Bazı isimler vardır ki sessiz sedasız işleyen bir cevheri andırırlar. Bu şehirdeki o cevherlerden biri de Suna Arslan Köten’dir. Yıllardır izlerim yaptıklarını… Tek başına, özel evlatlarımız için sürdürdüğü mücadele başlı başına bir başarı öyküsüdür.

Suna Hanım’ın yıllar önce kurduğu Özel Eğitim Kurumu, bünyesinde alanında uzman isimleri istihdam ederek yaklaşık 300 özel çocuğa hizmet veriyor. Öğretmenler, psikologlar, özel eğitim almış vasıflı insanlar ve pedagoglardan oluşan uzman kadrosu ile bu kentin özel çocuklarına verdiği hizmetler, bir köşe yazısına sığmaz elbette.

Ama elimizden geldiğince Suna Arslan Köten’in “başarı hikâyesi”ni dilimizin döndüğü ve kalemimizin yettiği ölçüde yazalım yine de…

Aynı zamanda Özel Eğitim Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı olan Suna Hanım şimdi yine bir “ilk”e imza atarak Tokat’a yeni bir hizmet kazandırdı: Erken Müdahale Akademisi… Zorunlu ilkokul dönemi öncesini kapsayan, 0-78 ay dönemindeki gelişimsel geriliği/yetersizliği olan ya da risk altındaki çocuklara bireysel ve grup eğitimi sunmayı amaçlayan merkezin açılışı geçtiğimiz günlerde yapıldı.

Kısa adı EMA olan sistem, programa dahil olan çocukların ailelerini psikolojik desteklemek ve EMA sistemindeki uzmanların mesleki gelişimini desteklemek amacıyla kapsamlı hizmetler sunacak. Türkiye de ilk ve tek merkez olan Tokat Erken Müdahale Akademisi, Prof. Dr. İbrahim Halil Diken koordinatörlüğünde Kaşıkçı Bağları Mahallesi Ahmet Yesevi Caddesi’nde hizmet verecek.

Suna Arslan Köten’in hayatını adadığı özel çocukların yüzlerindeki her gülümseme, bugünümüze ve yarınlarımıza umut oluyor. Suna Hanım’ın mücadeleci ve kararlı tutumuyla yıllardır bu sektörde kalıcı işlere imza atıyor olması herkese, hepimize örnek olmalı.

Cemal ağabey (İncesoyluer) Suna Hanım’ı taşıdığı köşesinde, “Nimet Arzık’ın en bilinen ve benim de sık sık kullandığım, ‘Dran dran söylemek’ cümlesi Suna Arslan Köten’in bir libas gibi üstünde taşıdığı özelliği olduğunu fark ettim. O bir Tokatlı ve yıllardan bu yana tek başına kurduğu Özel Eğitim Kurumunu yönetiyor” demişti. Tam da öyle… Suna Hanım’ın açık sözlü ve net bir kişilik taşıması, hem yaptığı işlerde, hem de beşeri münasebetlerinde adından övgüyle bahsedilmesine vesile oluyor.

Türkiye, özel çocuklarına verdiği önemle dünyadaki örnek ülkelerden biri... 2005 yılına kadar sadece SSK ve Emekli Sandığı’na bağlı olan yurttaşların çocukları özel eğitim hizmetinden yararlanıyorken, düzenlenen Engelliler Kanunu ile bu hizmetler tabana yayıldı ve özel eğitim hizmetlerinden yararlanan çocuk sayısı 35 binlerden 500 binlere ulaştı. Sosyal devlet olmanın gereği olarak yapılan bu düzenlemelerle özel çocuklarının bakımını yeterli oranda gerçekleştiremeyen aileler derin bir nefes aldı.

Her ne kadar Engelliler Kanunu’nda yapılan değişiklikler aileleri rahatlatsa da bu hizmetlere aracılık eden özel işletmelerin de bazı sorunları devam ediyor. Bu bağlamda geçtiğimiz yılın Haziran ayında Özel Eğitim Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla basın açıklaması yayımlayan Suna Arslan Köten, sektörde yaşadıkları sıkıntıları dile getirmiş, son yıllarda özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerine ödenen kamu katkısının ülkedeki ekonomik göstergelerin çok altında kaldığını vurgulamıştı. Suna Hanım açıklamasında yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek, çözüm beklediklerini ifade etmişti. Umarım açıklamayı yaptığı o tarihten bugüne geçen yaklaşık 7 ayda bazı sorunlara çareler üretilmiştir.

Velhasıl…

İbrahim Tenekeci “Bazı insanlar dağlardaki berrak dereler gibidir. Kir tutmazlar. Her ikisi de azizdir: Sular ve iyi insanlar” derken, Suna Arslan Köten gibi iyi insanları kast eder. Özel çocukların kırılgan-yaralı-çaresiz dünyalarına ışık tutan, onları hayata bağlayan ve yüzlerindeki tebessümlere vesile olan güzel insan Suna Hanım’a ve bütün çalışma arkadaşlarına minnet ve saygıyla…

Allah sizlerden razı olsun, kalpleriniz İnşirah ferahlığıyla dolsun…