Ülkemiz yığınla sorunlarla uğraşıyor. Koronavirüs ekonomi işsizlik, enflasyon, faizler ve sonuçta gelinen acı tabloda günde 200'ün üzerinde vefat haberleri yürekleri yakıyor. Verilen resmi tabloya göre Avrupa birinciliğini kötü şekilde kazandığımız açıklanıyor.

Bugün bilim kurulunu savunur gözükenlerin dün; 'tek sorumlu bilim kuruludur' açıklamaları unutulmamalı.

Bilim Kurulu'nun önerilerine siyaset kurumu harfiyen uymak durumundadır. Çeşitli nedenlerle tavsiyelere uyulmazsa vebali, sorumluluğu, gereken önlemleri zamanında almamış, seyirci kalmış siyasi otoritededir.

Gündem sıkıntılarımız her geçen gün daha da ağırlaşıyor, içinden çıkılmaz hale geliyor.

Çeşitli konularda düşüncelerini açıklayan kişilere karşı adeta meydan savaşı verilmeye çalışılıyor.

Yandaş ve besleme, (bir kısmı devlet bankalarından temin edilen kredilerle satın aldırılan medya kuruluşları olmak üzere besleme kuruluşlar, yapılan eleştirilere tahammül edemiyor, düşüncelerin açıklanması bir yerlere dokunuyor.

Sorunları görüp çözmek yerine, dile getirenlere en ağır suçlamalar, yakıştırmalar, benzetmeler, kendilerini savcı, hakim yerine koymak hevesine kapılanlar, sanki bir can simidi bulmuşa döndüler.

Ülkemizin gündemi, sorunları çok farklıdır.

Bu ülkeyi 18 senedir tek başına yönetmiş, istediği düzenlemeleri hayata geçirmiş iktidar, bugün sorunlarımızı çözemiyor.

Gündem gereksiz konularla meşgul edilse de milletin bu masallara çoktan karnı doymuştur.

Hukukta reform, ekonomide reform, daha onlarca kulağa hoş gelen fakat milletin zerrecik inanmadığı reformlar nerede kaldı dersiniz.

Gerçek odur ki yapılan ve yapılacak her türlü düzenleme milletimizin yararı yerine iktidarımızı nasıl devam ettirebilirizin çabalarıdır.

Sandık milletin önüne geldiğinde sonuçları görülecektir.

Masallarla, yandaşlarla hiçbir sorun da çözülemiyor.

Gerçek demokrasi güçlülerin değil hukukun üstünlüğü, tarafsızlığı temin edilmeden de bir arpa boyu gitme imkanı yoktur.

Bu aziz millete ergenekondu balyozdu, amirallere suikasttı ıslak imzaydı, değildi iftiralarını FETÖ ile birlikte millete yaşatmış olanların dersini milletimiz sandıkta verecektir.

Savcılarımıza, hakimlerimize fırsat vermeyen yalaka, yandaş, besleme medya kuruluşları ve bazı kişiler savcı, hakim gibi ahkamlarla peşin hükümler ve suçlamalar yapmaktalar.

Masumiyet karinesi diye bir kavramı da yok sayarlar. Saysınlar bakalım sandık gelinceye kadar. Yetkiler ellerinde fakat koltuklar, makamlar kimseye babasından miras kalmamıştır.

Milletimiz getirdiğini beğenmediğinde yeter artık diyecektir.

Her şeyin başı hukuk, demokrasi, insan haklarıdır. Güvendir. Milletimizin ferasetidir.

Sevgi ve saygılarımla...