2002 yılında İspanyol Parlamentosu siyasi partilerle ilgili bir yasayı kabul ederek,  demokrasi ve anayasal değerlere açıkça aykırı düşen eylemlerin odak noktası olan siyasal partilerin kapatılabileceğini resmileştirdi. 2003 yılında da Bask bölgesinde faaliyet gösteren “Herri Batasuna” partisi bu yasa gereğince İspanyol Yüksek Mahkemesi tarafından kapatıldı.

 

Kapatılma gerekçeleri arasında, Herri Batasuna Partisi’nin terör örgütü ETA ve onun yan kuruluşlarıyla organik bağının bulunduğu ifade edilerek,  partinin değişik tarihlerde gerçekleştirilen terör eylemlerini kınamaktan kaçındığı belirtiliyor. Ayrıca, parti sözcüsünün “yasal olan ya da olmayan her yoldan mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklindeki açıklamalarıyla, terörizmi destekleyen afişler asmaları, halkı devlete karşı mücadele etmeye tahrik etmeleri gibi gerekçeler de kapatılma kararında yer alıyor.

 

Yüksek Mahkeme’nin kararı, Anayasa Mahkemesi tarafından da onanıyor. Anayasa Mahkemesi kararında, “Bir siyasal partinin terörist saldırıları kınamaktan kaçınmasının bazı durumlarda terörizmi zımnen desteklemesi” anlamına geldiği ifade ediliyor. Herri Batasuna Partisi bu kararlara karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Sözleşmenin siyasal parti kurma özgürlüğünü düzenleyen 11’inci maddesi ile düşünce özgürlüğüne ilişkin 10’uncu maddesinin ihlal edildiğini kaydetti. AİHM 5’inci Dairesi, 30 Haziran 2009’da verdiği kararla bu şikâyetleri reddetti. Mahkeme Herri Batasuna Partisi’nin kapatılmasını doğru buldu.

 

Türkiye’de ise PKK ağzıyla konuşan kravatlı-mazbatalı militan vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve yargıya sevk edilmeleri gerekirken, “demokrasi ve özgürlükler” masalıyla buna karşı çıkılması da sanırım bize özgü bir durum. Terör destekçisi bu partinin demokrasimize verdiği zararın telafisi gün geçtikçe zorlaşırken, MHP lideri Bahçeli’nin “HDP kapatılsın” talebi yine gündeme geldi. Dr. Devlet Bahçeli, “HDP açılmamak üzere kapatılmalıdır. Etnik bölücülüğü ve terörü referans alan hiçbir parti kuruluşuna da müsaade edilmemelidir. Gerekirse Anayasa’da düzenleme yapalım, gerekirse Siyasi Partiler Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda reform yapalım, bu kanayan yarayı durduralım…” dedi.

 

Ama şimdi bir de “HDP’ye oy veren 5 milyon yurttaş” sorunumuz var…

 

Elbette bu 5 milyon seçmenin tamamının terör yanlısı olduğunu düşünemeyiz. 5 milyon seçmeni var diye de PKK’ya açık destek veren bu siyasi oluşumun varlığına da müsaade edilemeyeceğine göre ne yapılmalıdır? Yapılacak iş gayet açıktır: Siyasi Partiler Yasası değiştirilecek, siyasi partilerin teröre dolaylı ya da direkt destek vermesinin önü yasalarla kapatılacak. Bu şekilde kurulacak “yeni” HDP türevi partilerin de sisteme entegre olması sağlanarak, seçmen de teröristlerden arındırılıp demokrasiye kanalize edilecek.

 

Demokrasi yolculuğumuzun en önemli sınavını vermeye hazırlanalım ve HDP’yi kapatarak “son kez” bir siyasi partinin kapısına kilit vurarak bu defteri bir daha açılmamak üzere kapatalım…