TBMM'de sosyal medya, basınla ilgili SANSÜR yasası görüşülüyor. Yasanın temel hedefi, eleştirileri, hükümetin hoşuna gitmeyecek haberleri, usulsüzlükleri, yolsuzlukları, Sayıştay'ca belirlenmiş fazladan ödemeleri, daha başka bir çok aleyhe olacak haberleri yapmak, yaymak suç teşkil edecek. Kendilerine göre 'YALAN' diye adlandırılacak gerçekte doğru olanlar bile kimler tarafından değerlendirilip, yalan sıfatına sokulup, cezalar verilecek? Cezası da bir yıldan 3 yıla kadar olacak, cezaevini boylayacak. Gerçeklerden, doğrulardan korkanların kendilerini saklama çabasıdır. Yerel basını da yok etmektir. Medyanın yüzde 90'ı zaten iktidarın elinde Resmi Gazete gibi çıkarlar. İftiralara, kumpaslara zaten önceden alışık ve tecrübeleri var ya... 
Nereye kadar, giderse 23 Haziran'a kadar... 24 Haziran'da bu baskılar tarihten silinip gidecek. Yapanlar, yaptıranlar,  maşalıkla görevlendirilenler (hangi makam, mevkide, konumda olursa olsunlar) yaptıklarının hesabını guguka değil gerçek hukuka verecekler.
Gerçekler tüm yasaklamalara rağmen her zaman ifade edilmeye devam edecektir. Yalanın ve iftiranın sonu yoktur. Kimseye fayda vermeyecektir. Zararını yine aziz milletimiz çekecektir. Sonunda borsada yanlış yapan kamu görevlileri görevlerinden alındı. Suçları yok ise neden görevlerinden alındılar, istifaları istenmiştir? Yargı sus pus, nedendir? Talimatla geceleri bile harekete geçenler neredeler? Anayasanın açık hükümlerini bile tanımayanların, Anayasaya uymayanların, yeni Anayasa önerileri gündemi sapıtmaktır. 
Hukuk, günü geldiğinde herkese lazım olacaktır.
Sevgi ve saygılarımla.