Canım oğlum,

Çok insan başarılı olmaktan, başarmaktan korkarlar. Sana garip gelecek ama gerçekten de insanlarımızın çoğu başarılı olmaktan korkar ve başaramayacağına nerede ise kendini inandırır. Çevresindeki bu düşüncedeki insanlarda onun bu yanlış düşüncelerine destek olurlar. “Yapamazsın, edemezsin gibi… sözleri çok söylerler. Ben de hayatımda “Yaparsın, edersin, başarırsın, sen üstesinden gelirsin”  laflarından çok “Yapamazsın, edemezin, sen aile bile kuramazsın.” laflarını duydum çok zaman,

Canım oğlum, bir tanem,

Çevremdeki insanlara ne kadar pozitif enerji aşılamaya çalıştığımı sen bilirsin. Çevremde gençlere her zaman olumlu duygular geliştirmelerine yardım etmek bana zevk verir. Heyecan verir. Bundan dolayı da çevremde Üniversite sınavına hazırlanan gençlere “Senin sınavını kazanacağına inanmaktayım. Sınava girersen sınavı kazanırsın.” demekteyim. Bunun üzerine “Yok ağabey, ben sınavı kazanamam, boşuna girerek kendimi boşa hazırlamayayım” derler. Aradan biraz zaman geçince sınava girerler ve başarılı olduklarını görünce de “Ben neden daha önce girmedim.” derler. Bizim onlara bunu söylediğimizi çoktan unutmuşlardır ve hatta çoğu “Bunu bana daha önce neden söylemedin” derler. Çünkü çevrede olumsuz konuşan çok olduğundan ve çoğunluğa uyan bir toplum olduğumuzdan pozitif şeyler konuşanları çoktan unutmuşlardır. Kendilerine pozitif duygular aşılayanı dinlemedikleri için pişman da olmazlar ve ondan sonra da bizi dinleme anlama yoluna gitmezler.

Canım oğlum,

İnsan denemeden bir şeyin olup olmayacağını bilemez ki. Gene bir oğlan bir kızı sever, seneler geçer açılamaz. Kız başkası ile evlenir. Bu arada da bir yolunu bulup konuştuğu zaman kızın da kendisi ile evlenmeye niyeti olduğunu ama kendisinden teklif beklediğini anlar. Pişman olur. Denese, cesaret etse teklif etse belki de kızla evlenecek mutlu olacaktı. Denemeden nereden bilecek insan değil mi?

Canım oğlum, sevgili oğlum,

Sende lise giriş sınavlarına hazırlanan bir insansın. Biliyorsun ki deneme sınavları da sınavın bir provasıdır ve ne kadar çok deneme sınavı çözersen başarıya o kadar çok yaklaşmaktasın ve soruları ne kadar ciddiye alarak çalışırsan o kadar başarıya yakın olmaktasın. İşte hayatta da denemeler, provalar, sınava ve bir etkinliğe çalışmalarda aynen böyledir. Deneyen kazanır. Bir şeyi denersen, bir insana bir şey teklif ederde kabul ettiremezsen bu senin değil, onun sorunudur. Ne kadar çok deneyen ve bu denemelerde hatalarını anlayarak tekrarlamamaya çalışanlar sınavda her zaman daha başarılı olurlar. Tabii ki bunları yapmayana nazaran hep önde olurlar. Sınıfta çalışkan arkadaşlarını incelersen hep çalışan ve cesaretle öğretmeninin sorduğu soruları cevaplayan ve öğretmenine de güzel sorular soranlar hep önde olurlar. Okul da hayatın adeta bir denemesi ve provası değil mi? Tabii bunun anlamını bilen ve bu denemelerin ne olduğunu anlayana okul hayatın denemesidir. Denemelerde hatasını anlayan hayatta da hata yapmaz.

Canım oğlum,

Ülkemizin cesaretli, denemeyi seven, karşısındaki insanın tekliflerine hep olumsuz cevap vermeyen ve fırsatları değerlendiren insanlara ihtiyacı var. Ben hayatta başarılı insanları da başarısız insanları da büyük dikkatle izledim. Hayatta hep deneyen, cesaret eden, giden, arayan ve araştıran insanların her zaman bunu yapmayanlara göre önde olduğunu gördüm. “Danışan dağ aşmış, danışmayan düz ovada yolunu şaşmış” diye atalarımızın ne kadar güzel söylediklerine o zaman şahit oldum. Bu yüzden denemenin önemini olduğu kadar sormanın ve öğrenmenin de önemini bilerek gücüm oranında sormaya öğrenmeye ve iletişimi seven insanlarla iletişim kurmaya gayret etmekteyim.

