Akademisyen ve Şair EBUBEKİR ALTUNTAŞ:” Şiiri bir cümle ile ifade edecek olursam ‘Gönülden gönüle uzanan ritimli sözlerdir.’ diye tarif edebilirim.”      

 

Turan YALÇIN-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız hangi okullarda okudunuz.

 

Ebubekir ALTUNTAŞ- 1967 yılında, Sivas’ta doğmuşum. İlk, orta ve lise öğrenimimi, Sivas’ta tamamladıktan sonra yüksek öğrenimimi Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde tamamladım. Akademik kariyerime Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde 1992 yılında başladım. 1998 yılında Bilim Doktoru unvanı aldım. 2000 yılında Yrd. Doç. Dr., 2006 yılında Doç. Dr., 2012 yılında da    Prof. Dr. olarak atandım. Halen Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölüm Başkanı olarak görev yapmaktayım. Mühendislik Temel Malzeme Bilgisi isimli yayınlanmış bir ders kitabım ve çok sayıda uluslararası tebliğlerim ile 130 civarında makalelerim bulunmaktadır. Şiir ile ilgim, lise yıllarında başlamış olup, çeşitli dergilerde şiirlerim basılmıştır. İlk şiir kitabım, ‘GÖNÜL ÇERAĞIM’ ismini taşımaktadır. Türkiye Yazarlar Birliği, Tokat Şairler ve Yazarlar Derneği ve İLESAM üyesiyim. Evli ve iki çocuk babasıyım.

Turan YALÇIN- Yazmaya başlama hikâyenizi anlatır mısınız? İlk şiirinizi ne zaman yazdınız?

Ebubekir ALTUNTAŞ- 1983 yılında daha lise çağlarında şiir yazmaya başladım. İlk yazdığım şiirim, 26 Ağustos gününde yazıldı ve ‘ŞANLI ORDU MALAZGİRT’TE’ başlığını taşıyordu. Ben daha ilkokul yıllarında tarih sevgisiyle büyüdüm. Marşlar ezberlerdim. Rahmetli babam, bana eve gelen misafirlerimizin yanında İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını ezbere okuttururdu. Yine Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un Çanakkale Şehitleri’ne şiirini neredeyse ezberletmişti. İlk şiirim 8 kıtadan oluşuyordu. Şiirimin son kıtasını sizinle paylaşmak istiyorum.

….

Alp Arslan dua ediyordu O yüce Melik’e,

Müslüman Türk boğuldu, Malazgirt’te sevince,

Gök, yer, bütün afak kutladı, zaferi Türk’e

Tarih bir destan daha yazdı altın sayfaya.

Turan YALÇIN-Bugüne kadar kaç kitap yayınladınız. Yazmak mı yayınlamak mı zor?

Ebubekir ALTUNTAŞ- Ben bir akademisyen olarak sürekli üreten birisiyim aslında. Çok sayıda uluslararası tebliğ ve yüzlerce bilimsel makale yazdım. Önceleri ders notu olarak çıkan, daha sonra genişletilmiş ve sonunda güncellenmiş ‘Mühendislik Temel Malzeme Bilgisi’ adında bir ders kitabım var. Daha önce Ziraat Fakültesi Dergisi ve Enstitü Müdürlüğüm zamanında da iki uluslararası dergi yönetiminde ve editörlüğünde bulundum. Ancak şu an devam eden sahibi ve editörü olduğum çok önemli bir akademik uluslararası dergiyi yönetmekteyim. Derginin adı ‘Turkish Journal of Agricultural Engineering Research (TURKAGER)’. Bu dergi 2020 Ocak ayında dijital olarak akademik yayın hayatına başlamış olup, bu ay 3. Yılı ve 1.sayısını basıyoruz. 

Asıl sorunuza gelirsem, edebi anlamda şiirlerim lise yıllarımda Öğrenci Kulüp panolarında yer almıştır. Tokat’ta üniversitedeki asistanlığım yıllarında (1999 yılı) kurulan KÜMBET dergisi yayın ekibinde yer alarak, Ebubekir TAHİROĞLU müstear ismiyle çok sayıda şiirim yayınlandı. Bunun dışında yazılı kitap olarak şiirlerimin bir kısmı Tokat’tan Mısralar (I, II ve III) antolojisi kitaplarında yayınlanmıştır.

Ancak benim için hayatımdaki en önemli gün olan 24 Kasım 2020 tarihinde Öğretmenler Günü’ne denk gelen bu güzel zaman diliminde 40 yıla yakın bir süredir gönül gözyaşlarımla, son bulmayacak devamlı korlanacak gönül yangım ve ateşimle ‘GÖNÜL ÇERAĞIM’ adlı ilk şiir kitabımın Göl Kitap Yayıncılık aracılığıyla basımını gerçekleştirdim. Bu benim hayatımın ölümsüz bir iksiri gibiydi. Çünkü insanın dünya hayatında bırakabileceği en güzel iz, kalıcı ve faydalanılacak bir kitaptır. Bu, kişinin ölüm sonrası hayatında da ismini yaşatacak onu ölümsüz kılacak en büyük sermayesidir.

