Sınıf arkadaşı üç öğrencim, bir birlerine çok bağlıdırlar. Uzak yerlerde yaşamalarına rağmen birbirlerini adım adım takip ederler. Dolayısıyla acılarını da paylaşırlar, sevinçlerini de. Bunlardan birincisi Kocaeli’de yaşayan Mualla: Dar yerlere sığmıyor. Onu kışın en soğuk günlerde kayak merkezlerinde, diğer üç mevsimlerde de, dağ doruklarında, derin vadilerde, yamaçlarda, sahillerde arkadaşlarıyla görmek, kimseyi şaşırtmıyor. “Taş duvarlar sıkar beni, gönlüm dağlarda hey!” söylemini düstur edinmiş gibi.

İkincisi Almanya’da yaşayan Meral Korkmaz, işinden arta kalan zamanda torununu sever, klasik eserler okur. Almancasını geliştirmiş, Türkler için Türkçe paylaşımlarına Almanlar için de Almancasını eklemeyi unutmaz…

Üçüncüsü Kadriye Bengi, Memleketini çok sevdiğinden Tokat’ı hiç terk etmemiş. O da sanıyorum, ilgisini öbür dünyaya yönlendirmiş. “Bu dünyadan fayda yok, öbürü de şüpheli” der mi bilmem. Bildiğim tek şey, paylaşımlarıma yaptıkları yorumları genellikle, ilk ikisi “Sevgilerimle ellerinizden öperim” diye bitirirken Kadriye yorum yapmaz ancak her paylaşımıma bir beğeni koymayı da ihmal etmez.

Bu sevimli üç arkadaşla 45 yıl önce aynı sınıfta bulunmuşuz, ben öğretmen, onlar öğrenci olarak. -Nuray, kabul etmese de- hem kendisi, hem de söz konusu öğrencilerimle başka arkadaşlarıyla beraber bir süre sınıf arkadaşı olmuşuz. (Aynı dersliğin çatısının altında korunmuş, havasını da solumuşuz.)

****

“öğretmenimmm telefon çok meşgul…

Sizi görmek istiyorum!

Ben Mualla Koçyiğit Akpınar…

Burdayım. Tokat’ta…”

Büyük gayretler sonucu Mualla’nın telefonuma ulaşmasıyla Öğretmenevi’nde Kadriye ve Mualla ile buluştuk.

Buluşmamız ile ilgili Mualla’nın notu:

“24 Kasım 2022

45 yıl sonra öğretmenim Rasim Canbolat’la aynı karede öğrenci olarak karşısında olmak, çok heyecan vericiydi. Naifliğiniz ve nezaketiniz bizi çok mutlu etti. Bir an görmeden gideceğim diye çok üzüldüm. Son anda kısa bir süre de olsa bize bu mutluluğu yaşattığınız için size çok teşekkür ederiz.

Sağlıcakla, huzurla nice ömürleriniz olsun öğretmenim.

(Kadriyemle beraber Kadriye Bengi)”

***

Ertesi gün Mualla ile yazışmalarımız:

-Çok teşekkür ederiz öğretmenim.

-Ben teşekkür ederim sevgili öğrencilerim, aradığınız için…

- Bizi kırmayıp geldiğiniz için biz teşekkür ederiz. Jestiniz bizi çok mutlu etti öğretmenim. Minnet ve sevgiyle ellerinizden öperim.

-Siz, kırılacak kişi misiniz sevgili kızlarım. Çağırdınız geldim. Size gelmeyeceğim de kime geleceğim? En az sizler kadar ben de mutlu oldum, yıllar sonra öğrencilerime kavuştuğum için. Tekrar teşekkürler, sağ olun var olun...

ARAMAK, ARANMAK, BULUŞMAK GİBİSİ VAR MI BE, BİR ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE?

ALLAH, KİMSEYİ, KİMSİZ KİMSESİZ ETMEYE…