Dostluk nedir?

           Hepimiz acı günümüzde yanımızda acımızı paylaşacak, sevincimize ortak olacak dostlarımızın olmasını isteriz.  Ancak dost seçimine dikkat etmek toplumumuzun dikkat ettiği önem verdiği bir durum değil.  

             Dostluk konusunda  çok kitaplar okumuş ve  bu konuda  “edebi üslup” ta mektuplar yazmış bir insan olarak  toplumumuzda çok insanın özellikle de gençlerin  arkadaş ve dost seçimine dikkat etmediklerine şahit oluyorum.

             Biraz düşünecek olursak  kötü  alışkanlıklarımızın   çoğunu dost zannettiğimiz arkadaşlarımız  sayesinde edindiğimizi görürüz. “Bir defadan bir şey olmaz “ diyerek bizi kötü alışkanlıklara   bulaştırarak  bizim   gerçek dostumuz olduklarını iddia ederler.

             Ama  kitap okumak gibi güzel alışkanlıklarını bize aşılamaya çalışan  insanları ise ya biz veya çevremiz bizden uzak tutarak  ya  da dedikodularını  yaparak bizden uzaklaştırırız kendimizden.     

             Dostlukta iletişim esastır. İnsanların dostluklarının gelişmesi için  “ Nasıl ileri gidebiliriz?”  “İnsanlara faydalı olarak Allah rızasını nasıl kazanabiliriz?  Sorularına cevap aramak çerçevesinde  dostluklar kurmaya çalışmak insanın her zaman ileri gitmesini sağlar.

              Nedense  başta gençler olmak üzere insanlar  “iletişim” deyince  insanın karşısına geçip  “yanlış düşünüyorsun” ya da   “yanlış yapıyorsun” veya  “ benim sözümü dinlemiyorsun”  çerçevesi dışında   bir iletişime şahit olamıyorum çoğu zaman.

             İletişim kurmaktan  çok dayatma eğilimli sohbetler yapıyoruz.

              Empati nin ne olduğunu çoğumuz bilmiyor, işimize gelmediği için de  öğrenmek istemiyoruz.

              Başkalarını suçlamanın bizi aklayacağını zannediyoruz ki, başkalarını suçlamak bizi aklamaz.

                        İletişimize bir de bu yönden bakmak lazım.

              Herkesin birbirini suçladığı ailede, iş yerinde,  tarikatlarda , sivil toplum kuruluşlarında,  vs güzel bir iletişimden  verimlilikten  huzur ve mutluluktan  bahsedebilir miyiz?

                Bir sivil toplum kuruluşunda sohbete gitmiştim.  Ben  yanımdaki arkadaşla  onu tanıma, anlama sohbeti yaparken çocuğum yaşındaki insan bana  “ sus ta  kitabı oku” dedi.  5 dakika sonra    kendisi okumayı bırakarak  yanındaki arkadaş ile sohbete daldı. Ben  o an  ona sus desem belki de bana küserdi.   Kendimize yapılamasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmak bize yakışmayan bir şey. İletişimde ilerlemek istiyorsak buna dikkat etmemiz lazım. O gencin o9 tutumu beni oradan soğuttu ve bende daha  o   kuruma sohbete gitmedim.  Ama “ neden gelmiyorsun” diye gene beni suçladılar.  Çocuğunuz yaşında insanlar tarafından toplumda sizi sustursalar siz o   ortama gene gitmek ister misiniz?

               İletişim muhteşem bir şeydir. Ama dedikodudan uzak  Nasıl ileri gidebiliriz?  Nasıl sorunlarımıza çözüm yolu buluruz?

               “Bana derdini anlatma “ diyen bir insan dostumuz olabilir mi ?  Y ada bizi hiç olmayacak insanlar ile kıyaslayan insan?   Bizi azarlayan tersleyen, buna gerekçe olarak da   yaşça bizden büyük olmasını gösteren  insan bizim dostumuz olabilir mi?

                  Azarlamak  ile iletişim olur mu? Muhatabımızı azarlayarak korkutarak  mevkii ve makamları gereksiz yere işgal eden   insanlar ile korkutarak  mı severiz muhatabımızı

                    Mevkii ve makamlardan güç alan değil, mevkii ve makamlarını insanlara hizmet etmek için   makamına güç veren insanları  örnek göstererek sevmeliyiz muhatabımızı.  Mevkii ve makamı ona güç vererek kullanan insanları   da  toplumumuz asla unutmaz.   

                    Bizimle iletişim kurmak isteyenleri her zaman önyargı ile bakmadan  mutlulukla ve amacını anlayarak  davranırsak  hayatımıza renk ve yeni dostluklar katarız.

             Dostlarımızın ve dostluklarımızın verimli olarak çoğalması ve onlar  ile yapıcı iletişimlerimizin  hem biz ehem  de iletişimde olduğumuz   insanlara faydalı olması   dileği ile…