1950'li yılların sonuna doğru Kıbrıs konusu patlak verdi.

Rumlar Kıbrıs'ı Yunanistan'a ilhak etmek istiyorlardı. Rum çeteler kuruldu. EOK bunların en kanlısı idi. Başlarında Girivas diye bir Yunan General vardı.

Rumlar Türklere karşı katliamlar yapıyorlardı. Toplu ölüm olayları gerçekleşiyordu. Öldürdükleri Türkleri buldozerlerle çukurlara gömüyorlardı. Türk köylerini basıp, mal talan edip, ırza geçiyor, her türlü alçaklığı yapıyorlardı.

Ben o zamanlar 18 yaşındaydım. Çorum'da öğretmen okulunda okuyordum. Biz de bu olanları basından öğreniyor, radyolardan dinliyorduk. O günün gençliği olarak tepki koyuyor, yürüyüşler düzenliyor, ya taksim ya ölüm diye bağırıyorduk.

Türkiye'nin her ilinde, ilçesinde mitingler düzenleniyor, rumlar lanetleniyordu.

O zamanlar Kıbrıs türklerinin lideri DoktFazıl Küçük tü (Kıbrıs Federal Devleti kurulunca Makaryos Cumhurbaşkanı, Fazıl Küçük de cumhurbaşkanı yardımcısı oldu idi)

Daha sonra adaya girmesi yasaklanan Rauf Denktaş kaçak olarak adaya girdi. Yakalandı, sıkıntılı günler geçirdi.

Kıbrıs Türklerinin liderliğini ele aldı ve çetin mücadeleler verdi.

Kıbrıs Türklerinin Senhilaryon Kalesi'ndeki toplu katliamın yapılacağı gün 1964 Ağustosunda Cengiz Topel komutasındaki hava harekatı Türkleri toplu katliamdan kurtardı. Yüzbaşı Cengiz Topel de o harekatta şehit oldu.

1957 yılının sonbaharı idi. DoktFazıl Küçük Çorum'a geldi. Çorum'da miting düzenlenecekti. Biz, Çorum Öğretmen Okulu öğrencileri, el parmaklarımıza toplu iğne batırarak, beşer onar damla kan akıtarak, bu kanlarla bir Kıbrıs haritası çizdik ve yine kanımızla boyadık.

Kızlı erkekli okulun tümüne yakın öğrencileri katıldı bu eyleme.

Haritanın üstta yerine "bugün kanımız gerekirse canımız" yazdık. Üst iki köşeye yine kanımızla boyadığımız Türk Bayraklarını çizdik.

Bu tabloyu güzelce çerçevelettik ve miting meydanında Fazıl Küçük'e verdik.

Bizim o günlerde ana sloganımız "Kıbrıs Türk'tür Türk kalacak. Ya taksim ya ölüm. Ya yarısı ya hepsi"

Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yeni bir şeyler yumurtladı. Kıbrıs Türkleri rumlarla birleşmeli imiş. "Kıbrıs Türk'tür Türk kalacak" sözü 1950'lere aitmiş.

Türkiye Kıbrıs'ı yutacakmış. Daha bir yığın saçmalık. Beni iyi dinle Mustafadis Yılmaz Özdil koydu sana bu ismi. Ama tam da sana göre, hani yakışıyda. İlyadis, Yorgacis, Tirifan'dan gelen kanın çekti galiba seni o yana.

18 yaşında bir gençtim parmağıma toplu iğne batırıp Kıbrıs için kanımı akıttım. Bunları Türklüğüm için yaptım. O kan ancak vatan toprağı için, bağımsızlığım için, cumhuriyetim ve özgürlüğüm için akar ve de Türklüğüm için. Senin 1950'lerde kaldı dediğin Türklük ateşi hiç sönmedi Bay Mustafa yani Mustafadis.

Daha sonra 500 Mehmetçik can verdi. Binlerce gazi kan döktü Kıbrıs için.

Bizde de var. Türklükten korkanlar, gocunanlar.

Merak etmeyin. Türklük bir doğuştur. Yaşamı da dünya ile beraber olacaktır. Dünya var oldukça Türklük de büyüyerek yaşamını sürdürecektir.

Bay Mustafadis, sen Türk olmadığını somutlaştırdın. Türk Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı'nı bırakır hemen kandaşlarının olduğu bölgeye taşınırsan gerçekten yüreklilik göstermiş olursun.

Bir daha dinle. Kıbrıs Türk'tür Türk kalacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet kalacağı gibi. Kıbrıs rumlaşmayacak, Türkiye araplaşmayacak. Bunu dar sokaklı kafanın iyi okunan bir yerine yaz.