Helal olsun Bakan Bey’e. Boyuna bosuna hele de sözüne sohbetine maşallah.

Milli Eğitim Bakanı bu bakan bey. Atama isteyen öğretmenleri camii avlusunda yem bekleyen güvercinlere benzeten bakan bey.

Ne kadar güzel bir benzetme… güvercinler camii gubbelerine toplaşırlar, bazen camii avlusuna dökülen yemleri yemek için yemin olduğu yere üşüşürler. Sonra yine camii gubbesinde toplaşırlar.

Eskiden bizim Ali Paşa Camii gubbesinde de çok olurdu bu güvercinlerden.

Bu güvercinler oturdukları yerden yem beklerler.

Atama isteyen öğretmenler?. Onlar bir emeğin karşılığını istiyorlar.

Bu çocuklar onca yıl eğitim öğretim gördüler öğretmen olabilmek için bir yığın aşamadan geçtiler alın teri sildiler göz nuru döktüler.

Kimseden karşılıksız bir şey istemiyorlar. Yalnızca kazandıklarını, hak ettiklerini istiyorlar.

Görev istiyorlar, ülkeye hizmet fırsatı verilmesini istiyorlar.

Devletin durumu bunların atama yapılmasına uygun olmayabilir. Kadro sıkıntısı olabilir. Ama böyle mi karşılık verilir görev isteyenlere hak isteyenlere. Hemde eğitimin başında olan birisi tarafından.

İyi ki yem bekleyen güvercinler demiş ya leş bekleyen kargalar deseydi ne olacaktı.

Devlet adamlığı bazı özellikler ister. Sözünde, davranışında, duruşunda topluma kendini yansıtırken dikkat ister. Devlet adamı söyleyeceği sözü birkaç teraziden geçirdikten sonra söyler.

Ama diyeceksiniz ki, hani bizde bir söz vardır ya iyisini bilse iyisini söyler.

Milli Eğitim Bakanı’da bildiği kadarını söylemiş. Öğretmenler de bundan pek alınmasın güvercinde kötü bir havyan değil.