Ozan Diren siyasi bir dedenin, rahmetli Vasfi Diren’in torunu, CHP’de 2 dönem milletvekilliği yapan Orhan Diren’in oğlu. Salı günü akşam İşeri Tesisleri’nde tarımsal yapılı bir konferans verdi. Konferansı Tokat Dostlar Meclisi düzenlemişti.

Ozan Diren tahsilini Amerika’da yapmış, şuanda Dimes Holding’in başında bulunan çok genç bir iş insanı.

Ozan Diren çalışma alanında çok büyük sıçramalar yapmış, ülkemiz sanayine yön veren birçok kuruluşun yönetiminde yer alan ve ülkemizde ilk 10’ların içinde görevlerini yürüten biri.

Meyveciliğimiz, sebzeciliğimiz, onların işlenmesi, saklanması, meyve suyu işletmeciliğinin ülkemizdeki ve dünyadaki yeri hakkında açıklamalarda bulundu. Dimes’in dünyada –biri Fransız olmak üzere- üç meyve suyu fabrikasıyla yarışta olduğunu, başta Çin ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere 110 civarında ülkeye ihracat yapıldığını vurguladı. Bunlar konuşmanın bilgilendirme bölümü. Arı ve duru bir dille anlattı Ozan Diren bunları. Benim asıl üzerinde durmak istediğim, bir saati aşkın yaptığı konuşmada ne iktidarı, ne de başka bir kuruluşu ve başka bir insanı incitici tek kelime kullanmaması idi. Hep bilimselliği öne çıkardı, bilimselliği kullandı konuşmasında. 

Bu Ozan Diren’in aldığı aile terbiyesinden mi yoksa ülkemizde bunun böyle olması gerekliliğinden mi?

Elbette ikisinin de etkisi var ama;

Ozan Diren bir şeyler vurguladı. Konuşun ama incitmeyin, ötekileştirmeyin, ayırmayın…

Bu yaşta böyle, bilerek konuşma yapan Ozan Diren’i bir eğitimci olarak alnından öpüyorum. Örnek olsun bazılarına da diyorum.

Ülke severlik, toplum severlik işte budur. Ozan Diren’in bir başka vurgusu da ‘birçok ülkeden pasaport alabilme imkânım var ama ben ülkemde kalacağım, hiçbir yere gitmeyi düşünmüyorum. Ülkemde kalıp ona hizmet edeceğim.”

Sana yakışan da budur Ozan’cığım…

Bana deseler ki Allah’tan ne dilersin. Bu ülkede Ozan Diren gibilerin çoğalmasını dilerim.