ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR. NE ZAMAN BU TEMELİ SAĞLAM ATARSAK MÜLK DE, YANİ DEVLETİMİZ, MİLLETİMİZ DE İLELEBET BAKİ OLACAKTIR. FAKAT GÖRÜYORUZ Kİ  BU TEMELİN DUVARLARINDAN BİR KAÇ TUĞLA ÇALAN HER ZAMAN BULUNUYOR. İŞTE AŞAĞIDAKİ OLAYDA DA BÖYLE BİR KONUYA TEMAS EDİLİYOR.

         Tıflî Hasan Efendi, ilk gençlik yıllarında, hiçbir iş bulamayınca İstanbul’a yakın yerlerdeki kadılardan birinin yanına <> (şeriat mahkemelerinde mübaşirlik yapan kimse) olarak girer…

         Yalnız ne var ki, efendisi olan kadı’nın pek yaman bir rüşvetçi olduğunu sezinlemekte de gecikmez.

         Bir gün Kadıya, durumu epeyi karanlık bir davacı gelir. Adamın iler tutar yeri yoktur ama zengin mi zengindir. Her ne pahasına olursa olsun haklı çıkmaya da kararlıdır. Herifin bu durumunu fark eden Kadı, işini lehine çevirmek için kendisinden yüz altın ister; ancak bu isteğini:

         —Senin davanı görmek için tam yüz şahit dinlemem lazımdır. Sözleriyle belirtir. Adam bunu anlar. Adam ertesi gün yüz dilimli bir baklava yaptırır; her dilimin altına bir altın kor Uşağı ile akşam Kadı’ya gönderir. Uşak tepsiyi Tiflî Hasan Efendiye teslim eder. Hasan Efendi, pek beğendiği baklavalardan bir dilimini, belli etmeden tepsinin bir yanından ayırıp ağzına atar. Çiğnerken ağzına sert bir şey çarpar; bunun altın olduğunu anlayınca silip onu da cebine koyar, hiç bir şey olmamış, hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi tepsiyi Kadı’nın odasına bırakır.

         Yüz lira rüşvet veren adam, davadan emin duruşmaya çıktığında Kadı efendi, ona şöyle konuşur.

         —Evladım; senin gönderdiğin şahitleri dün dinledim. Doğruyu söylemek gerekirse hepside özü sözü doğru pek sağlam kişilerdi. Ancak bu arada merakımı çeken bir şey oldu: Sen şahitlerin yüz tane olduğunu bildirmiştin. Hâlbuki gelen şahitler doksan dokuz taneydi. Bunlardan bir tanesi neden şahitlikten vazgeçti acaba?

         Adam şaşırır:

         —Hayır efendim, gönderdiğim şahitler tam yüz taneydi.

         Durumun kötüye gittiğini anlayan Tıflî Hasan Efendi atılır:

         —Davacı doğru söylüyor Kadı Efendi. Şahitler yüz tane idi. Fakat içlerinden biri pek dermansızdı; merdivenlerden çıkamayacağını anlayınca onun ifadesini aşağıda ben aldım!….