Yeniden şafağım attı. Yeniden günüm doğdu. Yeniden Cumhuriyet oldum sanki.
Demek tükenmemişler: Demek hala yaşayanlar varmış yaşatmak için.
24 Kasım tarihli Tokatta yayınlanan Arayış Gazetesinin 3üncü sayfası Ebru Alpayın İNATLA SENİ ANLATIYORUM GÖZLERİM YAŞARARAK başlıklı yazısını okudum.
Öylesine bir yazı ki baştan sonra bilimsel, baştan sona doğruları yansıtan, eğitim öğretim düzenimizi çırılçıplak ortaya sergileyen bir yazı.
Öğrenmek için değil sınav kazanmak için yapılan öğretim, Cumhuriyet ilkeleri ekseninden kaydırılmış bir eğitim.
Nede güzel vurgulamışsın Ebru Öğretmen.
Vardır senin gibilerde böyle ama, senin gibi çıkamazlar ortaya içi cesaret dolu bir yürekle.
Atatürkü işlemişsin çarpık eğitim sistemimiz içinde Atatürkten gelen bir vurgu yüküyle. Atatürkü yıllardır çırpıştıran salyalı ağızları dökmüşsün ortaya.
Yeni kuşaklara Çanakkale Şehitleri Şiirini, İstiklal Marşını ezbere bilmelerini ve Şu Çılgın Türkler kitabını mutlak okumalarını önermişsin. Bende buna Atatürkün gençliğe hitabını katacağım izniniz olursa.
Test tipli sınav yerine klasik soru cevaplı yazılı yoklama yapmayı sürdürüyorum öğrencimin cümle düzenini, yorum yapma ve benzeri yeteneklerini geliştirmesi düşüncesiyle diyorsunuz. Hem de ne kadar güzelini yapıyorsunuz Ebru Öğretmen. Sanal yetişmenin önünü kesmek için caba koyuyorsunuz ortaya.
Ebru Öğretmen çok uzun yazmış çok konulara değinmiş Eğitim ve Öğretim düzenimiz içinde.
Onun yazdıklarını buraya sığdırmam çok zor. Dışlanacak tek bir sözcük bulamadım kocaman bir gazete sayfası yazıda.
Geçmişi de içine alarak öylesine güncelleştirmiş ki 24 Kasımı ve gelecek 24 Kasımları.
Anlatımı yazı düzeni kural uyumluluğu her yönüyle enine boyuna bir yazı.
Cumhuriyete susadıkça Atatürke özlem duydukça kendimi yenilemek için yeniden okumak üzere arşivime koydum Ebru Öğretmenin yazdıklarını.
Başın pınar, ayakların göl olsun Sevgili CESUR YÜREK EBRU ÖĞRETMEN.
Seni kutluyorum senin iki kat yaşında bir ağabeyin olarak alnından öpüyorum.
Eline sağlık diline sağlık. Ebruların sayısının artması dileğiyle.