Sevgili yeğenim, Kadir Bekgöz,

 

Hani yeni millet bahçemizi görmek için yola çıkıp ta okulların pür melalini anlattığım yazıma yaptığın yorumda “Yarın da millet bahçesini okuruz” demiştin ya bu gidişle millet bahçesini okumak için en az yirmi beş gün beklemek zorunda olduğunu bildiririm üzülerek.

Bakalım o günü görebilecek miyiz, görsek bile yazmaya değecek mi göreceklerim?

Tam önünden geçiyorduk korsa ile. Eşime, Millet bahçesini görmek isteyip istemediğini sordum. Olumlu yanıtı üzerine aracımı nizami bir şekilde park edip dörtlüleri yaktım.

Araçtan inip güvenlik şeridiyle kapalı yere gelince büyüklü küçüklü insanların ham toprak içindeki sağa virajlı taze asfalt yolda ilerlediklerini gördük.

Bu şerit öylesine konmuş, adamların peşine biz de takılalım düşüncesiyle yolda yürürken, peşimizde arabasına koyduğu çocuğunu süren bir de gelin belirdi.

Önceden gördüğümüz kalabalık kaybolmuştu. Birkaç adım attık atmadık. Önümüzde bir delikanlı peyda oldu. “Amca, park henüz açılmadığı için ziyaretçilerin gezmesi yasak!” dedi. Üzerinde zabıta giysisi, kolunda görevli olduğunu bildiren bir işaret taşımayan delikanlıyla tartışacak değiliz. Besbelli ki o, bir emir kuludur, mutlaka...

Şöyle bir baktım yola çıkınca, inşaatı devam eden parkta, bir beyaz atın prensini beklediğini gördüm. Eskiden genç kızlar beyaz atlı prens beklerlermiş. Zaman geldi “Aynalı körük (Fayton) olmazsa ben gelin gitmem!” dediler. Şimdi “Gelin olayım da düğün tahan istemem” diyenler bile varmış.

Hemen yanımızdaki tek katlı bina, kadınlar kıraathanesiymiş. Kadınlar kıraathanesini 1974 yılında Bandırma’da görmüş, çok şaşırmıştık. İnsanlar belki de ikincisini Tokat ilimizde görecekler, diye düşünüyorum.

Önceki günlerde oradan geçerken bir filin, toprağa uzanmış, yan yattığını, beş altı yaşlarında bir çocuğun da kucağında taşıdığı kedi büyüklüğündeki kaplan yavrusuyla oynadığını görmüştüm.

Sevgili yeğenim, DSİ bahçesindeki bazı ağaçları ve çimlerin tümünü yok ederek hazırlamaya çalıştığımız millet bahçemizle ilgili gözlemlerim bu kadar.

Şimdilik bunlarla yetinmenizi dilerken, okuyan efendiye, dinleyen cemaate firade firade selamlarım tabiidir.

Allah’a emanet olun sevgili yeğenim.

Emmin Rasim Canbolat 10.04.2022