Yavaş yavaş, seçim atmosferi yaşanmaya başladı.
Güzel ülkemizi her konuda karpuz gibi iki parçaya ayırmayı başaranlar, siyasette de iki ittifaklı bir konuma neden oldular.
Bir tarafta 20 yıl tek başına, her istediğini yapan, yasalar çıkaran, hiçbir engele takılmayan AK Parti iktidarıyla yönetildik.
Siyasi güç vardı, medya gücü vardı. Ülkenin paha biçilmez Cumhuriyet değerleri, ekonominin dinamosu fabrikalarımız, tesislerimiz, barajlarımız, yatırımlarımız vardı.
Bugün ülkemizin getirildiği duruma bir bakın, elinizi vicdanınıza koyarak…
Cumhuriyet döneminde, milletin vergileriyle kurulmuş fabrikalarımız, barajlarımız, yatırımlarımız özelleştirme kisvesi altında satıldılar, yakıldılar, yok edildiler.
Bugün 1 kg. şeker olmuş 25 TL. Et gramla, karpuz dilimle olmuş.
Şehrimizin sokaklarında da rastlarsınız sigara dağıtan firmalara. İngiliz, Amerikan ve Japon patentli araçlar cirit atıyor. Milletin parası yabancılara oluk oluk akıtılıyor. Sigara fabrikam nerede?
İşsizlik hat safhalara ulaşmış. Ekonomi felç edilmiş, ülke adeta faize mahkum edilmiş vaziyette. Büyük çoğunluk sıkıntı içerisinde, çaresizlik içerisinde. Paramızın değeri pul edilmiş. Asgari ücret 5,500 TL olmuş. 10 bin olsa ne yazar bu hayat pahalılığı karşısında? Dış borç faizi altında eziliyoruz.
Şimdiye kadar çeşitli konularda vaatlerde bulunup, bazı konularda da kesinlikle karşı çıkılan konuların, seçim önü gündeme getirilmesi hatta uygulanmaya başlaması, millet için seçim için bir önem taşımıyor. Elma şekeri devri de bitti.
Çok sıkıntılar çeken halen çekmekte olanlar kararlarını çoktan vermişler. Ne verirseniz verin hiçbir karşılığı olmayacak.
Millet kendini yıllarca avutan, yanıltan, fakirleştirenlerden sandıkta hesap sormaya kararını vermiş, bekliyor.
Türk Milleti zekidir. Çalışkandır. Aldatılmayı da asla kabul etmez.
Seçim geliyor. Onlar vermeden ben vermiş olayım da bir seçim kazanayım devri tarihe gömülmüştür. Çabalar nafiledir.
Herkes bu gerçekleri kabul etmek mecburiyetindedir.
Demokrasinin güzelliği de buradadır.
Sevgi ve saygılarımla.
