Gelişmiş, gerçek demokrasinin kabul edildiği ve uygulandığı ülkelerde, basın 4'üncü kuvvet olarak kabul edilmiştir.

Milletin haber alma ihtiyacını karşılar, yanlışları tespitle kamuoyunun gündemine taşır. Ülkeyi yönetenler de yapılan haber üzerine, araştırır, varsa yanlışlığın üzerine gider sorun çözülür.

Gerçek demokrasi varsa diyoruz. Demokrasinin nimetlerinden yararlanıp, yetkileri, kendi siyasi çıkar amaçlarına göre kullanmak varsa sistem başka türlü çalışır. Eski Demirperde ülkeleri uygulamalarına özenenler var.

Çalışan gazeteciler için 10 Ocak gün olarak belirlenmiştir. Çalışmayana yok mu?

Gazetecilerin, gazeteci kardeşlerimizin günlerini tebrik ediyorum.

Gerek ulusal ve gerekse yerel medyamızda çalışanlar, ekonomik ve siyasal baskılar altında görev yapmaktalar. Bazı önemli haber ve konuları görmezden geliyor. Çünkü başımıza sıkıntı gelmesin nedenleriyledir.

RTÜK diye bir kurum var. İktidarın temsilciliğini mükemmel yapıyor.

Yılı içerisinde verdiği cezalar, muhalefet yapan medyaya acımasızca, vicdansızca verilirken, yandaş iktidar medyasına neredeyse teşekkür belgeleri verecek konuma getirilmiştir.

Bütün baskılara rağmen, devlet kurumlarında devamlı reklam desteklerine rağmen, yazılı ve görsel medyalarının izlenme, okunma tirajları yerlerde sürünmektedir. TV'lerinin izleyeni de yoktur. Milletimiz doğru haberlere, bilgilere ulaşmak istiyve ulaşıyor.

Cezasını yine gazeteciler çekiyor.

Davalar dava üstüne, cezalar ceza üstüne.

Bir gün bu yanlı hukuksuz medya uygulamaları da elbet son bulacak. Yanlış yapanların varsa birazcık yüzleri kızaracak ve hesabını da yargıya verecek. Ne mutlu kalemini satmayanlara.

Yerel basınımız da büyük sıkıntılar içerisinde. Yapılan düzenlemelerle sigortalı sayısı artırılmış, gazete giderleri, kağıt başta olmak üzere gazetelerimizi zorlamaktadır.

Gerek havuz yandaş medyası ve gerekse Yıldırım Demirören'e Ziraat Bankasına dış destek buldurularak verilmiş, 750 milyon dolarla, DOĞAN Medyanın tüm TV ve gazeteleri satın aldırılmış, alınan krediden, seneler geçmesine karşın tek kuruş ödenmediği de yine basınımızda günlerce tartışma konusu olmuştur. İsteyeni de yoktur.

Tek tip medya, tek ses basın hedefleri boşuna çabalardır.

Binlerce gazeteci, yalakalık yapmadıkları, eleştiri yaptıkları, gerçekleri gündeme getirdikleri için işinden, gücünden edilmiş, bir kısmı da çeşitli bahanelerle cezaevlerinde kalmaya mahkum edilmişlerdir. Hangi vicdan bu hukuksuzluğa rıza gösterebilir? Medyanın yüzde 95'ini değil, yüzde 100'ünü ele geçirseniz ne yazar? Milletimiz yaşatılanların farkındadır.

Gazeteciler günü kutlu olsun.

Sevgi ve saygılarımla.