Güzel ülkemizin son bir hafta içerisinde, ekonomideki ani değişikliklerin şoklarını yaşamaya devam ediyor.

Öncelikle bu ülkeyi 20 yıldır aynı iktidarın yöneticilerinin tek başına tüm yetkili, üç senedir de partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde tek kişinin kararlarıyla yönettiği gerçeğini kabul etmek gerekir.

Dolar kurunu 2018'de 5-6 TL karşılığı değerden son 4 ay içerisinde kademeli olarak 18 TL'ye çıkaran, çıkmasına seyirci kalan bu uygulama ile piyasanın en az yüzde 50 olmak üzere birçok ürünün fiyatının yüzde yüz artmasına seyirci kalan da bu siyasi yönetimdir. Faizin açığı da gizlisi de haramdır.

Özellikle belli marketlerde fiyatlar hızla arttırılırken etiketleri günlük değiştirmek için görevli tayinlerini seyreden de bu iktidarın kendisidir.

Bu ani yüksek fiyat artışlarının başında akaryakıt, doğalgaz, elektrik, gübre ve tarım ilaçları gelmektedir.

Tüketimdeki gıda ürünleri de bir misli yükselmiştir.

Ekonomik tablo asgari ücretin 4.250 TL olmasını zorunlu kılmıştır.

Doları 18'e çıkaran da, çıkmasına seyirci kalan da, bir günün içerisinde 18'den 11'e düşüren de aynı siyasi iradedir.

Milletin yüzde 95'inin elinde dolar, altın yoktur. Yapılan açıklamalara göre dolardan, altından servetine servet katan, alın teri dökmeden parasına para katanlar yine servetlerine servet kattılar. Sayıları 400 bin civarındadır.

Bu uygulamaların cezasını dar gelirli, yatırımı olmayan, aldığını satmaya çalışan esnaf, tüccar ve çiftçilerimiz çekmeye mahkum edildiler.

Faiz için nas var iken şimdi faizi daha da gizli kılarak artırmak zorunda kalındı. Nas nerede kaldı?

Etiketlerde düşme yok. Önce hükümet kendi alanındaki akaryakıta, elektriğe, doğalgaza gerekli indirimleri yapmalı, örnek olmalıdır. Hükümet indirim yapmadan esnaftan, tüccardan nasıl indirim bekleyebilir.

Doları yüksek fiyattan bozduranlar, düşük fiyattan toplayanlar şeffaf bir şekilde yetkili makamlarca açıklanmalı, böylece iç güçler açığa çıkarılmalıdır. Bir kuruma sanki mecbur kalınmış gibi duruyor.

İstanbul'da Yenikapı'da etkinlikler bölümünde "Tokat Günleri" etkinliği düzenlendi. Perşembe günü başlayan etkinlikler Pazar gününe kadar devam etti. İstanbul'da yaşayan hemşerilerimiz yoğun ilgi gösterdi. Stantlarda şehrimizin gurur kaynakları DİMES, ÖZKALELİ, OLCA, ESER, BİRSAN'ın, YAZMACILIĞIN ve başka birçok ürünün temsil edilemediğine dair tepkiler geldi.

İlimizin temsilinde daha dikkatli olunmalı, temsil imkanları yetkililerce temin edilmelidir.

Erzurum cağ kebabının Tokat standında yer alması da yakışmamıştır. Tokat'ımızın kebabı yok sayılmıştır. Mevsim olarak da yanlış zaman seçilmiştir.

Başka şehirler için de etkinlikler düzenleniyor, ulusal kanallarda yayınlanıyor. En azından düzenleyiciler bunları örnek alıp şehrimize yakışan bir tanıtım etkinliği sağlamalıdır.

Sevgi ve saygılarımla...