Merkez Bankası Başkanlığı faizanını 18`den 16`ya düşürdü. Açıklamadan bir kaç gün önce Sayın Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası Başkanını bir gece kabul etmişti. O görüşmenin sonunda iki başkan yardımcısı ile para politikaları kurulu üyesi gece yarısı kararı ile görevden alınmışlardır.

Merkez Bankasının kendi bilgi ve deneyimleriyle karar alamadığını, emir ve talimata uymak zorunda olduğunu da bilmeyen kalmamış oldu.

Faizin baskı ile indirilmesini takiben de dolar ve Euro rekorlar kırmaya başladı.

Doları, Euro'su olan hele yurtdışında İngiltere'nin adalarında özel hesaplarda tutanların ülkeye 5 kuruş vergi katkısı olmayanların bayram yapmalarına da neden oldu.

Faiz düştü. Dolar fırladı. Sonuç: Ülkenin dış borcu biranda katlandı. İthal girdilerin fiyatları zamlandı. Doğalgaz, akaryakıt, ilaç ve teknoloji ürünleri dahil pahalandı.

İğneden ipliğe zamlar da sıraya girdi.

İthalata dayalı ihracatın da ne duruma düşürüldüğü uygulamalarla görülecek. Türkiye'nin ithalatı ihracatından çok fazladır. Dolar artışı vatandaşın sırtındaki kamburu daha da ağırlaştıracaktır.

Faiz düştü ise mazotu, benzini, doğalgazı da indirebilecek imkan kaldı mı? İlkokul çocukları bile Dolar'ın her kuruş artmasının ülkeye zararını, hanelere artan yükünü biliyda Merkez Bankası Başkanı ve yandaş ekip bu gerçeği görmek istemiyor. Merkez Bankası Başkanı arkadaşlarını feda edeceğine delikanlı gibi prof unvanına yaraşır davranıp istifa etme erdemini de gösteremedi.

Diğer güncel, önemli bir konu da ülkemizdeki on büyükelçinin yayınladıkları bildiri olmuştur. Cezaevinde bulunan iki kişinin tahliyesi gerektiğini açıklıyorlar.

Ülkemizin yargısına, yönetimine saygısızlık olarak kabul edilmelidir. Fakat önceki uygulamalarımızı da unutmamak gerekir.

Trump'ın; 'Mahvederim. Rahip Brunson'u derhal tahliye edin!' tehdidi karşısında dik duramayıp rahibi derhal serbest bırakmamız çok kötü örnek olmuştur.

Almanya Başbakanı Merkel'in yine ülkemizde tutuklu bulunan Can Yücel isimli kişinin serbest bırakılması baskılarına boyun eğilip uçağı havaalanında beklettirirken tahliye kararı verilmemeliydi. Bu kararlar alınırken bugün tepki veren sayın bakanlarımız, medya kuruluşlarımız ne işle meşguldüler? Hukuk nereye konmuştur? Önceden yapılan hukuk dışı tasarruflar tekrar isteniyor. Çünkü bu yola izin verenler ülkeyi yönetenlerdir.

Bugün çıkıp ahkam kesmek, itiraz etmek milleti anlamaz zannedenlerin düştüğü durumdur. Yolu yapan sizlersiniz beyler.

Sevgi ve saygılarımla...