Bu sözü, yani “Kürt terörist olamaz, teröristse Kürt denmez” ifadesini MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli kullanmıştı. Belki de Bahçeli’nin bu sözüyle, PKK ve Kürt ikileminde bugüne kadar söylenebilecek en net cümleyi, böyle yalın bir ifadeyle ilk kez duymuştuk.

 

Bahçeli, 2018 yılındaki genel seçimlerde partisinin seçim bildirgesini açıkladığında, özel bir yer vermişti bu mevzuya. “Kürtlerin MHP’ye karşı olduğu” algısına karşı güzel bir yanıttı söyledikleri…

 

Devlet Bahçeli’nin bu çıkışını değerlendirdiğim köşe yazımda ben de şu cümleleri kurmuştum:

 

“Yıllardır yazıp çiziyoruz. Bu ülkede bir Kürt sorunu yoktur, terör meselesi vardır. Rize’de fındık, Tokat’ta sebze üretenin, Ege’deki sanayicinin, İç Anadolu’daki yatırımcının derdiyle dertlenmeyip; yaptığı çocuk sayısı kadar devletten para alan, kaçak elektrik kullanan, kaçakçılık yapıp vergi kaçıran Türkiye'nin doğusu için kafa yoranların, bu ülkenin diğer bölgeleri için hiçbir öngörüleri yoktur.

 

Ege'nin, Karadeniz'in, Akdeniz'in sorunu yok, bir tek Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun meselesi var, bir tek Kürtlerin seçim vaatlerine girmeyi hak edecek realiteleri bulunmakta! Hem öyle bir algı tutulması ki, cezaevinde ‘terör örgütüne üye olmak’ suçundan yatan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın cezaevinden çıkması için koro halinde çağrıda bulunanlar da var! Ama ne yok? FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadeleyi nasıl yapacaklarına dair bir tek ipucu bile yok!”

 

Yine o yazımda, MHP’nin kurucu lideri Alparslan Türkeş’in değerlendirmelerine de yer vererek şöyle yazmıştım:

 

“Bir de MHP'yi ‘Kürt düşmanı’ olarak gösterme çabaları var... Oysa MHP'nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş, ‘Türkler ne kadar Türk’se, Kürtler de o kadar Türk’tür, Kürtler ne kadar Kürt’se Türkler de o kadar Kürt’tür’ derken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de  ‘Türkiye'nin her tarafında yaşamakta olan ve ana dili Kürtçe olmakla beraber, birinci sınıf vatandaş konumundaki insanlarımızı PKK ile özdeşleştirerek, PKK'nın hedeflerine varmayı kolaylaştırıcı hatalara düşülmemelidir. Birçok sosyal alan çalışması ortaya koymaktadır ki PKK'ya destek veren insan sayısı yüzde 3 bile değildir. Ama Doğu'da olduğu gibi Türkiye'nin diğer yörelerinde de yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği vardır. Bizim 57. Hükümetimiz döneminde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Eylem Planı uygulamaya konulmuştur. Bu planın geliştirilerek devamında yarar vardır.’ değerlendirmelerinde bulunmuş bir liderdir.”

 

O günden bugüne ve belki de yakın gelecekte de değişmeyecek bir yalanı bu sözlerle çürüten Milliyetçi Hareket Partisi’nin Kürtler ile olan muhabbetini, bırakın PKK’yı, bu teröristlerin okyanus ötesindeki patronları da bozamayacaktır.