Son günlerin ağırlıklı konusu eğitim sistemi. Dershaneler gündemde. Dershanelerin kapatılmasının eğitimimiz için yapılıyor bağırtkanlığı yükseklerde.

Eğitimin E sini bilipte, dershanelerin eğitim için kapatıldığına inanan var mıdır?

Dershanelerin kaldırılmasını onların öğrenciler üzerinden rant sağladığını en çok savunanlardan biriyim.

Bu konuda birkaç kez yazıda yazdım.

Ancak dershanelerin muhtar zoruyla kapatılmasından yanada değilim.

Bir şeyin kalkması, aynı işi ondan daha iyi yapan birinin ortaya çıkması ile olur.

A canım devlet… Dershaneler neden açıldı?

Sen bu işi iyi yapamadığın okullarda görev yapacak nitelikli öğretmeni yetiştiremediğin, okullarda verdiğin öğretim sistemiyle öğrencilerin üniversite kazanma oranını yüksek tutamadığın,

Görev verdiğin öğretmene huzurlu yaşam sağlayamadığın mezun ettiğin öğretmenleri atanma stresinde yıllarca tutarak onlarda öğretmenlik sevgisi bırakmadığın,

Gün hafta ay demeden yönetmelik değişikliği yaparak eğitimi içinden çıkılmaz, tam anlamıyla arap saçına döndürdüğün,

Yönetici atamalarında liyakat geleneğinden uzak kalarak, yandaş kadroları kurabilmek için akla sığmayacak yönetici atama biçimsellikleriyle eğitimi temelinden sarstığınız,

Türk milli eğitimini bir çıkmaza sokup 'milli eğitim otomatiğe bağlanmıştır' diyen bakanların bıraktığı kötü mirası iyileştirme yerine öğrenci kılık kıyafeti gibi, yüzeysel konular gündeminizde olduğu,

Bu belirttiklerimin ötesinde eğitimdeki başarısızlığı yığınla nedeni bir araya geldiği için dershaneler açılmış ve güçlü bir sektör haline gelmiştir.

İşte bu nedenler eğitimde başarısızlığı ortaya çıkarınca öğrencilerde kendilerini-paralıda olsa başarıya götürecek yolu seçmek zorunda kalmış ve dershane yolunu tutmuştur.

Ülkemizde artık bir gerçektir üniversite kazanmanın yolu dershaneden geçer.

Dershaneye kimler gider?. Parası olan. Yırtılan yine fakirin yakasıdır.

Hükümetin ve yandaşların tabiriyle 'eğitimde devrim' mi yapacaksınız.

Tek yolu var. Açarsın öğretmen fakültelerini, alırsın yüksek puanlı öğrencileri 3-4 yıl neyse eğitimini yaptırır son yılı yalnızca pedagojik formasyona ayırır hemde uygulamalı eğitim yaptırırsın.

Mezun ettiğinide hemen atar görevi başına salarsın.

Puandı, testti, sınavdı gibi uyduruk şeylerle zaman öldürmezsin.

İhtiyacın kadar öğrenci alırsın fazlasını mezun edip sokakta yığıntı yapmazsın.

Kaliteli öğretmen, kaliteli eğitime giden yoldur.

İşte devrim. Yap bunları anlından öpelim.

Çeşitli konularda öğretim görüp eğitim almış üniversite mezunlarını 15 günlük kursa tabi tutarak verdiğin pedagojik formasyon sana öğretmen sağlamaz.

Başbakan diyor ki 100 bin öğretmene ihtiyacımız var. Atayamıyoruz çünki bütçe sıkıntımız var.

Başbakan'ın deyimi ile 'yok öyle yirmi beş kuruşa beş simit.'

Eğitim, sağlık, ordu. Bunlar için yok yoktur. Bu üçü bu ülkenin olmazsa olmazıdır.

Başka yerden kısar, eğitiminize yatırırsınız.

Eğitimini kurtaramayan ülkelerin kurtaracağı hiçbir şey yoktur.

Bunu ben söylemiyorum bütün dünya söylüyor.

Eğer biz eğitimimizi kurtarmış olsaydık, dün Nesimi'yi diri diri yüzen, Hallacı Mansur'u ipe çeken, Hezerfen Ahmet Efendi'nin kafasını gövdesinden ayıran dar sokaklı kafalar günümüze kadar gelebilir miydi?.

Aklını göbekle diz arasına mayalamış olanlar, şu çağda bile kız erkek okulları ayrı olsun aymazlığına düşerler miydi.

Konuyu özüne çevirip dershanelerin kapatılmasına gelirsek olay eğitim öğretim için biçimlenmiş bir tasarı değildir.

Medyaya, holdinglere, şirketlere 'yakarım haa' diyen tavır bu defa Fethullah Gülen'in karşısına konulmuş ancak başarı sağlanamamıştır.

Sağa sola bükmenin anlamı yok. Okullarında gerçek eğitim öğretimi yap, öğrenciyi dershaneye muhtaç etme, dershaneye ilgi azalır ve dershaneler kendiliğinden kapanır.

Samimiyseniz olay bu kadar basit.