Haber-Foto: Mustafa Işık
Tokat’ın Günçalı ve çevre köylerinde, HLC Madenler ve Yatırım Anonim Şirketi’ne verilen maden arama ruhsatına karşı halkın başlattığı mücadele büyüyerek devam ediyor. Bu kapsamda düzenlenen yürüyüş, Cumhuriyet Meydanı’ndan başladı ve çevre köylerden gelen vatandaşların yoğun katılımıyla Dr. Cevdet Aykan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi önünde daha geniş bir kalabalıkla birleşti. Birleşen gruplar, ellerinde pankartlar ve dillerinde adalet sloganlarıyla Tokat Yeni Adliye binasına kadar yürüdü.
Yürüyüş boyunca “Hak, hukuk, adalet” sloganları atan vatandaşlar, çevreyi koruma konusundaki kararlılıklarını dile getirdi. Vatandaşların tek yürek olduğu bu etkinlik, hem çevre bilincini artırmayı hem de yasal süreçte kamuoyu oluşturmayı hedefledi. Özellikle gençlerin ve kadınların yoğun katılımı, etkinliğe ayrı bir dinamizm kazandırdı. Siyasi Partiler ve STK'lar Halkın Yanında
Maden arama faaliyetlerine karşı düzenlenen bu etkinlikte, yalnızca köylüler değil, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları da yer aldı. CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz başta olmak üzere CHP, İYİ Parti, Sol Parti ve Emek Partisi temsilcileri, çevre mücadelesine destek vermek için yürüyüşe katıldı. Bunun yanı sıra, çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve çevre aktivisti de etkinlikte hazır bulundu.
Etkinlikte sık sık birlik ve dayanışma mesajları verilerek, bu mücadelenin sadece köylülerin değil, tüm Tokat halkının ortak meselesi olduğu vurgulandı. Özellikle, çevre tahribatının sadece bugün için değil, gelecek nesiller için de büyük bir tehdit oluşturduğu belirtildi. Kadim Durmaz: "Vatan Toprağı Kutsaldır, Kaderine Terk Edilemez"
Etkinlikte konuşan CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” sözünü hatırlatarak, halkın mücadelesine destek verdi. Durmaz, “Bu topraklar, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda burada yaşayan insanların kültürü, geçmişi ve geleceğiyle büyük bir öneme sahip. Beş yıl öğretmenlik yaptığım bu topraklar, kalbimde derin izler bıraktı. Ancak bugün, maden arama faaliyetleriyle bu cennet coğrafya tehdit altına alınmak isteniyor. Bu mücadele, yalnızca bir çevre mücadelesi değil, aynı zamanda yaşamı savunma mücadelesidir. Halkımızla omuz omuza vererek bu mücadeleyi kazanacağız. Adalet istiyoruz, vicdan istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Durmaz, çevresel tahribatların ülke genelinde büyük sorunlara yol açtığını, bu tarz projelerin kısa vadeli ekonomik kazançlar uğruna doğal ve kültürel mirası yok ettiğini belirtti. Ayrıca, çevre mücadelesinin önemini vurgulayan Durmaz, halkın hak arama sürecine verdiği desteği övdü ve bu sürecin sonunda adaletin yerini bulacağına inandığını söyledi.
Destegül Taş: "Direne Direne Kazanacağız!"
Günçalı Köyü Derneği adına açıklama yapan Destegül Taş, maden arama ruhsatına karşı açılan davanın önemine dikkat çekerek, halkın bu süreçte gösterdiği dayanışmanın örnek bir mücadele olduğunu belirtti. Taş, “Bugün burada sadece köylerimizi değil, geleceğimizi savunuyoruz. HLC Madenler ve Yatırım Anonim Şirketi’ne verilen ruhsat, 20.000 hektarlık geniş bir alanı kapsıyor. Ancak köylülerimizin haklı mücadelesi sayesinde şirket, ön arama döneminde bile sahaya giriş yapamamıştır. Bu, birlik ve kararlılığın bir zaferidir. Ancak mücadelemiz bitmedi; hukuksuz faaliyetlere geçit vermemek için hep birlikte direneceğiz.” dedi.
Taş ayrıca, 30 Aralık 2024 günü saat 14.30’da yapılacak duruşmanın, sadece bir dava değil, aynı zamanda halkın adalet arayışının simgesi olduğunu ifade ederek, tüm vatandaşları bu duruşmaya destek vermeye çağırdı.
"Çal Baba Ormanı'mızı ve Doğamızı Koruyacağız"
Açıklamada, şirketin eksik belgelerle ve hukuksuz bir şekilde sondaj makineleriyle sahaya girmeye çalıştığı, ancak köy halkının direnişi sayesinde bu girişimlerin engellendiği belirtildi. Özellikle Çal Baba Ormanı gibi kutsal ve doğal alanların korunmasının halk için büyük bir öneme sahip olduğunun altı çizildi. Ayrıca, şirketin ÇED sürecini işletmediği ve mevcut ruhsatı koruma çabalarını sürdürdüğü ifade edilerek, bu hukuksuzluklara karşı halkın mücadelesinin devam edeceği vurgulandı."Haklı Davamızda Birlikte Kazanacağız"
Destegül Taş, açıklamasını, “Atalarımızdan emanet kalan bu toprakları madencilik faaliyetlerine kurban etmeyeceğiz. Çal Baba Ormanı’mız, sularımız, tarım alanlarımız ve biyoçeşitliliğimiz, ne yerli görünümlü yabancı şirketlere ne de başka bir gruba teslim edilecektir. Şafak bizimdir, bizim kalacak. Anayasal haklarımız çerçevesinde, bu kutsal toprakları savunma mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Tüm halkımızı, davamıza destek olmaya davet ediyoruz.” sözleriyle sonlandırdı.