Tokat Valiliği, Tokat Belediyesi ve Halk Bankasının öncülüğünde düzenlenen 1.Tokat Gastronomi Festivalinin açılışına Sn.Cumhurbaşkanımızın eşi Değerli Emine Erdoğan Hanımefendinin katılımıyla gerçekleşen “Bereket Hasadı” sloganıyla yeşile, lezzete ve tarihe açılan Aşgana’nın kapısını aralayan bu festival 4 gün sürdü. 

Sosyal medyadan duyuruları yapılan 1.Tokat Gastronomi Festivali için geri sayım başlamıştı. Tokat 1.Esnaf şenliklerinin son günleri fuar ve festivalle birleşince, dolu dolu 12 günlük yoğun bir program ortaya çıktı.

Konserler, yarışmalar, söyleşiler, stantlara kurulan yöresel ürünleriyle tam bir şölen havasında geçen günler…

Esnaf şenliklerinde TOGES Derneğinin zanaatkarlarıyla birlikte “Yaşayan Efsaneler  İlk tek ve son Ustalar” kitabının yazarı olarak stanttaki yerimizi aldık. Bir hafta boyunca standı ziyaret eden misafirlerimize yöremizin kıymetli hazinelerinden söz etmeye ve farkındalık oluşturmaya çalıştım. Yetkililerden kitabın alınması ve daha çok insana ulaşabilmek için dağıtılmasını önerdim. Ama hiç bir yetkili buna yanaşmadı. Bizim böyle bir kalemimiz yok dediler. Kendi çabalarımızla elimizden gelenin en iyisini yapma gayreti içinde oldum. Tanıtıma Destek amaçlı 10 kitap alan bir Beyefendi kitapları dağıtarak okuyucu ile buluşturdu. Buradan kendisine çok teşekkür ederim. 1.Esnaf fuarında TOGES dernek başkanı Ayşe Darende ustamın şahsında emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.

1-Tokat Gastronomi Festivalinde Deveciler hanında yerel değerlerimizle yapılacak olan 4 söyleşinin moderatörlüğünün bana verilmesi beni ayrıca onore etmiştir. Bunun için Tokat’a Dair sayfasının yöneticisi şehrimizin yüz akı kıymetli Süleyman Üzümcü’ye çok çok teşekkür ederim. Dört gün boyunca yapılan söyleşilerde alanında uzman değerli konukların tecrübelerini, bilgilerini, beklentilerini bizimle paylaşmaları çok çok önemliydi. Gastronomi alanında atılan bu ilk adımda eksikliklerin olması gayet normaldi. Tokat Gastronomisi dediğimizde sadece merkez değil ilçelerinde bu festivale dahil olmaları bu festivalin zenginliğini gösterecekti. Bir çok etnik kökenin bir arada yaşadığı bu şehir , birliğin, beraberliğin, kardeşlik kokan lezzetlerini stantlarda yöresel kadınlarımızın ellerinden ve uzman şeflerimizle birlikte bu tatların sergilenmesi harikaydı. Alanında uzman bir çok şefin bu festival dolayısı ile şehrimizin olağan üstü lezzetleriyle buluşması umarım onlarında ufkunu açmıştır.

Yerel değerlerimiz olan işletme sahibi ustalarımızın fikirleri ve istekleri inşallah bir dahaki festivale yön verir. Benim bu söyleşilerde uzman kişilerin söylediklerinden çıkarttığım sonuç kısaca şöyle.

1. Tokat Gastronomi Festivali Deveciler Hanında gerçekleştirilen Söyleşiler de Tokat bu alanda keşfedilmemiş bir cevher olduğu ortaya çıktı.

Sokak lezzetleri olmalı…

Turlarla anlaşmalar daha çok yapılmalı…

İçkili mekanlar açılmalı…

Enstitüler kurulmalı…

Bilgilendirme söyleşileri yapılmalı…

Devamlılığı olan standart ürünler yetiştirilmeli…

Markalaşma olmalı…

Tokat kebabı Tokat’ta yenmeli…

Otantik değerlerimizin patenti alınmalı…

Tanıtıma ve reklama bütçe ayrılmalı…

Araştırmalar kayıt altına alınmalı…

Festivallerin devamı gelmeli…

Bu aktarımlar ehil kişilerin eliyle olmalı…

Eko köy turizm projeleri çoğaltılmalı

Emeği geçenleri yürekten kutluyorum.

