAYA KOYACAĞINI TAKDİR EDECEKTİR”

Kaya, “Tokat'taki çalışmalar için şunu söyleyebiliriz. Gün boyunca sizin gibi değerli basın mensubu arkadaşlarımızla toplantılar gerçekleştiriyoruz. Esnaf gezilerine çıkıyoruz. Yurttaşlarımızla iç içeyiz. Gece herkes uyurken Tokat'ın ilçelerinde, beldelerinde, köylerinde her bir arabaya, her bir eve tek tek broşürlerimizi dağıtıyoruz. Her yere birçok parasını dağıtmış olan seçim otobüsleri kiralamış olan, bayraklarını asmış olan partilerin bu tür çalışmalar yaptığını göremezsiniz. Çünkü onlar sabah dokuz, akşam beş usulüyle parayla çalışan bir takım ekiplerle hareket ediyorlar. Biz sabaha kadar şahsım da dâhil olmak üzere eşofmanlarımızı giyiyoruz, sahaya iniyoruz ve yurttaşlarımıza gece de ulaşmaya çalışıyoruz. Çünkü bizim ülkümüz Türk ülküsü. Bizim anlatmak istediğimiz bir şey var. Biz sesimizi ulaştırmak mecburiyetindeyiz. İnsanlarımız bunu görecektir. Bizim diğer siyasetçilerden en temel farkımız biz ülkemizin bölünmesi pahasına hiçbir ittifakın içerisinde yer almamamız. Türk meclisine kürsüsüne çıkıp Tokat halkı başta olmak üzere tüm Türkiye'nin sorunlarını her gün en gür sesle o kürsüden Türkiye'ye duyurmaktır. Biz bunun çabasındayız. Diğer siyasetçiler bütün yerlerde vatandaşlarımıza sadece bir selam verip ayrılırlarken biz, her bir vatandaşımızı yanına alıyoruz, müsaadesini istiyoruz. Sorunlarını tek tek dinliyoruz, not alıyoruz. Ve buna ilişkin çözüm önerileri oluşturmak üzere akşam toplantılar yapıyoruz. Zafer Partisi'nin yalnızca sığınmacılar konusunda değil Türkiye'nin bütün sorunları konusunda uzman kadrolar tarafından hazırlanmış çözüm önerileri mevcut. Biz bunları vatandaşlarımıza tek tek anlatıyoruz. Eğer basın kuruluşları şu an Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi bize bir ambargo uygulamamış olsalardı biz bunları milletimize çoktan anlatmıştık. Biz milletimize anlatıyoruz. Bizim milletimize anlattığımızı ve milletimizin teveccühünü kazandığımızı gören diğer siyasi partiler oturup bizi izliyorlar ve bizden bu projeleri ve fikirleri deyim yerindeyse çalıyorlar. Biliyorsunuz Kemal Bey geçtiğimiz günlerde bir ekonomi politikası açıkladı. Ekonomi politikasını incelerseniz Zafer Partisi'nin ortaya koymuş olduğu dört bölge, dört deniz projesinin İstanbul üç sıfır projesinin doğrudan alıntılanmış olduğunu görürsünüz. Basın bizim bunu halkımıza anlatmamıza müsaade etmediği için bu proje Kemal Bey'in projesi gibi sunulmaya çalıştı. Türk milleti zekidir, kimin bu ülkede en iyi işleri ortaya koyacağını takdir edecektir.” açıklamasında bulundu.

“TOKAT'TA SİYASİ TEMSİL SORUNU VAR”

Kaya, Tokat’tan aday gösterilmesine ilişkin sorulan soruya cevaben, “Tokat'tan aday olmama gelince, biz Tokat'a çok değer veriyoruz. Ben Tokat'a aday gösterilmiş sıradan bir isim olarak değerlendirilmemeliyim. Ben partinin üst yöneticilerinden biriyim. Genel idare kurulu üyesiyim ve hukuk işleri başkan yardımcısıyım. Biz Tokat'ın milliyetçi vatandaşlarının, milliyetçi halkının diğer siyasi partiler tarafından şu an böyle bir seçimin eşiğinde yanlış tarafa yönlendirilmesini istemiyoruz.Tokat'ın sorunları nelerdir? Tokat'ta bir şeker fabrikası sorunu var. Tokat'ta bir tütün fabrikası sorunu var. Bunu her yerde görebiliyorsunuz. Yine Tokat'ta bir tarım sorunu var. Tokat'ta siyasi temsil sorunu var. Buradan seçilen adaylar mecliste herhangi bir soru önergesi vermedikleri ve meclis çalışmalarını gereği gibi yürütmedikleri gibi Tokat halkını da ihmal etmişler. Şu an birçoğunun resmini alıp Tokat'ın çarşısında gezdirseniz vatandaşlarımız bu isimleri tanımazlar ve bilmezler. Ancak bu isimler tekrar ve tekrar seçiliyorlar. Bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz. Biz Tokat'taki tekel ve şeker fabrikası sorunlarını, tarım sorunlarını en iyi şekilde çözüme kavuşturacak, Tokat halkının hak ettiği ücretle, yeniden istihdamını temin edecek, çözüm önerilerini şimdiden geliştirmeye başladık. Sizler şu an basın mensupları olarak bizlerle bu söyleşiyi gerçekleştiriyorsunuz ve tarihe bir not düşeceksiniz. Vekil seçildiğimiz andan itibaren meclis soru önergelerimizi takip etsinler. Vereceğimiz ilk önergeler arasında Tokat'ın bu sorunlarını çözmeye yönelik önergeler olacaktır.” değerlendirmede bulundu.