Bence yazmak daha kolay asıl yayınlamak daha zor. Zira ben 40 yıl öncesine uzanan şiirlerimi ancak iki yıl öncesi yayınlamaya karar verdim. Bir kitabın yayınlanması bazı sorumlulukları da getiriyor. Artık gün yüzüne çıkıyorsunuz. Eleştirilere ve övgülere açık olmalısınız. Kimilerine göre farklı kimilerine göre de daha farklı değerlendirmelerle karşı karşıya kalacaksınız. Ama şu bir gerçek ki yayınlayacağınız eseriniz bir yayınevinden çıkmalı, küçük hesaplar yapmamalısınız. Yayınlanan eserinizi farklı mecralarda, bu anlamda fuarlarda ve sosyal medyada farklı platformlarda da tanıtmalısınız. Sabırlı olmalısınız ve bir eserin ortaya çıkması zordur, beklentiniz uzun süreli ve fayda verme odaklı olmalıdır. Ticari kaygı içinde olmamalısınız. Bilakis ben bu konuda eserimin tekrar kitaplara ve çocuklara kitap, kütüphane oluşumuna katkısına dönüşmesini özellikle istedim. Bunu başardım ve bu anlamda çok mutluyum.        

Turan YALÇIN- Şiiri bir cümle ile tanımla dersek ne dersiniz?

Ebubekir ALTUNTAŞ- Şiiri bir cümle ile ifade edecek olursam ‘Gönülden gönüle uzanan ritimli sözlerdir.’ diye tarif edebilirim.      

Turan YALÇIN-  Şiir hayatınızda ne ifade ediyor?

Ebubekir ALTUNTAŞ-Şiir benim gönül çerağım, yangınım, gönül bestem, aşkım, firakım, derdim, derman bulacağım sığınağım. Şiir benim hayatımın her anına hitap ediyor. Şiir benim yaşama nedenim. Gönül alemim. Şiir benim anneme aşkım, gönlümün sultanına aşkım, vatan sevgim, bayrak sevgim, özlemim, korkum, firakım, var oluş sebebim, kurtuluş çarem ve ölümsüzlük iksirim.   

Turan YALÇIN- Kitap gelirinizle kütüphane kurdunuz bu size ne gibi hazlar yaşattı?

Ebubekir ALTUNTAŞ- Evet, bir eğitimci, şair ve yazar olarak benim hayatımda en önemli an, ‘GÖNÜL ÇERAĞIM’ şiir kitabımın basılması ve kitabımın gelirleriyle özellikle kitaba hasret olan ihtiyaç sahibi okullardaki öğrencilerimizin kitaplarla buluşmasını sağlamaktı. Belki tam anlamıyla bir kütüphane kuramamış olamadım, ama karınca kararınca bir ortaokul kütüphanesini destekleyerek öğrencilerimizin OKUMA KÜLTÜRÜ’nü aşılayacak Türk ve Dünya Klasiklerinden oluşan yüzlerce kitapla buluşmasını sağlamak benim için hayatımda en çok duygulandırdığı zaman dilimiydi. 

Tabii ki, bu konuda Tokat İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile görüşmelerim sonucu TOKAT              Z-KÜTÜPHANE’si iş birliğiyle Okullara Kitap Bağışı kampanyası çerçevesinde 180 adet Türk ve Dünya Klasiklerine ait kitaplar, Sulusaray İlçesi Fatih Ortaokuluna bağışlanmış oldu. Bu çerçevede Anadolu Mektebi Okumaları Dönem Sonu Etkinliği çerçevesinde Fatih Ortaokulunda Proje Koordinatörü Orhan Gazi GÖKÇE yönetiminde 14 Haziran 2022 günü “OKUMA KÜLTÜRÜ” söyleşi programını gerçekleştirmiş olduk. Okul müdürümüz Mustafa EZMECİ bir plaket ile beni onurlandırdılar. Okulun Türkçe Öğretmeni Taner SARITAŞ beyin bir şair olması ve öğrencilerimize Türkçeyi ve okumayı sevdirmesi, söyleşimi çok daha anlamlı bir hale getirdi. Okulda söyleşime katılan diğer öğretmenlerimize ve söyleşimi heyecanla ve can kulağıyla dinleyen ve iyi bir iletişim kurduğumuz sevgili çocuklar ve öğrencilerimize çok teşekkür ediyorum.

Turan YALÇIN- Mühendis olmanıza rağmen, şiirle ilgilenmeniz çevrenizde ne tepkilere sebep oluyor?

