Doğa kirliliği günümüzde önü alınamaz hale geldi. Denizlerimiz gitti, ırmaklarımız gitti, göllerimiz gitti, derelerimiz gitti.

Son günlerde ERGENE Irmağı’nın görüntüleri verildi, tvlerden. Kocaeli Dilovası’nın durumu içler acısı.

Hemen hemen her ilimizde ve her yöremizde bu sıkıntı var. Söz konusu kirliliğin en büyük yaratıcıları büyük sanayi bölgeleri ve rant sahipleri.

Kazanmaya dört elle sarılırken doğayı korumaya milimetre yaklaşmıyorlar. Cennetten kalma bir köşe diye değerlendirdiğimiz güzel ülkemizin güzelliği çok ucuza yok ediliyor.

Ülke güzelliğini yok etme yarışında olanların dışında - az da olsa – doğa güzelliğimizi korumaya özen gösteren, doğayı korumak için hiçbir külfetten kaçmayanlar da var.

Bunlardan biri Tokat’ın ve ülkemizin gurur kaynağı DİMES.

DİMES’in kirli su arıtma tesislerini gezdim. Alnından öpesim geldi yöneticilerini.

Öylesine bir düzen kurmuşlar ki lağım suları dahil ne kadar kirli su varsa hepsini bir araya toplamışlar, havuzdan havuza geçişler yaptırarak kirli suları teknoloji ile sterilize ederek, içilecek duruma getirip, ondan sonra doğaya bırakıyorlar.

Birçok aşamadan geçen bu işlem için en üstün teknolojiyi kullanıyorlar. Yüz binler harcıyorlar bu iş için. Ama DİMES’e yakışanı yapıyorlar.

DİMES’in kurucusu rahmetli Vasfi DİREN’in çocuklarına vasiyetlerinden biri de “kul hakkı ile karşıma gelmeyin!” idi.

İşte O’nun çocukları, kirlettikleri suyu öylece doğaya bırakmayı kul hakkı olarak görmüşler ve hiçbir harcamadan kaçmadan kirli su arıtma tesislerini kurmuşlar. Kirlettikleri suyu tertemiz ederek doğaya bırakıyor, Yeşilırmak’a katıyorlar.

Bu bir DİMES özelliği. Hileyi, riyayı üretiminden uzak tutan DİMES, doğa dostluğuna yakınlığını da böylece kanıtlamış oluyor.

Sağ olasın DİMES. İyi ki varsın.