Bu festivallerin en güzel yanı bir hafta tüm sosyal medyaların sizin şehrinizden bahsetmesi tanıtım için çok önemli. Bu söyleşilerin bitiminde tanıştığımız güzel insanlar  ve öğrendiğiniz bilgiler en büyük kazancımız oldu.  Günaydın Restorantlarının sahibi Cüneyt Bey’in eşi Saynur Hanım’a üç gün boyunca gönüllü mihmandarlık yaptım. Şehrimizin tarihi yerlerini gezdirdim ve lezzetlerini yerinde tattırdım. Bizi bu konuda yalnız bırakmayan Saklı Bahçenin sahibi Ender Bey ve Burcu hanımefendiye misafirperverlikleri için çok teşekkür ederim. Yaşadığımız aksiliklerde oldu tabii. Festival tarihlerinde müzeler kesinlikle açık olmalı ve açık kalması için ekstra bir çaba harcanmalı. Çünkü bu şehre ilk ve son kez gelen bir kişi tarihimizi, müzelerimizi, konaklarımızı gezmeden görmeden dönmemeli. Üç gün üst üste gittiğimiz Latifoğlu konağını nihayet gezebildik. 

İlk gün 5’te gittik 4:30’da kapanıyor dediler almadılar.

İkinci gün öğlen arası gitmişiz, saat birden sonra gelin şimdi kapalıyız dediler almadılar.

Üçüncü gün tüm müzeler kapalıymış giremedik. 

Nihayet dördüncü gün girebildik ve gelen misafirimiz bu konağa hayran kaldı görmeden gitseydim çok üzülürdüm dedi. 

Bir müzeyi gezmek için bu kadar zamanı olmayan olabilir. Festival tarihleri boyunca saatler esnetilmeli, öğle saatlerinde açık olmalı, bir günlük zorunlu tatil festival tarihlerinde kaldırılmalı. 

Öğlen arası kapatmakta ne oluyor onu da anlamış değilim. Yaz günü saat 5’ten sonra hava serinliyor, saat 8 de hava kararıyor, 4:30’da müze kapatmak çok şık olmuyor. Yetkililere buradan yaşadığımız mağduriyeti aktarmak istedim. Şehrimizin tanıtımı için kurumlar arası bu birliktelikler festival boyunca çok çok önemli.

Sözlerimi Gastronomi Festivaline uygun bir Tokat kebabı tarifiyle bitirmek istiyorum. Tokat kebabının sosyolojik tarifi…

Anadolu’da bütün kebaplar yatık pişerken, bizim kebabımız dikey pişer. Bu duruş yöre insanının onurlu dik duruşunu temsil eder. Başa tutturulan kuyruk yağı meşe odununu közünde eriyerek kendisinden sonra gelen sebzeleri lezzetlendirir. Olgun insan da ateşlerde acılarla pişer ve kendisinden sonra gelen nesle tecrübeleriyle fayda sağlar. Sosyolojinin babası İbn-i Haldun “Coğrafya insanın karakterini belirler” diyor. Ben de Yöre İnsanının karakteri yemeğin lezzetini ve şeklini belirler diyorum. Onurlu insanın yanarken bile dik duruşunu temsil eden Tokat kebabı, sebzenin en doğalını, kuzu etinin en tazesiyle harmanlayan ve meşe odununun közünde demlenen kebabın usta ellerle asırlardır sofralarımıza bayram şenliği yaşatan lezzetiyle ve görüntüsüyle birliğimizin, beraberliğimizin simgesidir diyorum.

Tokat kebabı Tokat’ta yenir.

Eksiğiyle, gediğiyle şehrimizde ilk kez düzenlenen Esnaf Şenliği ve Gastronomi Festivalinde emeği geçenleri Belediye Başkanımız Sn Av. Eyüp Eroğlu’nun şahsında yürekten kutluyorum. Devamının gelişerek eksiklikler giderilerek yapılmasını temenni ediyorum. Güzelliklerde buluşmak dileğiyle…

Dünya Köylüsü 

Sosyolog yazar 

Ayla Bağ