Ortaçağ, insanlık tarihinin zamansal bir olgusudur. Hristiyanlık ve İslam hem fikir olmasına rağmen, İslam dünyası daha öndeydi. Batı, Rönesans ve reform hareketiyle hızla ilerlemeye başladı. O zaman Osmanlı Devleti dünyanın en büyük, ileri devletiydi. Yeniçağa ayak uyduramayıp, yerinde saymaya başladı. Doğmalar ve ilkel yaşam devam etti. İslam dünyası da orta çağı aşamayıp, duraklamaya başladı.

            Yeniçağda, insan özgürlüğü, ulusal devlet anlayışı önem kazandı. Hukuk anlayışı dinden ayrılıp, devletin özünde indirgendi. Egemenlik halk yönetimine geçti.

            Osmanlı devleti yukardaki niteliklere bihaber kaldı. 1579 Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümü ile devlet duraklama ve gerileme dönemine girdi. Üretimde makine gücüne geçilemediğinden, Avrupa’nın ucuza havale ettiği ürünle ekonomi çöktü.  Borç batağına girdi. Kapitülasyonlarla ülke Avrupa ülkelerinin pazarı oldu.  Halk yoksullaştı. Devlet hemen sınır ötesinden habersizdi. Tanzimat ve meşrutiyetle küçük yenilikler yapılsa da çok geride kalındı. İnsanlar iç düşüncelerini hala fiziki giyimleri ile bağdaştırıyordu. Bugün bile dinini giyim kuşamla yaşayanlar var.  Bugün İslam aleminde öndeysek bunu devrimlere borçluyuz.

            Birinci Dünya Savaşı ile millet Anadolu’ya sığdırıldı. Kurtuluş savaşı, Türk benliğini dünyaya gösterdi. Otorite devletinden, cumhuriyete kavuştu. Atamız devrimleri ile orta çağı bitirip, ülkeyi çağdaş duruma getirdi.

            Atatürk’ün en büyük devrimi eğitim ve kültür alanında yapılandır. Savaş alanında bile eğitim planı yapmıştır. Yazılması ve okunması çok zor olan arap harflerinden kurtarıp, bugün ki alfabemize kavuşturdu. Yüzyıllardır yüzde ikiyi geçmeyen okuryazarlık, bugün yüzde doksan beşlere dayandı. İnsanlar akla dayanmayan hurafelerden uzaklaştırıldı.  Dünyadan ayrı yaşamak mümkün olmadığına göre, milleti çağdaş duruma ulaştırdı. Ulusal birlik sağlandı. Özgür düşünce, modern eğitime kavuşturdu ülkeyi.

            Zekâmızın gelişmesi ve aydınlanmamız, anlayacağımız bir dille mümkündür. Atamızın dil devrimiyle benliğimize kavuştuk. Bunun karşısında olanlar, ulusun benliğine kavuşmasını istemeyenlerdir. Cemaat yaşamı ile millet uyutulup, Türklük yok ediliyordu.

Halk evleri ile millet, çağdaş yaşam, bilinçlenme ve çeşitli sanatlara yönlendirildi. Köylüye kadar halk aydınlatıldı. Köylümüz efendimize, ulaşıldı

Arapça bilmeyenler, dinini öğrenemiyordu. Kur’an Türkçe ye çevrilerek, Allah’ın bizden istediklerini öğrendik. Böylece Allah’ın, Kur’an-ı anlayarak okuyun isteği yerine getirilmiş oldu.

            Atatürk, kadını erkeğini arkadan takip eden durumundan kurtarıp, yan yana getirdi. Bütün insanları eşit duruma ulaştırdı.

            Ruhun şad olsun. Güller içinde uyu.