Yüce Türk Milleti, vatanseverlerimizin elbirliği ile önledikleri 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle andık.

Cumhuriyetimize ve demokrasimize adanmış yiğitler, hainlere planladıkları fırsatı vermediler.

Fetö denen hain tuzak, 15 Temmuz'a nasıl cesaret edebildi. Nasıl yuvalandı devletin kurumlarına?

2002'den sonra hükümetle el ele kol kola beraber yürüdüler, yağan yağmurlarda da beraber ıslandılar.

El birliği ile HSYK'yı değiştiren Anayasayı da "YETMEZ AMA EVET" sloganı ile fetö'nün çağrısı ile mezardakilere oy kullandırma gayretlerini de yine birlikte yürüttüler.

Devletin bütün kurumlarını, askeriye, emniyet, adliye, bakanlıklar dahil, planlı programlı yetiştirilmiş militanlarla dolduruldu.

ÖSYM ele geçirildi, sınav soru ve cevapları sonunda KPSS ile yerleştirmeler, al gülüm ver gülüm tamamlanmıştı. ÖSYM'yi savunanlar bugün pişmanlık duyar mı?

Genel Kurmay Karargahına yetkili olmayan birini atamak için TBMM'den yasa bile çıkarıldı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı iken kardeşi Genel Kurmay'a

yerleştirilmişti. O kişi, darbe gecesi Genel Kurmay Başkanını tehdit eden, bildiriyi imzala diyen Tümgeneral Mehmet Dişli'ydi. Şimdi cezaevinde. Kardeşi de büyükelçilikle taltif edildi.

Önceki gün akşam Habertürk kanalında emekli Tümamiral Cihat Yaycı Paşa bu yaşanan kötü gelişmeleri 2 saat belgeleri ile birlikte kamuoyu ile paylaştı. O bölümü, tehlikenin boyutunu herkesin anlaması bilmesi gerekiyor.

2017 tarihinde bile Yüksek Askeri Şura'da Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanının karşı çıkmasına rağmen istihbarat başkanlığına kimin atandığını Cihat Paşa yetkililere soruyor.

15 Temmuz bir günde yaşanmadı.

ABD'nin tezgahı ve kumpasının sonucuydu.

2002'de göreve gelen hükümet, Yüksek Askeri Şura'da ordudan atılması teklif edilen fetöcüleri "Bunlar namaz kıldıkları için atılıyor." diye muhalefet edenler imza koymayanlardı. Kimlerdi bunlar?

Bir zamanların örgüt baş yayını Zaman gazetesinin söz kesenlerinden Fehmi KORU'yu ABD'ye görevli ricacı, fethullah'a aracı gönderirken kendisine 'NE DEDİLERSE YAPTIK, NE İSTEDİLERSE VERDİK." diyenleri bu millet unutmayacak.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, demokrasisine kalkan her el kırılmaya mahkumdur. Örneği 15 Temmuz'dur.

Türk Milleti, Cumhuriyeti'ne, demokrasisine, vatanına canı pahasına bağlıdır.

15 Temmuz hain girişiminin akıbeti, ülkemize kötülük düşünenlere, milletin, vatanseverlerin cevabı olmuştur. Cumhuriyeti hedef almak HAİNLİKTİR.

Dini inançların siyaset ve koltuk çıkarı uğruna alet edilmeye çalışılmasının sonucudur.

Herkes bu yaşananlardan dersler çıkarıp ona göre hareket etmek mecburiyetindedir.

Aziz milletimize tekrar geçmiş olsun, şehitlerimiz nur içinde olsunlar.

Sevgi ve saygılar.