Rahatsızlığı sebebiyle Ankara’da tedavi gören Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi eski müdürlerinden Atila ÖZGÜN’ü kaybettik. Cenazesi 12 Mayıs 2022 Perşembe günü Giresun’da toprağa verildi. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. 2017 yılında GOP ALMANAK’ta yayınladığımız yazıyı aktarıyorum.

Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi kuruluşundan beri çok sayıda müdürün yönetiminde eğitim öğretime başarıyla devam etti. GOP Lisesi orta bölümüne kaydolduğumda okul müdürü Cezmi Çölkesen’di.1975-1976 yılında mezun olduğumda ise bu değerli okulun müdürlük makamında Atila Özgün bulunuyordu. Bütün öğrenciler doğrusu birazda boksör olduğunu duymuş olmamızın da etkisiyle ondan çok korkardık. Oysa onu daha yakından tanıma imkânı bulsaydınız yanılırdınız. Zira o heybetli duruşu ve bir asker gibi yürüyüşünün arkasında onun çok merhametli kocaman bir yüreğe sahip olduğunu görürdünüz.

Ben, 1974 yılında disiplin kurulundaki bir soruşturma vesilesi ile tir tir titreyerek girdiğim odasından nasihat verilmiş, sırtı okşanmış, berat kararı ile affedilmiş suçsuz bir kişi olarak çıkmıştım.

Kendisiyle yıllar sonra 2017 Mart ayında yaptığım bu röportajda da bir kez daha gördüm ki o seksenini aşmış merhametli okul müdürümüz Atila Özgün “Hasan Beyciğim, Hasan Beyciğim “ sözleriyle yüreğinin en derin köşesinden bizi, bütün öğrencilerini buğulanan gözleriyle hasretiyle sarıp sarmalayıp, kucaklıyor. Ve bu güzel insan halen yaşadığı İzmir- Urla’dan selamlarını, sevgilerini gönderiyor Tokat’a kucak kucak…

KISACA HAYATI

18 Mart 1938’de Giresun’da doğdu. Babası Talip, annesi Hüsniye Hanımdır. İlkokulu Giresun Yeşil Giresun İlkokulunda, ortaokulu Giresun Ortaokulu’nda, liseyi Giresun Lisesi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünden 1962 yılında mezun oldu. Askerlik vazifesini 1963-1964 yılları arasında Denizli Eğitim Tugayı’nda teğmen olarak yaptı.

Milli Eğitim Bakanlığı’nca 1966 yılında Giresun Tirebolu Lisesi Coğrafya Öğretmenliğine ve Müdürlüğüne atandı. Aynı okulda tanıştığı Fransızca Öğretmeni Emel Hanımla evlendi. Bu mutlu evlilikten 1970 yılında Aras Özgün doğdu.

İhtiyaç üzerine Bakanlık tarafından terfian 1973 yılında Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi Müdürlüğüne getirildi. İki yıl görev yaptığı Tokat’tan babasının rahatsızlığı yüzünden memleketi Giresun’a gitmek zorunda kaldı.1975 yılında Giresun İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevine başladı.

 Bakanlıkça başarılı bulunan Özgün, 12 Eylül 1982 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu’na müfettiş olarak atandı. Önce Erzurum Bölgesinde çalıştı. Daha sonra Ankara’ya bölgesine tayin edildi.2001 yılında rahatsızlıklarının artması üzerine emekli oldu. Şimdi İzmir Urla’da eşi Emel Hanımla birlikte mütevazi hayatına devam ediyor. Oğlu Yard. Doç. Dr. Aras Özgün İzmir Ekonomi Üniversitesi Sinema ve Dijital Medya Bölüm Başkanlığı ve ABD Newyork New School forPuplic Engagement’in  Media Studies‘ta programlarında  başarıyla görevini sürdürüyor.

HATIRALARINDAN SEÇMELER

ATATÜRK ANITINA ÇELENK KOYMA

1974 yılı olacak Tokat Valiliği’nce bir milli bayramda tören komutanlığı bana verilmişti. O zaman törene CHP Tokat Milletvekili İsmail Hakkı Birler’in de katılacağı, dolayısıyla daha da titiz olmam bildirildi.  Tören sırasında protokolün, kurum ve kuruluşların bütün çelenkler konuldu ama bir tanesi duruyor baktım onu koyacak kimse yok. Çok hızlı bir şekilde koşarak nereye ait olduğuna dahi  bakmadan Atatürk Anıtına koyup yerime geçtim. Yerime geçince bir de baktım ki bir partinin çelengi. Arkadaşlar: ”Sen ne yaptın? Göreceksin Atila Bey, bu iş seni sıkıntıya sokar. ”Dediler ama Vali Zekai Gümüşdiş  bu hareketimizi anlayışla karşıladı ve: ”Sen tören komutanı olarak gereğini yaptın hocam” deyip konuyu kapattı beni de rahatlattı.

PANSİYONDA KALMA HAKKI KAZANAN RAPORLU BİR ÖĞRENCİ

Okullar yeni açıldı. Eylül ayındayız ben de yorgun argın akşam evdeyim. Gece telefon çaldı. Okulun kâtibi Veyis Bey. Bir velinin çocuğuyla birlikte pansiyona geldiğini mutlaka görüşmek istediklerini belirtti. Zaten okulun lojmanında kalıyorduk hemen okula koştum. Dosyasına baktım pansiyonu kazanmış ama doktordan sağlam raporu alamamış. Neden dediğimde babası hüzünlü bir davranışla çocuğun ellerini gösterdi. Baktım bir elinde altı parmak vardı. Üzüldüm ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Sen yarın git vali beyle bir görüş bana olumlu rapor vermediler diyerek, mağduriyetini anlat ama aman beni işin içine katma dedim. Kayıt defterinde de kazandığı sebebiyle yerini boş bıraktırdım.

