“Allah insanlara yardım için iyi insanları kullanır, kötü insanlar da kendi çıkarları için Allah’ı kullanır”

Giordano Bruno

Son günlerde Atatürk’e yönelik sataşmalar yine hızını artırdı.

Arkası ne zaman kesildi ki?

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Atatürk’e söylenmedik iğrenç söz bırakmadılar.

Bazen gördükleri tepki nedeniyle kendilerini saklarlar. Fırsat buldukları her konumda iğrençliklerini sergilemekten kaçınmazlar.

Bunlar hep aynı yapının adamları. Tavuk kanadını divit, baca kurumunu mürekkep yapıp hazır mektup satıcılığını kazanç sayıp, matbaayı 300 sene ülkemize sokmayanlar.

Kendine kanat yapıp--belkide dünyanın ilk uçağını yapacaktı—Galata Kulesi’nden uçarak, Üsküdar’a inen Hazarfen Ahmet Efendi’yi “Allah kanat vermedi bu uçuyor” deyip öldürenler, Nesimiyi diri diri yüzüp, Hallacı Mansur’u dar ağacına çekenler, Kubilay’ın başını vücudundan ayıranlar.

Daha nice niceleri.

Burada üzerinde durulması gereken bu adamları neden hedef almışlar?

İnsanların aydınlanması, ilim ışığının yayılması, yozluktan geçinenlerin ekmeğinin kesilmesi olmuştur.

Muskadan, üfürükten, tılısımdan, büyüden, kazanamaz olmaları olmuştur.

Atatürk, halkına ilmi, insanlığı, insanca yaşamayı, eşitliği daha çokcası çağdaş yaşamayı getirdiği için yozların ve yobazların işine hiç gelmemiştir bu düzen.

Dar sokaklı bu kafalara Atatürk’ü anlatmaya kalkışmak zaman harcamasından başka bir şey olmaz. Zaten anlamadıkların değil işlerine gelmediğindendir aymazlıkları.

Atatürk’ün askeri dehası, devlet adamlığı özelliği, binlerce kere anlatılmıştır.

Mağdur ve mazlum İslam ülkelerinin kurtuluş önderleri Hindistan’ın Gandi’si ve Nehru’su, Cezayir’in Bumedyan’ı--kıymet bilmez araplar hariç—hepsi Atatürk’ü kurtuluş önderi seçtiklerini yüzler kere açıklamışlardır.

Uğur Dündar koymuştu köşesine. Amerika’da Kent Ucky Üniversitesi’nde 18 yıldır yapılan bir araştırmada, son yüzyılda dünyanın kaderini etkileyen 377 siyasi lider arasında Atatürk birinci sırada. İkinci sırada ABD eski başkanı Roosevelt ve Çin’in eski lideri Mao bulunuyor. Bu bulgular 19 Mayıs’ta bir kitap halinde yayınlanacakmış.

Acaba bu sonuç aymazlarda bir çağrışım yapar mı?

Son günlerde çirkinliğe Dr. Rıza Nur’dan esintiler katıyorlar.

Dr. Rıza Nur’un Fransa yaşamını şoföründen dinlerseniz Dr. Rıza Nur’un namus kavramını çok iyi anlarsınız.

Yaşamımda görmüşümdür ki, bir kişi dine sarılarak, namus savunuculuğu yapıyor ve başkalarını çamurlamaya kalkışıyorsa, o kişinin ya karısında, ya anasında, ya kızında, ya da bacısında bu türlü bir arıza vardır.

O’na bugüne kadar o kadar çok çamur atıldı ki, atılan çamurlar hep atanlara sıçradı.

Ne denli bir madenmiş ki ne çamur tutuyor, ne kir tutuyor. Her atılan çamurda parlaklığı artıyor.

Çamurlarınız, kiriniz, pasınız, hep küf tutmuş kafanızda kalacak.

Ne diyor Namık Kemal, “Çalış idraki kaldır muktedirsen ademiyetten” yani gücün yetiyorsa insandan düşünmeyi yargılamayı kaldır.

Bunu yapamayacağınıza göre, Cumhuriyet Atatürk’le bütünleşmiş olarak çağlar ötesine taşınacaktır.