Demokrasi ile idare edilen hukuk devleti olma iddiasında bulunulan bir ülkeyiz. Anayasamız var. Yasalarımız var.

Bizleri yönetenlerimizin de göreve başlarken uymak için namus ve şeref sözü verdikleri anayasamız da var.

Ülkemizin Anayasa Mahkemesi Başkanı açıklama yapmak zorunda kalıyor. “Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar kesindir, herkes uymak, uygulamak mecburiyetindedir. Alt kademe mahkemeleri aksi hüküm ihdas edemez. Anayasayı ihlal suçunu oluşturur.” diyorsa…

Ülkemizin önceki Adalet Bakanı da “Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamak şarttır zorunludur. Aksi durum anayasal suç oluşturur.” diyorsa…

Anayasa Mahkemesinin çeşitli konularda oy birliğiyle almış olduğu kararları dikkate almayan, hiçe sayan, aksi yönde almış olduğu siyasi talimatları uygulayan bir mahkemenin başkanı, HSK uygulamasına göre terfi almaması gereken kişinin, Cumhurbaşkanı kararı ile ADALET BAKAN YARDIMCILIĞINA atanmış olması, bizi yönetenlerin hukuk, adalet anlayışlarını, kafa yapılarını, hukuku kendi siyasi çıkarları için bile rahatça kullananları aziz milletimiz ibretle takip ediyor.

Bir zamanların kahraman vatansever Genel Kurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarına kumpası FETO’nun savcı ve hakimleriyle birlikte kuran, yargılatan zihniyet aynı taktiklerin, kumpasların tezgahı peşinde olmalı.

Zekeriya Öz sizin en değerli, yürekli savcınızdı. Şimdi nerelerde? Yardımcıları cezaevinde onları biliyoruz.

Adaleti tanımayan, uygulamayan, anayasal suç işleyen Mah. Başkanı bugün Adalet Bakan Yardımcısı olmuş. Adaleti olmayan bakanlığın bakan yardımcısı.

Tahrip ettiğiniz adalet, bir gün bozanlara da gerekli olur.

Adalet bu hallere düşürülmüşse vay halimize.

Sevgi ve saygılarımla.