“BU TEK KELİMEYLE KÜSTAHLIKTIR”

Türkiye’deki mülteciler konusuna da değinen Zafer Partisi Tokat Milletvekili Adayı Alptürk Kaya, “esasen 13 milyon kişinin şu anda mülteci adı altında Türkiye'de bulunması Avrupa'dan gelecek olan mültecilerin uluslararası hukuktaki haklarını da ihlal eder nitelikte. Çünkü bütün kaynakları onlara aktardığınız için mülteci olarak gelecek insanlara bir kaynak aktaramazsınız. Şimdi ülkelerine geri dönmelerini istemek, onları fırlatmak değildir. Biz onların ülkelerinde huzur içerisinde yaşamasını istiyoruz. Biz onları zorla geri göndereceğiz derken şunu kastediyoruz. Şu an Türkiye'de bir birçok konuda bedava bir yaşam sürüyorlar. Özellikle siyasi iktidarın elinde olan belediyelerde toplu ulaşım hizmetlerinden ücretsiz yararlanıyorlar. Bunlar bizim yurttaşlarımızın hakkıdır. Biz yurttaşımızın hakkını savunmakla mükellefiz. Yurttaşlarımız dışındakiler açıkçası bizim ne önceliğimiz ne sonralığımızdır. Üniversite sınavlarına bizim gençlerimiz yıllar boyu hazırlanıp türlü sorunlar içerisinde kazanabilirlerken şu an bunlar sınavsız bir şekilde birçok yerde üniversitelere yerleştiriliyorlar. Burslar alıyorlar. Birçok yerden destek görüyorlar. Şu an onlar için Türkiye bedava kullandıkları bir market gibi. Siz bu olanakları keserseniz zaten bu insanlar bu ülkeyi terk edecek. Bizim özel olarak Suriyelilere bir kastımız yok. Biz Türkiye'ye gelmiş olan ve bu şekilde talan eden her kim olursa olsun biz buna karşıyız. Bu Suriyeli de olsa, Afgan da olsa yarın çıksa bu Rus da olsa, İngiliz de olsa biz buna karşıyız. Ancak şunu akıldan çıkarmamak lazım, Suriye'de bir iç savaş yok. O iç savaş bitti. Böyle bir iç savaş olsaydı dâhi bunun sorumluluğu Türkiye'de değildir. Sizler de basın mensubu olduğunuz için takip ediyorsunuzdur. Öyle bir duruma geldik ki, burası bizim, siz gideceksiniz diye paylaşım yapılıyor. Bu tek kelimeyle küstahlıktır. Başka hiçbir şekilde ifade edilemez. Burası tarihi olarak Türk toprağı olan hiçbir zaman Suriyeliler tarafından elde edilmemiş olan Suriyelilerin yaşamadığı hiçbir hakkının olmadığı burada yalnızca bizim inisiyatifimiz ve bizim insani duygularımız neticesinde geçici olarak gelmiş oldukları bir yerdir. Bu geçiciliği unuttukları noktada Türk milleti onlara gereken cevabı verecek. Biz Türkiye'de bir iç savaş istemiyoruz. Bunun önünü almaya çalışıyoruz. Burayı artık kendi toprağı olarak görmeye çalışan, bizim buradan gireceğimizi ifade eden bir takım topluluklar ortaya çıkmaya başladı. Bunun milletimiz tarafından görülmesi gerekiyor ve daha kemikleşmiş bir sorun olmadan önce aynı bir PKK düzeyine gelmeden önce çözüme kavuşturulması gerekiyor. Türkiye'nin Afganistan'a dönüşmesini, Türk kadınlarının sokaklarda kırbaçlanmasını istemiyoruz. Şu an herhangi bir işletme sahibi, işletmesine bir istihdam sağlarken sizlerden adli sicil kaydı ister doğru mu? Afganistan'dan gelen adamdan nasıl adli sicil kaydı isteyeceksiniz? Yazın bakalım Afganistan'a. Bu adamın adli sicil kaydını verir misiniz diye var mı sizce bir kaydı? Suriye'den gelen adamın sizce var mı? Yok. Bu adamın kendini canlı bomba yapmaya hazırlanmadığını, canlı bomba hazırlanırken elinde olmayan sebeplerle bunu gerçekleştiremediğini, bu yüzden kaçıp gelmediğini, orada kaç kişiyi öldürdüğünü, kadınlara tecavüz edip etmediğini biliyor muyuz? Bilmiyoruz. Bu insanlar sakalını kesip aramızda dolaşıyorlar. Biz bir an önce bunları geldikleri yere göndermek zorundayız. Bunu hukuk çerçevesinde ve en insani koşullarda yapacağız. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın Türkiye'nin her zaman hukukun sınırları içerisinde hareket eden bir devlet olduğunu tarih yazmıştır. Biz bunun temini için çabalıyoruz.” ifadelerine yer verdi.