Hepimizin hayata bakış açısı farklı. Bazılarımız hayatın ne kadar zor olduğundan yakınırken, bazılarımız olan her şeyin olumlu yönlerini görür. Neden bazıları bahçenin güzelliğini görürken bazıları yollara saçılmış kuru yaprak ve atıklar görür. Neden bazılarımız çevrelerindeki koşulları değiştirirken bazılarımız da koşullara göre kendilerini değiştirir.

Aslında dış dünya sadece iç dünyamızın bir yansımasıdır. Nasıl hissediyorsan, dünyayı da öyle görüyorsun. Hayatı olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görüyoruz.

Eğer içsel olarak kararlıysanız, dış dünyada hiçbir şey sizi sarsamaz. İçten mutluysan dışarıdaki olaylar seni etkileyemez. Ancak mutluluğunuz sadece dış çevreye ve insanlara bağlıysa, kalıcı mutluluk için mücadele edersiniz.

Bazı insanlar hayatlarının oyununu kendi kurallarına göre oynar, bazıları ise sadece çevreye tepki verir. Unutmayın: Koşullar ne kadar zor olursa olsun, onları geçersiz kılma gücünüz var. Koşullarınız, gücünüz olmadan güçsüzdür.

Neden bazen koşulların kölesi oluyoruz? İşler kontrolden çıktığında kendimizi kurban gibi hissederiz. Allah, kapasitene göre sana dert verir. Bir dahaki sefere hayatınızda bir problem ortaya çıktığında, kendinizi o problemden daha güçlü düşünün. Charles F. Lummis'in dediği gibi, "Başıma gelebilecek her şeyden daha büyüğüm."

Hayattaki zorluklar bizi güçlü kılmak için vardır. Bu yaşam sanatını bir kez öğrendikten sonra, herhangi bir zorlukla başa çıkabilirsiniz. Zorlukları bir kez aştığınızda, farklı bir insan olursunuz. Beladan öğrenmeyi öğrenin ve gitmesine izin verin.

Dünyada herkesin doğası farklıdır. Bir insanı olduğu karaktere taşıyan nedir? Durumlar? Hayır. Aynı koşullarda farklı tavırlara sahip insanları görmüş olmalısınız. Birini diğerinden farklı kılan, düşünme biçimleri ve düşünme biçimlerinin farklı bir yaşam biçimi oluşturmasıdır.

Düşüncelerin gücünün farkında mısınız? Düşünceler kişilikte tüm farkı yaratır. Yıkıcı ve yapıcı olabilirler. Bu düşüncelere dayanarak hayattaki durumlara tepki verir veya tepki vermeyiz. Ve düşüncelerin niteliklerine bağlı olarak hayatımız yükselir veya düşer.

İyi haber şu ki, düşüncelerimizi ve dolayısıyla yaşam kalitemizi seçebiliriz. Zihninizin kontrolünü elinize alabileceğinizin farkına vardığınızda, hayatınızı kontrol edebilirsiniz. Amacınıza uygun bir hayat yaşayabilirsiniz.

Zihninizi her zaman güçlü bir şekilde kontrol edemezsiniz. Ona bir çocuk gibi davranın. Bir çocukla sevgi ve şefkatle ilgilendiğiniz gibi, bunu zihninize de yapın. Meditasyon harika bir şekilde yardımcı olabilir.

Doğduğumuzdan beri zaman içinde oluşan inançlar. Tony Robbins, " İçindeki devi Uyandır " kitabında, bir inanç oluşturduğumuzda, bu inançlara dayalı olarak her bir bilgiyi filtrelediğimizi söylüyor. İnançlarımızı nadiren sorgularız. Neye inandığımız bizim için gördüklerimizden daha önemlidir.

Kendinizi sınırlayan inançlarınız varsa, kendinizi küçümsemeye devam edeceksiniz. Kalıplarınızı kırabilecek tek şey, kendi kendini sınırlayan inançlarınızdan şüphe etmektir. İnançlarımız hayatımızı şekillendirir. Ancak, bir şeyi yapamayacağınıza inanırsanız, yapamazsınız.

Bilinçsizce aldığımız kararların çoğu bu inançlara dayanır.  Bu nedenle, bir şeyi yapabileceğinize dair güçlü inançlarınız varsa, olumlu adımlar atacaksınız. Yapamayacağınıza dair şüpheleriniz varsa, bahaneler üreterek bundan kaçınma eğiliminde olacaksınız.

İnançlarımız, sadece kendimizin ve diğer kişilerin referanslarına ve deneyimlerine dayanır. İnançlarımızı desteklemek veya karşı çıkmak için referanslar bulabiliriz. Bunu yapabileceğiniz inancını desteklemek için referanslara veya deneyimlere odaklanmak esastır.

Birçoğumuz hayatlarını hafta sonlarını ve tatilleri bekleyerek geçiriyor. Neden her gün yaşamıyoruz?

İstediğiniz hayatı yaşıyor musunuz? Değilse, hayatınızın kontrolünü elinize almanın zamanı geldi.

Hayatı kendi bildiğiniz gibi yaşamak için doğdunuz. Düşünceleriniz hayatınızı yaratır. Düşüncelerinizi beslemenin zamanı geldi. Sizi sınırlayan inançları aşmanın zamanı geldi. Artık beklemeyin. Bir adım öne geçin. Şimdi yapın. Hayat sizi bekliyor.