İnsanların mesleki konulardaki başarıları, “dünyevi” meselelerde önemlidir. Kariyer dediğimiz başarı özetlerindeki her “çentik” sahibini onurlandırır. Mesleklerinde isim yapmış kişilerin başarı hanelerine yazdırdıkları her olguda alın teri ve ödenmiş bir bedel yer alır.

İşte o alın teri ve bedelin harmanlandığı “emek” bugünün ve geleceğin de yol haritasını çizer. Mesleğinizde gösterdiğiniz başarıların yanına “dokunduğunuz” her yürek de size referans olur. Elinden tuttuğunuz bir yetim, başını okşadığınız bir çocuk, sobasına odun aldığınız gariban, akan damını onardığınız yaşlı amca ya da teyze, hepsi, sizin gerçekteki en önemli referanslarınızdır.

Çalıştığınız kişi ya da kurumların referanslarından çok daha önemli olan bu referanslarla hem bu dünyadaki yolculuğunuzu, hem de Hak katındaki yerinizi güvene alırsınız. Birinin elinden tutup yol gösterirseniz, düşeni kaldırırsanız, hastaya ilaç, yoksula umut olursanız durduğunuz yerde kıymetiniz katlanarak artar.

Önemli, değerli ve kıymetli olmak herkese nasip olmaz.

Bu sıfatları hak edebilmek için kariyer basamaklarını çıkarken gösterdiğiniz çabanın en az on katını sergilemeniz gerekir. Yıkıp-dökmeden, kırıp-gücendirmeden insanlara yarenlik etmek, onların müşkül durumlarında yanlarında durmak, dertlerine deva, yaralarına merhem olmak sizi önemli, değerli ve kıymetli yapar ki işte bunu başarmak gerçekten zordur.

Bu şehirde bunu başaran isimlerin başında gelir Avukat Süleyman Kaya. Dostumuz, arkadaşımız ve aramızda kardeşten öte bağ taşıdığımız kıymetlimizdir. Hukukçu kimliğini yıllardır konuşturan, mesleğinin kutup yıldızı olan Süleyman Kaya’nın, en çok babası merhum Güngör Kaya’dan aldığı “aileden gelen naifliği”, hepimizi cezbeden bir olgudur.

Bu olguyu sürekli kuvvetlenen bir realiteye dönüştüren kalbiyle gönülleri aldı Süleyman Kaya… Onu tanıdığım günden beri söyler dururum: Süleyman Kaya dosttur. Arkadaştır. Yarendir. Bir yazımda dediğim gibi, “Dost, arkadaş, yaren Süleyman Kaya, soy ismiyle müsemma bir şekilde her türlü haksızlığa, kalleşliğe, zorbalığa karşı ‘kaya gibi’ oldu hep. Mazlumun ve mağdurun yanındaydı bir ömür”.  

Yine o yazılarımdan bir paragrafı hatırlatmak isterim:

“Avukat Süleyman Kaya her şeyden önce iyi bir aile reisi, babadan siyasetçi, örnek bir çiftçi, yenilikçi bir üretici ve yılmaz bir teşkilatçıdır. Bakın bu kavramlar öylesine sıralanmış nitelikler değildir. Bu kavramların hepsinin hakkını vermiş bir adamdır Süleyman Kaya. Yaşamındaki başarıları, karakterindeki (baba) Güngör Kaya izdüşümünün eseridir aynı zamanda. Asaletinin geldiği yer orasıdır işte; her babaya nasip olmayacak bir evlat, her evlada da nasip olmayacak bir baba figürü buradadır.”

Hakkında bunca köşe yazısı kaleme aldığım Süleyman Kaya için Allah ömür verdikçe yazmaya devam edeceğim. Çünkü Süleyman Kaya’yı yazmak esasında “rol-model” insan tipini yazmaktır; olması gerekeni, mutlak bir iradeyi ve ideal olanı kaleme almaktır. Dolayısıyla gerek mesleki başarıları, gerekse de hak ve adalet kavramlarını merhametiyle taçlandıran kalbiyle Süleyman Kaya’yı henüz tanımayanlara, özellikle de genç kuşaklara anlatmak zorundayız.

Öte yandan, 2023 Milletvekili seçimlerinde ya da 2024’teki yerel seçimlerde Süleyman Kaya isminin ön plana çıkması “malumun ilamı” olarak önümüzde duruyor. Süleyman Kaya’nın taşıdığı vasıflara haiz başka da kim varsa, onların da olduğu bir seçim sürecini yaşamak bu şehre ve bu ülkeye çok şeyler kazandırır. Tarafı olduğumuz partiler ne olursa olsun, “milli” isimlerin etkili yerlere gelmesi önümüzdeki sürecin en önemli görevidir.

“Kimin tarafındasın?” sorusuna “devletin ve milletin” yanıtını verenlerin başında gelir Süleyman Kaya.

O vakit, devletin ve milletin her şart ve koşulda emrinde olan Süleyman Kaya gibi isimlerin etrafında kümelenmek, alacağımız mevziinin de ortak zeminidir.

Peki, şimdi kimin tarafındasınız?..