Sevgili Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, göreve geldiğinden bu yana eğitimizin çürümüşlüğüne ve yozlaştırılmasına dikkat çekiyorsunuz.

Çok iyi şeyler duyduk ağzınızdan. Şükür Allah'a gerçek eğitimci bir bakan geldi eğitimin başına sevinci yaşıyoruz.

Size eğitimin önemini anlatmaya kalkışmak saygısızlık olur. Bu konuyu benden daha iyi bildiğiniz kanısındayım.

Çok iyi yerlerden girdiniz konuya. "Programlarımızda Atatürk'e daha çok yer vermeliyiz, çocuklarımıza Atatürk'ü anlatmalıyız" diyorsunuz. Nede güzel söylüyorsunuz. Andımızı geri getireceğinize vurgu yapıyorsunuz.

Türklük, Cumhuriyet, demokrasi ve Atatürk bizim olmazsa olmazımızdır sayın bakanım.

Bu her Türk çocuğu için bir ilke ve hedef olmalıdır.

Kimsenin hangi kandan hangi dinden geldiğini hiç yadırgamam, ama Türklüğümle hep gurur duyarım.

Eğitimin ana öğesi, hak yemeyen hakkını yedirtmeyen, bağımsızlığın yıkılmaz kalesi olan, sorgulayan, sorgulanmayı ilke edinen çağ'la yarışa giren insan hakkına sınırsız saygı duyan kuşaklar yetiştirmek olmalıdır.

Yani, Ulu önder Atatürk'ün dediği gibi "fikri hür, vicdanı hür" kuşaklar yetiştirmek olmalıdır.

Eğitimimizde yerinden oynatılmayan taş kalmadı. Bunların yeniden yerine oturtulması çok uzun zaman alacak.

Gidişin kötü olduğunu görüpte, liyakatçı sistemi öngören bir davranışla, eğitimi yeniden kavrarsanız size çok şey borçlu oluruz.

Siz iyimser bir tablo çizerken bugüntaya yeni bir şey atıldı. Hani, Neşat Ertaş'ın Zahidem türküsünde var ya "yeni bir laf duydum büküldü belim" diyya. Son duyduğumuz söz de belimizi büktü.

Karma eğitime son verilecek, veya karma eğitim tercihe bırakılacak.

Yani yıllar öncesinin iğrenç yorumu "ateş ile barut bir arada olmaz" salyası yinetalığa savrulmaya başlanılacak.

Allah aşkına, hangi çağdayız? Artık iletişim kaşla, gözle, işmarla, mektuplaşmayla maniyle türküyle değil. Teknoloji uzakları yakın eyledi.

Herkes istediği kişi ile istediği iletişimi dilediği anda kuruyor. Okulda yan yana olmasına hiçte gerek yok.

Sıyrılın şu yozluk yobazlık algısından. Bırakın şu ülkenin çocuklarının yakasını.

Bırakında, müspet ilimle çağ ile yarışsınlar. Dünya ölçeğinde ödül alan Aziz Sancar'ların sayısını çoğaltalım. Buluşlar yapalım. Fıtratında var olan zekasını Türk çocukları müspet ilim için kullansın.

Sayın bakan gerçekten başladığın gibi gidersen - seni sana bırakacaklarını sanmıyorum ama- eğitimi önce tekelleştir. Tevhid-i Tedrisat kanunu ölçeğine çek.

Yani eğitimi, yalnızca devlet, yani Milli Eğitim Bakanlığı yapsın.

Kaldır aradan tarikatları, dernekleri, vakıfları ve benzerlerini.

Eğer bunu bir yapabilirsen eğitim tarihimizin baş sayfasında yer alırsın. Bende alnının tamtasından öperim.

Hele söze bakın hele. Karma eğitim kaldırılmayacakmışta, isteyen çocuğunu karma veya tek cinsiyetli okula gönderecekmiş.

Bu da demokratik bir hak oluyöyle mi? Elbette öyle!..

Öylede... Aha şu "de"si olmasa.

Bu tür kıvırtmaları görünce aklıma yine İsmet Paşa'nın o meşhur sözü geldi. "hadi canım sende"