Nevşehir'in Ürgüp ilçesinde düzenlenen "1. Ulusal Yapay Zeka Buluşması"na katılan Çakır, yaptığı açıklamada, yapay zeka teknolojisiyle ortaya çıkan ürün ve uygulamaların insan hayatına etkilerinin artacağını belirtti.
Çakır, yapay zeka kavramının 1970'lerden beri var olan bir kavram olduğunu ancak bugüne kadar akademik araştırmalardaki küçük gelişme süreçlerinin ötesinde bir konuma geldiğini dile getirdi.
İnsansı botların sorulara yanıt vermesiyle başlayan son süreçte, görsel alanda da yapay zekanın gelişiminin dikkati çektiğini anlatan Çakır, Türkiye'de de yapay zeka alanında başarılı çalışmalara şahit olduklarını kaydetti.
Dünyada özellikle ABD ve Çin'de yapay zeka alanında önemli gelişmelerin kademe kademe denendiğini aktaran Çakır, "Türkiye'de bu konuda iyi çalışmalar olduğunu ve devletin de destek verdiğini görüyorum. Bizim şu an ihtiyacımız olan yapay zeka konusunda nitelikli insan ve kolektif çalışmadır. Yapılan akademik çalışmaların çıktılarının dünyadaki seviyelerine baktığımızda kötü değiliz. Bu duruma nüfusa göre bakmamız lazım. Çin gibi 1,5 milyarlık bir ülke ile karşılaştırmamak lazım ama nüfusa göre oranladığımızda çok değerli çalışmalar ve patentler çıkarılabiliyor." diye konuştu.
"Yapay zeka teknolojileri bütün başlıklara etki edecek"
Yapay zeka teknolojisinin insanların alışılagelmiş gündelik hayatında ileriki süreçte yeniliklere imza atmasının kaçınılmaz olduğunu dile getiren Çakır, şöyle konuştu:
"Yapay zeka teknolojileri bütün başlıklara etki edecek. Röportaj yapmak bile belki bu konudan etkilenecek. En önemli etkilenecek başlıklardan birinin eğitim olduğunu öngörüyoruz. Eski usul bir hocanın bilgi deneyimini tek bir ağızdan bir gruba anlatmasından ziyade, daha özelleştirilmiş ve kişinin kendini hızlıca eğitebildiği bir durumun içinde olacağız. Akademide artık diploma almak için 4 yıl o kadar sayıda ders veya kredi almak yerine daha hibrit yapılarda kişilerin kendilerini eğitebildiği, yönlendirmesini yapay zeka ile yaparak deneyim havuzunu genişletebileceği bir sürecin içine girileceğini öngörüyoruz."
Üniversitelerin araştırma ve eğitim olmak üzere iki asıl hedefinin olduğunu anlatan Çakır, "Özellikle Türkiye'de stratejinin de bunun içine alınması lazım çünkü önümüzdeki 5-10 yıl içinde bu konuda alacağımız kararlarda geç kalmamak adına bu stratejilerde ilerlenmesi lazım. Eğitim alanında ilköğretim, lise, üniversite, meslek okulları dediğimizde her birinin topyekun hareket etmesi lazım. Elimizdeki örnekler daha tekil ve dersin bir kısmını kapsar durumunda. Bu çalışmaları tüm üniversiteler kendi içinde yaptıktan sonra diğer üniversitelerle hizalanacaktır." ifadelerini kullandı.