Koronavirüs salgını, bütün dünyayı olduğu gibi ülkemizi de ağır kayıplara soktu.

Salgın çıktığında, ilacı da, aşısı da yoktu. Tek çare, maske, mesafe, temizlikti. Bütün mücadele bu üç ana tema üzerine kuruldu. Bu uygulama halen bütün ağırlığıyla devam ediyor.

Aşı bulunup kullanılmaya başlayınca kadar ülkemizde en az elli bin vatandaşımızı kaybettik, ekonomik tahribatlara uğradık. Evlerde hapis gibi kaldık. Psikolojiler tahrip oldu. Yetkililer o zamanlar sık sık açıklardı, "hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, pandemiden daha güçlü çıkılacaktı." Her konuda olduğu gibi evdeki hesaplar çarşıya uymadı.

Yaşanan bütün bu yıkımlar birilerini hiç ilgilendirmedi. Karanlık kafa ve düşünce sahipleri, salgını kabul etmedi. Yok saydı. Uydurma dediler. Maske takmadılar, mesafeye uymadılar.

Uzun zaman sonra aşı bulundu. Tek çarenin, kurtuluşun aşıyla sağlanabileceği uzmanlarınca milletimize her gün her saat her zaman anlatıldı.

O karanlık kafalar aşıya da karşı çıktılar, aşının çeşitli olumsuzluklar içerdiğini de açıkça paylaştılar.

En sonda ne yaptılar, İstanbul'da 'aşıya hayır' mitingi düzenlediler.

Aşıyı ülkemize büyük bedeller ödeyerek getirenler on binlerce insanımızın hayatını bu salgın nedeniyle kaybettiğini unutup, toplumun can güvenliğini alenen tehdit edici mitinge izin verdiler. Haklı, hukuki gösteri ve toplantılara izin vermeyen zihniyet ne hikmetse kimlikleri, kişilikleri ve yakınlıkları belli, mitinge izin verdiler.

Millet bunca can ve mal kaybını, bu cahil, kara kafa sahipleri için mi yaşadı, yaşatıldı? Maşallah ne kadar da hoşgörülü olunmuş.

Bugün geldiğimiz durumu bile kimse umursamıyor. Bu ülkede her gün 250 insanımız canını kaybediyor. Vaka sayıları günlük 20 binin üzerinde seyrediyor. Avrupa'nın en ağır rakamlarını elde ediyoruz.

Hiçbir hukuki yaptırım, mecburiyet, kısıtlama yok. Bu ne rahatlıktır? Her gün 250 vatandaşımız canından oluybeyler. Bu rakamlar size demek ki hiçbir sonuç anlatmıyor. Film seyreder gibi... Canlara verilen değerin ölçüsü bu mudur? Vebali hiç mi yoktur?

Yürütülen mücadelenin kahramanları sağlık çalışanlarımızdır. Fedakarca görev aşkıyla insana verdikleri değerle kendi canlarını bile tehlikeye attılar, ölenler de bize göre şehit oldu.

Aynı başarıyı önemi ve değeri "aşıya hayır" mitingine verilen izinle siyasi otoritenin gösteremediği gerçeği de bir kez dahataya çıkmış oldu. Zaman geçmiş değildir. Tedbirler acilen alınmalı. Can kayıpları önlenmelidir.

"Lafla peynir gemisi yürümüyor."

Sevgi ve saygılarla.