Kömürde elmasta karbondandır. Karbon; simgesi C, atom sayısı 6, atom ağırlığı 12,01 olan, doğada elmas, grafit billurlaşmış durunda ya da maden kömürü linyit, antrasit(büyük ısıveren bir tür taşkömürü.) gibi şekilsiz olarak bulunan elementtir.

    Karbon doğada yaygın bulunan ametal kimyasal elementtir. Evrende bolluk bakımından altıncı sırada yer alan karbon, kızgın yıldızlardan hidrojenin termonükleer yanmasından temel rol oynar. Karbon karası katışıksız, yumuşak, siyah renkli bir tozdur. Yağla karıştırılarak matbaa mürekkebi; boya ve ayakkabı cilasında kullanılır. Ayrıca otomobil, bisiklet lastiklerinin yapımında, aşınmaya karşı daha dayanıklı kılmak amacıyla karbon karasından yararlanılır.

    Karbon canlı, cansız doğanın en önemli yapı taşıdır. Faydası yüksektir. Yoğunluğunun düşük, elektron yapısının uygun olması, ayrı, ayrı şekillerde( elmas, grafit gibi) bulunmasını ve kolay bağ oluşması( oksijen, hidrojenle) onu daha da önemli yapmaktadır. Yeryüzünden çıkarılan demir madenini eriterek, içerisine karbon katıştırılır. Böyleye yüzlerce çeşit metal ve çelik elde edilir.

    Karbon odun, kömür, hindistancevizi gibi maddelerin çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle elde edilir. Karbon olmasa moleküller karma karışık olur. Solunum, sindirim, boşaltım ve en önemlisi üreme gibi işlevlerin sentezini sağlamıştır. Bunların hiçbiri karbon olmadan gerçekleşemezdi. Karbon olmasaydı DNA, proteinler, yağlar, şeker, kas ve yağ dokusu ve ya yaşamı oluşturan hiçbir madde var olmazdı. İnsan vücudunda karbon vardır. Vücudumuzun en az yirmi beş elementten oluşuyor. Ancak vücut kütlemizin % 99’a yakını altı element oluşturuyor. Bunlar, oksijen % 65, karbon % 18, hidrojen % 10, nitrojen % 3, kalsiyum % 1,4, fosfor % 1,1, geri kalan yüzde 1,5 kısmı ise potasyum, sülfür, sodyum, klor, magnezyum ve yeter miktarda bor, krom, kobalt, selenyum, silikon, kalay, vanadyum, çinkodan oluşur. Vücudumuzda 0,2 miligram ağırlığında altın vardır. Vücudumuzu oluşturan 37 trilyon kadar hücrenin yanı sıra hücre zarının dışında kalan hücre dışı yapılarda da bulunur.

        Kömür ile elmasın hikâyesi

    Bir gün elmasla kömür yan yana gelirler. Nede olsa akrabadırlar. Kömür elması kıskanır. Elmasa; “ Elmas kardeş güzelliğin, şanın, şöhretin dillere destandır. Biz aynı familyadan akrabayız. Seninle benim aramda ki fark nedir ki ben kapkarayım. Beni insanlar ısınmak için sobada yakıyorlar. Bende senin gibi yer altından çıkıyorum. Seninle yan yana gelince utanıyor, halime ağlıyorum. Seninse yüzünden pırıltılar, dilinden güzellikler fışkırıyor. Senin ışıltına bakan bir daha bakıp, hayran oluyorlar. Kralların tacında, tahtındasın.  Gerdanlıklarda, yüzüklerde süs olarak takılıyorsun. “  Elmas, kömürün bu sözlerine hafiften gülümser. Olgunluğunun, akıl ve dilbilimiyle yanıt verir. “ Demek benim gibi olmak istiyorsun? Biz ikimizde karbonuz. Ben yıllarca karanlıklarda acılarla, çilelerle sabrettim. Yerin derinliklerinde Güneşin yüzüne hasret kaldım. Yerin binlerce metre altında basınçlar, sıcaklıklar, ateşler altında yandım. Her geçirdiğim zorluklardan tecrübe, bilgiler aldım. Beynim ve yüreğim o kadar bilgiyle doldu ki olgunlaştıkça her tarafım parlamaya başladım. Yaşamımdan bir gün olsun isyan etmedim. Neden bu acıları zorlukları çekiyorum demedim. O sabrın iksiriyle ayrıldım. Geçirdiğim değişim çarem oldu. Zorluklar karşısında sert, sevenlere bilgi ile parladım.  İşte bundandır asaletim, parlayışımın sebebi. Sen ise toprağın altına yakın zorluk, acı çekmeden oluştun. Elmas olmak istiyorsan, yanacaksın, acılarla pişeceksin, sabrın değerini bileceksin.”

     Kömür, elmas olmak için çok çalışmak, onlarca zorluklara katlanmaktan geçtiğini anlar. Kendisi rahat bir oluşum yaşayarak gününü gün ettiğinden, verilen değere razı olur. Her ikisinin de aynı soydan gelmesi yetmiyor. Terbiyesini, eğitimini, öğretimini, deneyimini alarak, zorlukları başararak yüksek makamlara ulaşıldığını anlar.

    Okuyan, çalışan, araştıran bilgili insanlar her yerde baş tacı olurlar.

    Süleyman Erkan 13-02-2023 Pazartesi Bedesdenlioğlu-Tokat.