Canım oğlum,

Seninde denemeyi sevdiğini daha lise önünde denemelere verdiğin önemle anlamaktayım.  Bu başlangıç ilerde Üniversite önünde, meslek seçiminde ve hayatta da sana başarı kapıları açacak ve bizlerde senin başarılarınla gurur duyacağız.

Canım oğlum,

Ben ilköğretimde okurken, kimse lise okuyacağıma inanamaz, bana “sen lise okuyacaksın” bile demezdi. Bunu bana annem veya ablalarım bile demedi. Bir tane amcam vardı ki bana “sen okuyacak, mühendis olacaksın” derdi. Belki mühendis olamadık ama onun kadar önemli mesleğimiz oldu. Aradan 30 sene geçmesine rağmen bu amcamı unutamadım tabii ki. Her zaman onu rahmetle anarım. Pozitif enerji veren insanlar işte böyle on yıllar sonra bile unutulmazlar. Unutanlar nankörlerdir ve her zaman çevrelerinde pozitif enerji veren insanları da kolay kolay bulamazlar. Ama sen bulduğun zaman da kolayca bırakmazsın bunu ben adım gibi bilmekteyim. O kadar iyilikleri unutacak ve insanları yanlış tanıyacak kadar lüks yaşayan insanda değilsin tabii ki. Bu duygu ve düşüncelerinle sen her zaman zirveye tırmanacaksın ben buna inanmaktayım.

Canım oğlum,

Ben inandıktan, sen inandıktan sonra, denedikten sonra, başkaları senin ve benim başaracağımıza inanmamış, alay etmiş ne önemi var ki. Yeter ki bizler inanalım ve kendimize olan güvenimiz her zaman yerinde olsun. Biz inandıktan sonra tüm dünya eşimiz ve çocuklarımız dahil karşımızda olsa da başarı da bizimle olur. Bir bakarsan tarihe başarılı insanların çoğuna ailesi dahil çevresi inanmamış, o zaman onu dışlamışlar ama sonradan onların hepsini insanlık hayırla yad ettiler ve bağırlarına bastılar. Başarılı insanlar ailesine, çevresine değil, yaptıklarından gelecek nesillerin faydalanacağına inanarak öyle davranır ve gelişmeye ve denemelerde bulunmaya devam ederler her zaman.

Sevgili oğlum,

Benim okuyamayacağıma inanan ve devamlı “yapamazsın, başaramazsın” diyenlere inat hem de başarılarımı katladım. Sen de olumsuzluklara kulaklarını tıkayarak, hep deneyerek hep ileri bakarak her zaman başarıyı yakalayacaksın ve zamanla başkalarına da güzel duygular aşılayan insan olacaksın. Güzellikler deneyen, çalışsan ve güzellikleri yaşayanları bulur mutlaka..

Canım oğlum,

Bu anlattıklarımı abartılı bulan olabilir. O onların görüşüdür ve bize kendi görüşlerimiz lazım. Bizim başarılı olup olamayacağımıza da ancak biz karar veririz çalışmalarımızla ve duygu düşüncelerimizle eylemlerimizle.. Başkaları laf üretir ve bizim hevesimizi kırmaya çalışırken bizler daha çok çalışarak daha güzelliklere giderek başkalarına lafla değil çalışmalarımız ve çok denemelerimiz, güzellikleri görmelerimizle cevap vermeliyiz.

Sevgili oğlum,

Başarılı bir hayat yaşamak senin hakkın. Herkesin hakkı, memleketimizin hakkı. Bunu da denemeden kaçarak, başkalarına lanet okuyarak, kıskanarak, onların başarılarını küçümseyerek değil de cesaretle, başkalarını küçümsemeden onlara destek vererek, onlara da denemenin ve cesaretli olmanın önemini anlatarak hayatımızın güzelliklerini başkaları ile paylaşmanın da sevincini yaşamış oluruz.

Sevgili oğlum,

Akıllı insanlar aklını kullanır, daha akıllı insanlar başkalarının aklını da onlara zarar vermek için değil, onlarında akıllarını kullanmalarını sağlamak için onların akıllarını da kullanmaya bakar. Daha akıllı insanlar ise başkalarının başlarına gelenlerden onların ders çıkarmamasına bakmaksızın onların başarısızlıklarına bakarak kendi hayatına dersler çıkarır ve bunu da her zaman yapar ve denemelerde bulunarak ve denemelerde kaybetse bile yılmayarak deneyerek hem hayatta tecrübe edinir hem de ilerdeki başarılarına bir adım yaklaşmanın sevincini yaşar ve kendisinin hatalarını söyleyene kızmaz ve ondan kaçmayarak her zaman faydalanmaya bakar.