Son zamanlarda saldırmadık hiçbir kutsalımızı bırakmayan bölücüler, yıkıcılar, hainler. Ne derseniz deyin adlarına. En son Diyarbakır’daki Ziya Gökalp Müzesi’ni yaktılar yıktılar.

Ziya Gökalp Diyarbakırlıdır. Ve Diyarbakır doğumludur, Kürt asıllıdır. Kürt kültürüne ilgi duyan birisidir.

Gençlik yıllarında kürt alfabesi hazırlama girişiminde bile bulunmuştur.

Geçirdiği düşünce bulanıklığı, zoraki yaptığı bir evlilik, Ziya Gökalp’i kafasına kurşun sıkmaya kadar götürmüştür. Yaşamını da kafasındaki kurşunla sürdürmüştür.

Ziya Gökalp genç yaşındaki kürtçülük’ten genel bir türkçülü’ğe kaymıştır.

Türkçülü’ğü önce çok genel tutmuş bu konuda kitaplar yazmış, doktirin yayınlamıştır.

Günün gelişimini değerlendirerek, özelliklede o günlerde milliyetçiliği öne çıkaran Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının çıkardığı “Genç Kalemler“ dergisinin de etkisiyle türkçülüğü’nü de Anadolu istilasının ardından ve malta sürgünü sonrasındaAnadolu Türkçülüğü’yle sınırlamıştır. Bunu, Çobanla Bülbül şiiri ile de çok güzel dile getirmiştir.

Çoban kaval çaldı sordu bülbüle

Sürülerim hani, ovam nerede ?

Bülbül sordu, boynu bükük bir güle

Sarkılarım hani, yuvam nerede?

Ağla çoban ağla ovan kalmadı

Göz yaşı dök bülbül yuvan kalmadı

Çoban dedi: ülkeler hep gitsede

Kopmaz benden Anadolu ülkesi

Bülbül dedi: düşman haset etsede

İstanbul’da şaklayacak türkün sesi

Ziya Gökalp birlik ve bütünlüğü savunan bir sosyoloktur. Üniversitede bu derslerin hocalığını yapmıştır.

Ve diyorki:

Bir toprağın gıdasıdır cismimize kan veren

Bir iklimin havasıdır kanımıza can veren

Bir Allah’tır insanlara İncil ve Kur-an veren

Bir vatanın evladıyız, meshep bizi ayırmaz

Acem bizi esirgemez frenk sizi kayırmaz.

Diyerek birliğin beraberliğin gerekliliğini,

Bir ülke ki, camiinde türkçü ezan okunsun,

Köylü anlar manasını namazdaki dua’nın

Bir ülkeki mektebinde Kur-an Türkçe okunsun

Büyük küçük herkes bilir buyruğunu Hüda’nın

Diyerekte dinde kültür birgilini vurgulamıştır.

Diyarbakır’ın bağrından yetişen böylesine bir değerin adına düzenlenen müzeyi ateşe vermek, ona saldırmakta başka bir İŞİD tavrı, Hülagu-Han saçmalığıdır.

Ziya Gökalp ve ona verilen değeri korumak hepimizin görevidir. Bunun içinde polis müdürü lütfi Çiçek’lerin çoğalması gerekiyor, bazı yerlere ders verebilmek için.