Rusya’nın Perşembe sabahı itibariyle Ukrayna topraklarına askerlerini sokmaya başladığı açıklandı.

Konu ile ilgili ABD Başkanı, Nato Genel Sekreteri ile AB ülkelerinin liderleri açıklama yaptılar.

Açıklamalardan ortaya çıkan sonuçta, Rusya’ya karşı ABD’nin veya Nato’nun askeri bir harekâta girişmeyeceği, yaptırımların en ağır şekilde uygulanacağı anlaşılıyor.

Bizde eskilerden kalma bir söz vardır. “AYININ DERDİ ARMUDU YEMEKTİR.” Nato’yu müdahaleye çağırmak da abestir.

Ukrayna – Rusya – ABD, Nato arasındaki uyuşmazlığın temelinde UKRAYNA’nın Nato’ya dahil olma talebidir.

Rusya en tabii haliyle Nato’yu burnunun dibine sokmak istemeyecektir. UKRAYNA Nato’ya dahil olduğunda Karadeniz de ABD’nin, Nato’nun kullanım sahasına dönüşecektir.

Konunun uzmanları diğer detayları enine boyuna tartışıyor. Aylardır taraflar görüşüyor, müzakere ediyor. UKRAYNA’nın Nato talebi reddedilse, bugünkü sorunlar yaşanmayacak.

Boğazlarımızla ilgili Montrö anlaşması, ülkemizi kilit hale getirmektedir. Rusya da Ukrayna da Karadeniz’e cepheli devletlerdir. Kilit Türkiye’nin elindedir.

Ülkemiz iki devletin birbiriyle çatışmasına taraf olmamalı. Süper Güç ABD’nin görüşleri doğrultusunda duruşun, ülkemize hiçbir yararı olmayacak, büyük zararlarımıza da neden olacaktır. ABD’den dostluk ne zaman görülmüş ki?

ABD ile ilişkilerimizde, darbe üstüne darbeler diyoruz. Mektupla hakaretlere maruz kalıyoruz. F 35 uygulamasından tek taraflı çıkarılıyoruz. Sonunda Rusya’dan parasını peşin ödediğimiz S-400’ü hangarda bekletmeye devam ediyoruz. Kararsızlık ve çelişkiler birlikte yaşanıyor. Ne ABD ne Rusya’nın ülkemiz için hiçbir önemi yoktur. Kendi gücümüzle kendi ayaklarımız üzerinde güçlü şekilde taraf olmadan durmak durumundayız.

Tarımı, azami şekilde güçlendirip gereken üretimi topraklarımızdan elde etmeliyiz. Kimseye muhtaçlık duymadan…

Karadeniz birilerine asla antrenman sahası durumuna sokulmamalıdır.

Sevgi ve saygılarımla…