Ebubekir ALTUNTAŞ- Aslında şiir ile ilgilendiğimi bilen yakın akrabalarımın dışında arkadaşlarımdan da şiirle ilgilendiğimi bilenler var. Ancak, ilk şiir kitabımın ulusal düzeyde bir yayınevi tarafından yayınlanmasıyla tanıtımlar daha farklı bir boyut kazandı. Tabii ki sosyal medyanın da, bu konuda daha fazla kişi tarafından tanınır olmama neden olduğunu söyleyebilirim. Tepkiler noktasında, çoğu arkadaşlarımın ve öğrencilerimin ‘Hocam sizin bu konudaki maharetinizi bilmiyorduk. Sizin farklı olduğunuzu düşünüyordum. Çok da şaşırmadım. İnce ruhlu olduğunuzu biliyordum.’ diyenler de oldu. Kitabımı 2020 Kasım’ında yayınlamıştım. Şu ana kadar iki fuara katıldım. 2021 yılında Samsun Atakum Kitap Fuarı, 2022 Haziran ayı içinde de Tokat Kitap Fuarı.

Özellikle Tokat Kitap Fuarı’nda çok sayıda öğrencim fuara gelerek beni çok mutlu etti. Daha sonraki görüşmelerimizde öğrencilerimin ‘Hocam, yazdığınız şiirlerinizi okudum. Şiirleriniz çok güzel, şu şiirinizi eşinize mi yazdınız’ gibi karşılıklar alıyorum. Şiirlerimi nasıl buldun dediğim başka bir okurumun ‘Kimi şiirinizde Yunus Emre’yi, kimi şiirinizde Necip Fazıl’ı buldum, kimi şiirinizde ise Arif Nihat Asya’yı buldum diyenler oldu. Okurlar, yazılan şiirlerde bir şeyler bulmalı, bulurlar da. Kimisinin ruhunu yansıtır şiirlerim, kiminin aşkının terennümüdür şiirlerim, kiminin derdini, kiminin özlemini, iştiyakını, kiminin yangısı olabilir şiirlerim. Şiir ruhun ve gönlün beslenme ihtiyacıdır. Bazen bilimsel toplantılarda ve farklı görüşme ortamlarında şairliğime ve şiirle ilgime yönelik iftihar duyulacak güzel sözlere ve teveccühlere de yer verilmesi insanı tabii ki çok önemli duygusal atmosferlere çıkarabiliyor.    

Turan YALÇIN- Öğrencilerinizle diyaloğunuzda iyi, bunda şiirin etkisi nedir?

Ebubekir ALTUNTAŞ- Evet, genelde ben derslerimde çok akıcı bir anlatım sağlarım. Bazen zaman nasıl akar geçer, dersin süresi biter ben bile fark etmem. Bazı öğrenciler, ders anlatım tarzımı çok beğenir, ben teknik bir konu anlatsam da bazen kelime odaklı açıklamalara geçerim. Öğrenme odaklı olarak kelimelerin anlamlarını, onların anlatımlarının ve öğrenim metodundaki önemine de yer verebilirim. Bazen ders konusu anlatımı dışında sosyal konulara, sevgiye, aileye, vatana ve tabiata, arkadaşlığa vb. konulara da yer verdiğim olur. Tabii ki ders dışında öğrencilerim ile diyaloglarım daha farklıdır. Daha çok sosyal konular, biraz hayattan kesitler, tabii ki şiir de olmazsa olmazdır. Şiir daha önce de söylediğim gibi hayatın kendisi, hayatın akışı, gönül terennümü, aşkın büyüsü, gönül aleminin dışa yansımasıdır. Kalem yazmasa da gönül her şeyi anlatıyor. 

Turan YALÇIN- Röportajımıza son ilave edeceğiniz bir şeyler var mıdır?

Ebubekir ALTUNTAŞ- Turan YALÇIN Bey, ben aslında bu röportajı planladığınız için size çok teşekkür ederim. Sizin de projelerinizin olduğunu ve hayata geçirdiğinizi biliyorum ve sizin çalışmalarınızı takip ediyorum. Ben sizi öğrencilerimle buluşturarak, hayat tecrübelerinizi ve ideallerinizi öğrencilerim ile paylaşmanızı istiyorum. Çok renkli bir kişiliğiniz de var aslında. Sizi ve çalışmalarınızı takip etmekle kalmayıp, başarılarınızın ve insanlığa katkılarınızın artarak devam etmesini diliyorum. Vermiş olduğunuz konferanslardaki ana temalar olan ‘Kitap okumanın önemini ve kişisel gelişim üzerine’ söyleşi programınızla üniversitemiz öğrencilerimizle buluşma zamanını da inanın iple çekiyoruz. Böyle bir organizasyonun hayata geçirilmesini dört gözle bekliyoruz. Her şey için çok teşekkürler.