Uğradığım kentlerin çoğunun musluklarında rastlardım, katmer katmer beyaz kireçleri. geçen yıl, son ve en çarpıcısını, Ayvalık, Sarımsaklı Kampı'nın banyosunda yaşayarak gördüm, bizzat.

Normal şampuanla yıkadığım seyrek, kazık gibi sertleşmiş saçıma tarak işlemiyordu. Bu nedenden olmalı banyoda birden çok çeşitli şampuanlar dizilmişti. Değişiklerini deneyerek saçımı yumuşatmıştım.

Aynı kirece Antalya’nın beş yıldızlı otelinde, Akçay’da, İzmir’de de rastladım. Çaresi değişik şampuanlardı.

Eve döndük, sıcak su inceldikçe inceliyor. Tesisat tamircisi geldi. Tesisatın sağlam olduğunu, sorunun kombide olabileceğini söyledi.

Yetkili servisin açtığı kombi, kombilikten çıkmış, olmuş sana bir kireç ocağı. Uzun süren temizlikten sonra sıcak su, gümbür gümbür akıyor ama hangi kaba değse, gözle görünür kireç bırakıyor.

Tokat’ın suyunda kireç olmadığın sanıyordum ama son günlerde bu tahminim de yara aldı. Demek ki bizim suyumuz da başka kentlerin sularına ayak uydurmakta gecikmemiş.

Depremler, müteahhitlerin kireci yalnız çimento yerine kullanmakla kalmayıp, içme sularına da karıştırdıkları kuşkusunu uyandırdı gibime geliyor.

Sularımızdaki kireçten bıktık. Yalnız bizim semtin muslukları mı böyle. Yoksa şehrin tamamı mı kireçli su ile savaşıyor? Anlamıyorum…

Musluklarımızı kireç işgalinden kurtaracak bir yetkili kişi ya da kurum aranıyor. Bulunur mu ki?