Ülkemizde bir yığın sorunlar yaşanırken; yetkililerin çözüm yerine daha vahim sonuçlar doğuracak uygulamalara yönelmeleri ibretle izleniyor.

Öylesine açıklamalar rahatça yapabiliyorlar ki; hayrette kalıyor, nasıl böyle bir açıklama yapılır diye kendi kendinize soruyorsunuz. Bir gerçek var ki onu unutuyorlar. Milletin hafızası hiçbir sözü unutmuyor.

Ekonomik sıkıntılar yaşanıyor. Hiçbir tasarruf önlemi yok. Kendi rahatlarından, koltuklarından millet için fedakârlık düşüneni de yok. Milletin sıkıntısına zerre çare de yok.

Milletvekili sayımız 450 iken 550’ye çıkmıştı. Oldu 600 milletvekili!(Atamalı milletvekili) Eleştiremeyen, sorunlarını ifadeye yetkisi de olmayan milletvekilleri, sıralamalarını partili seçmenler yapamaz. Genel başkan kimi isterse listenin başlarında yer alır. Sonuçta ne mi oluyor? B”EN SENİ SEÇTİM SEN DE BANA MECBURSUN- MAHKÛMSUN” sistemidir. İstifa hakkı bile yoktur.

Bir de son dönemde yeni icatlar ortaya çıktı; BAKAN YARDIMCISI.

Her bakanlıkta 3-4 adet bakan yardımcısı var.

Seçimde kazanamaya milletvekili adayları ya bakan yardımcısı ya da üniversite rektörü olarak atanır. Daha başka etkin ve yetkin makamlar seçim kaybetmiş partililerin karargâhı yapılır.

Devlet ebedi, iktidar gelip geçicidir. Demokrasi budur. Anlayana…

Devletin tüm mekanizmalarını partili hale getirmek en büyük tehlikedir.

Yıl 1989. Belediye Başkanı rahmetli Hüdayi Sayıbaş. Seçimler yaklaşıyor. Belediye binası önünde oturuyoruz. Bu arada Doğru Yol Partili gençler bulvarda direklere bayrak asıyor. Rahmetli Sayıbaş, itfaiyeye talimat vererek ‘gençlerin bayrak asmasına yardım edin’ demişti. Sayıbaş, Anavatan Partisi’nde başkandı ve adaydı.

Demokrasi anlayışının, kendileri gibi düşünmeyenlere yapılan her türlü baskı, yıldırma ve tehdit uygulamalarını gördükçe geçmişte yaşanılan ve yaşatılan güzellikleri özlemle arar hale getirildik.

En az ekonomi kadar önemlidir.

Sevgi ve saygılarımla…