Karadeniz bölgemizde Bartın, Kastamonu ve Sinop illerimizdeki sel afetinin bilançosu gittikçe ağırlaşıyor.

İnsanın neden olduğu rantın, siyasi çıkarların gözetildiği uygulamalar sonucu adeta cinayet gibi sonuçlartaya çıkıyor.

Kastamonu Bozkurt ilçesinin içerisinden geçen derenin son yatağı ve çevresindeki yapılaşmaların ne duruma geldiğini görmeyen gözlerin artık görmesi gerekiyor. Cenab-ı Allah tedbirlerinizi alın emrini veriyor.

Uzmanların açıklamasına göre dere yatağının genişliği yıllar önce 400 mt iken dere yatağının 15 mt olarak düzenlenmesi, bitişik alanların imara ve yapılaşmaya yasalara, mevzuata aykırı bir şekilde rant ve siyasi çıkar hesapları sonucu açılmasının sonucu; milletimizi acılara boğan yıkıcı felaketlere neden olmuştur.

İmar planları önceleri belediye meclislerince kabul edildikten sonra il imar müdürlüklerine İmar ve İskan Bakanlığına onaya sunulup kabulü halinde değişiklikler yürürlüğe girerdi.

Uygulamakta olan 3194 sayılı İmar Yasasının 8. Maddesi ile imar plan yapma, değiştirme yetkileri belediye meclislerinin yetkilerine bırakılmıştır.

Yasalara ve mevzuata uymayan meclis kararları günümüzde çevre ve şehircilik il müdürlüğünce incelemeleri yapılmadığı kararlarda, ısrarlarda suç duyurusunda bulunup, sorumlularının soruşturmaya tabii olmaları da sağlanmadığı için, keyfilik, yasal olmayan planlamalar olabildiğince devreye sokuluyor. Afet sonucu canlar kaybedilince kimse delikanlıca sorumluluğu kabullenmiyor. Sorumlular hesap vermekten adeta kaçıyor.

Kişilerin neden oldukları can ve mal kaybının ceremesini vergisini dürüstçe ödeyen millete çektirmek kolay geliyor. Vebalden, Allah korkusundan çekineni de yok. Herkes kendi siyasi hesabı peşinde. Yazıktır, günahtır. Yeter artık!

Gelelim şehrimizdeki duruma; Şehri ikiye bölen Behzat Deresi'nin üzerindeki köprüler eskiden kemer şeklindeyken bugün tamamı düz köprü şekline getirilmiştir. Behzat Deresi'nin üzeri belirli noktalarda beton ile kapatılmış, Bozkurt ilçesinde yaşanan afet benzeri bir durumda meydana gelecek sonuçları yetkililerimiz şimdiden görmelidir. Gençay'da yanlış düzenlemeler yapılmıştır.

Sulusokak'tan gelen sel sularının Dabakhane Köprüsü yanında dereye tahliyesi sağlanırken yapılan otopark tehlikeyi daha da büyütecek nedendir.

Tarihi Taş Köprü'nün gözelerinin bir bölümü ve fincanlarının önü betonla engellenmiş, Yeşilırmak'taki tehli-kede büyütülmüştür. DSİ'nin ve Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulları'nın bu yanlış uygulamaya seyirci kalmaları kendilerini sorumluluktan kurtaramayacaktır.

Para uğruna, siyaset uğruna, koltuk uğruna çıkarılan imar affı yasası, önceden de defalarca yazdığım gibi asrın felaketine izin vermek, göz yummaktır.

Kaçak imarına aykırı fen ve teknik şartları yerine getirmeyen yapıları yasallaştırmak sonuçlarını da peşinen kabul etmektir. Kastamonu Bozkurt ilçesinde yaşananlardan ve sonuçlarından tüm belediyelerimiz, başkanlarımız, meclis üyelerimiz, çevre ve şehircilik müdürlükleri, bakanlıklar ve yöneten siyasi irade dersler çıkarmalı, önlemler acilen alınmalıdır.

Sorumluluk alan yok. Kabul eden yok, istifa eden de yok. Bu rahatlık ve pişkinlik...

Hukuk devleti olmanın gerekleri şimdi böyle mi algılanıyor.

Herkes yaptığının nimetinden nasıl yararlanıyorsa, zararlarına da katlanmayı kabul etmek mecburiyetindedir.

Hayatını kaybedenlere Cenab-ı Allah'tan rahmetler, mallarını, evlerini kaybedenlere kolaylıklar ve sabırlar diliyorum. Allah milletimi korusun.

Sevgi ve saygılarımla...