Milli Eğitimde aylardır bir oyun oynanıyor. Yönetici atama belgeseli çevriliyor.

Bir bakıyorsunuz bir açıklama, 81 İlin Milli Eğitim Müdürü, tüm ilçelerin milli eğitim müdürleri değişecek.

Arkasından, şu kadar yıl müdürlük yapan okul müdürleri görevden alınacak.

Olmadı şube müdürleri gidecek milli eğitimdeki müdür yardımcıları kalacak.

Hemen bir başka furya. Bütün okul müdürleri havuza doldurulacak, Bakanlık içlerinden istediğini görevde tutacak beğenmediklerinin yerine yenisini atayacak.

Arkasından bir şimşek daha çakıyor. Şimdilik bütün işlemleri durdurduk.

Bu ne iştir Allah aşkına... Bu tezgahları düzenleyenlerin arasında eğitimi bilenlerin olmadığını biliyordukta, insan pisikolojisini bilen hiç kimsenin olamayacağını düşünemiyorduk.

Milli eğitimdeki yönetici kadrosunun tamamı veya yüzde 90’ı emanet kadrolarla görevdeler.

Bu görevlerinin kaç gün süreceğinden hiçkimsenin bir garantisi yok.

Be kardeşim “akşam varsam sabah olmayabilirim” beyin fırtınası içindeki yöneticiden siz ne bekleyebilirsiniz.

Adam sandalyenin dört bacağından biri üzerinde oturuyor. Arkasına bir yaslanıp oturamıyorki. Büyük çoğunluğu ‘tetvir’le görevli. (vekalet gibi birşey) bu yöneticiler işlerine hangi iştahla sarılabilirler? Arkalarında hiçbir güvencesi olmayan bu insanlar hangi konularda hizmet atağına kalkabilirler?

Daha da acısı bu olaylardan sonra bazı yöneticiler sendikalara ve siyasilere koşuyorlar yerlerinde kalmak için. Bazılarıda onun yerine beni atayın küçülmelerinde bulunuyorlar.

Her ikiside onur kırıcı haysiyet zedeleyicidir.

Bu aşşağılık zorlamasına yöneticiyi iten tutarsız bakanlık uygulamasıdır.

Dün yargıdan hak kazanan kişinin görevine iadesi bir ay içinde yapılmak zorunda idi, bugün o hakkın yerine getirilmesinin iki seneye çıkarılması gündemde.

‘Gıt gıt’ demenin anlamı yok ‘gıdak’ deyin bitsin bu iş. Biz kendimize göre kadro kuruyoruz istediğimizi alır istediğimizi safdışı ederiz deyip, atın topunuzu edin bayramınızı.

Binlerce insanı aylardır sonu gelmeyecek bir stres içinde boğmaya hiç kimsenin hakkı yok.

Bu stresi bu insanlar aile bireyleriyle birlikte yaşıyorlar.

Mart deniniz, Haziran dediniz şimdi de ne diyeceksiniz.

Ne diyecekseniz deyinde bitsin bu çile....