-  Kadına şiddetin önlenmesi nasıl olucak.

-  Her sene 350-400 kadınımız çeşitli nedenlerle canından ediliyor. Birçok kadın ölümünde nedeni bilinmeden hayatını kaybediyor.

- İstanbul sözleşmesinden, tek kişinin kararıyla çıkıyoruz.

-Kadın cinayetlerinin önüne geçilsin diye kurulmuş dernek; birilerinin zoruna gidiyor olmalı ki yargıya kapatılsın diye dava açılmış, kadına şiddet gününde şiddetin alası yaşatılıyor.

- Verilen cezalar çok yetersiz, caydırıcı, önleyici hiçbir etkisi olmuyor. Hakim huzuruna kıravatla çıktı diye ceza indirimine gidiliyor.

- Giden canı kim geri getirecek. Annesiz kalan, evlatsız kalanların acısı nasıl dinecek, ölenin yaşam hakkı nerede kaldı?

- Keyfe keder kadın cinayeti işleyenlere öylesine ağır cezalar verilmeli ki, aklının ucundan bile geçirmesin.

- AB’nin kapısına bile yaklaştırılmadığımız 1963 yılından günümüze aldatıldığımız, oyalandığımız değerlendirildiğinde idam cezasını biz niçin kaldırdık? Toplumumuz böyle bir karar için hazır hale getirilmeden, eğitim, bilinçlenme, sağlanmadan idam cezasını onaylarım, diyenler bugün güç sahibi, işte size meydan.

“CANA KIYANLARA, ÇOCUK İSTİSMARCILARINA İDAM.” Elinizi kimse tutmuyor, istediğiniz yasayı bir gecede çıkarıyorsunuz. Samimiyeti görelim bakalım.

- TV haberlerinde ve yorumlarda, Suudi Arabistan’ın 3 milyar dolar, B.A.E.'nin 5 milyar dolar, Rusya’nın da 5 milyar dolar para gönderdiği anlatılıyor. Bu paralar neyin karşılığı, ödeme şartları neler açıklanmıyor.

- Tek kişinin yönettiği ülkelerin seçim önü gönderdikleri paranın nedenleri iyi incelenmelidir.

-Merkez Bankası rezervinin eksi 55 milyar doları gösterdiği bir ortamda, ülkemizin geleceğini, daha da zora sokacak davranışlardan kaçınılmalıdır. Bu paraları yine bu aziz millet daha da sıkıntılar yaşayarak çekecektir.

- 3-5 aylığına seçim için pembe rüyanın sonu acı reçeteler olarak gelecektir.

SEVGİ VE SAYGILARIMLA.