Her 24 Kasım'da öğretmenlik mesleğinin kutsallığından bahsederiz. Günümüzde kutsal saydığımıza değer vermeyi sözcüklerle anlık yaparız. Eğer kutsallığını düşünsek; emeğinin karşılığını her yerde maddi, manevi şekilde vererek ödüllendiririz.

Kapitalin çarkından çıkan toz, duman arasında kimse kimseyi görmüyor, duymuyor. Birilerinin hoşuna gitse de bu durumdan ülkemizin geleceği ve insanları zarar görmektedir.

Günümüz yöneticileri öğretmenlere özgürlük adı altında kılık- kıyafette serbestlik getirdi. Saçı sakalı birbirine karışan, yelekli, kotlu, şalvarlı, terlikli, kravatlı kravatsız, başı açık, örtülü derse giren öğretmenler görüyoruz. Rol model teşkil edecek öğretmenler, öğrencilere model olamıyorlar. Okul yöneticileri öğrencilerin mutlaka okulun formasını giymelerini söylerken, aynı duyarlılığı öğretmenlerimize de getirseler olmaz mı? Özgürlüğü tüm öğrencilerde fırsat eşitliği yaratarak, okutup diploma sahibi yaptığı öğrencilerine iş imkanı olarak sunsalar olmaz mı? Öğretmenlerin özgürlüğünü maddi imkanlarını en üst seviyeye çıkartarak, bilgi, görgü ve deneyimini yükselterek olmaz mı? Öğrencilerinin karşısında kılık, kıyafet ve davranışlarıyla örnek olsalar olmaz mı?

Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllara baktığımızda köy enstitülerini görürüz. O yıllarda yoksul köy çocuklarının eğitim- öğretim olanakları imkansızdı. Anadolu'nun dört bir yanında çoban ateşi yakılarak, eğitim seferberliği başlatıldı. Köy Enstitüsünden mezun olan her bir öğretmen, çelik gibi sert, kahramanlar gibi gözü kara cehaletin üstüne gitmişlerdir. Köy enstitüsü mezunu öğretmenler, çalışkanlığı, üretkenliği, onurlu bilgeliğiyle toplumun rehberi, ışığı olmuşlardır. Örnek öğretmenliğini okulda, yolda, tarlada,manda, köyde, şehirde bilgilerini aktararak rehber olmuşlardır. O zamanın yoksulluğuna göre giyim ve kuşamları gözle görülür, gıpta edilirdi.

Öğreten- öğrenen arasında ki sıkı bağın adı saygı ve sevgiydi. İsteyerek, severek, arzu ederek sevgi saygı ekseninde çalışma disiplini oluşturanlar, istedikleri başarıyı elde edenlerdi. Öğretmenler; bilim adamlarıdır, sanatçıdır, ustadır, gözlemleyip araştırandır. Bulunduğu topluluktan ülkesine hizmet edecek bireyleri yetiştirendir.

Öğretmenler; güler yüzü, tatlı diliyle yüreğinde ürettiği sevgi tohumlarını bilgi ile saçandır. Kinleri, öfkeleri, nefretleri kardeşliğe dönüştürendir. Bulunduğu yoz, yobaz, cahillik cehennemini cennete dönüştürenin adıdır öğretmen...

Öğretmenlere gereken maddi değeri vermedikleri gibi öğretmen evlerini özelleştirerek öğretmen birliğine darbe atılmıştır. Tüm sendikalar hep bir ağızdan 'öğretmen evleri öğretmenlerin öz malıdır' demelidirler.

Öğretmene saygı duyan toplumlar, dilini, bilimi, sanatı, iyi öğrenip kullanan muasır medeniyete ulaşmak için yarışan toplumlardır. Öğretmene verilen değer insanına, vatanına, milletine, bayrağına verilen değerdir. Her bireyin yaşam boyu öğrenme, deneme, yanılma ve başarı günü olan 24 Kasım 365 gün kutlu olsun.

Süleyman ERKAN 14-11-2021 Pazar Bulancak-Giresun.