Sabah okula gittiğimde baktım ki veli oğluyla kapının önünde bekliyor. Gece Vali Beye ulaşmışlar. Vali Bey de Sivas Valisini aramış. Aldığı olumlu cevap üzerine Vali Bey şoförünü çağırmış arabasıyla Sivas’a çocuğu ve babasını da aldırıp göndermiş. Rapor alıp gece geri dönmüşler. Adamcağızın içi içine sığmıyordu. Çocuk ise sevinçten koşarak yanıma geldi ellerime sarıldı. Çok duygulandım böyle bir olayla karşılaşmamıştım. Hemen boş bıraktığımız sahifeye kaydını yaptık.

Bu olaydan dört beş ay sonra Tokat Sanat Enstitüsünün Müdürünün veda yemeği vardı. Vali Bey de gelmişti. Beni görünce sessizce yanıma gelip o çocuğu sordu.

-O, altı parmaklı çocuk ne yapıyor, dersleri nasıl? Dedi.

Takip ediyoruz Sayın Valim. Derslerinde oldukça başarılı. Dedim.

-Evet devlet o çocuğu kazandı. Bir fazla parmak yüzünden neredeyse kaybedecektik diye sevincini ortaya koyarak gülümsedi.

MATEMATİK ÖĞRETMENİ ALİ GALİP ACAR VE RESİM ÖĞRETMENİ NECATİ KIVRAK GÜMENEK’TELER

1975 Mayıs ayında arkadaşlar Tokat’ın o dönem en güzel mesire yer olan Gümenek te piknik düzenlemişlerdi. Okul öğretmenlerinin hemen hepsi katıldılar. Yemeklerimizi yemiş arkadaşlar getirdikleri sazlarıyla müzik ziyafetine başlamışlardı. Bir ara sazlar sustu bir kovalamaca başladı. Ali Galip Acar ‘la Necati Kıvrak baktım birbirlerini kovalıyorlar. Sonunda yorulan Necati Bey çocuklar gibi bir ağaca çıktı oradan Ali Galip Acar’a bağırıyor. Ali Galip Acar da :”İn çabuk aşağı, İn çabuk aşağı “diye seslenip duruyor. Baktık ki olmayacak Ali Galip Bey’i bir kısım arkadaşlar tutarak ağacın yanından uzaklaştırdılar. Necati Bey’de yavaş yavaş tırmandığı ağaçtan indi.

Necati Bey’in sesi yaratılıştan zaten kalındı karga gibi. Arkadaşlar bu olayı Tilki Karga Hikâyesine çok benzetip aylarca anlattılar.

NİTELİKLİ BİR KADRO BULDUM

1973 yılında okula geldiğimde hem idari hem de öğretmenler ve diğer personel açısından oldukça nitelikli bir kadro ile karşılaştım. Müdür Başyardımcısı ve Disiplin Kurulu Başkanı Leman Kayalar, Müdür Yardımcıları Uğur Şahin, Mehmet Özmen, Nafi Erdoğan tecrübeli yöneticilerdi. Öğretmenler, memurlar ve hizmetliler arasında çok güzel bir uyum vardı. Siyasi dönemin, kardeş kavgalarının süratle arttığı bir dönemde öğrencilerimizi imkanlar ölçüsünde bu işlerden uzak tutmaya gayret ettik. Böylesi bir kadro ile çalışmak benim için büyük bir tecrübe ve şans oldu. Dolayısıyla okulda eğitim öğretimi hep birlikte rahat yürüttük.

Bu deneyimlerim ilerde bana müfettişlik görevini sürdürürken çok faydalı oldu. Teftişte zarar getirmeyecek bazı olaylar karşısında okul yöneticilerine: ”Anlayışlı olun, insanları sıkıntılara sokacak olaylara fırsat vermemeğe gayret edin “derdim.

ARKADAŞI UĞUR ŞAHİN’İN ANLATTIKLARI

Dışarıdan sert görünen ama kalbi o denli yumuşak, çok mütevazı bir insandı. Sosyal etkinliklere çok önem verir bir eleman gibi çalışırdı. Kendisi zaten sporcuydu. Okuldaki tiyatro, müzik, folklor çalışmalarını titizlikle takip ederdi. Okullar arası bilgi yarışmalarında ve diğer yarışmalarda öğrencileri asla yalnız bırakmazdı.

Kendisi Karadenizli olduğu için balık mevsiminde her hafta sonu pansiyondaki öğrencilere hamsi çıkarttırırdı. Tabi o günler öğrenciler adeta bayram ederlerdi.

Giresun Milli Eğitim Müdür Yardımcısı iken Tokat’a güreş müsabakalarına öğrencileri getirmişti. Bize dedi ki: Arkadaşlar Giresun’dan güreşçi mi çıkar, ben asıl sizi görmeye geldim“ dedi. Altı ilin katıldığı müsabakalarda zaten elendiler.

Atila Bey’le bir iki turnede de beraber olduk. Ankara’da bir seminerde ilk karşılaştığımızda çok duygulanıp bana sarılarak ağlamıştı. Sonra oturup saatlerce Tokat’ın ve Gazi Osman Paşa Lisesi günlerini konuştuk.