Çözüme kavuşamayan sorunlarımızın başında geliyor Niksar-Ünye yolu… Bu yolun yıllardır yapılamayışı bölge insanının yaşamını etkilediği kadar, ekonomik kayıplarımızı da tetiklediği bilinen bir realite.

İşte bu realiteyi Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Ali Çelik bir kez daha gür bir sesle dile getirdi. Üstelik çok da iddialı bir cümle kurarak, “Tokatlılar olarak diyoruz ki bu işin bedeli 3 milyar lira. Size namus, şeref sözü veriyoruz; siz bu yolu yapın biz Tokatlılar olarak 1 yılda yurt dışına 3 milyar liralık ihracat yapacağız.” dedi.

Daha ne desin Ali Çelik?

Mertçe, cesurca çıktı ve hem meydan okudu hem de çözüm önerisini sundu. Tokat’ın sosyo-ekonomik gelişmesini dert edinen bir STK Başkanı olarak gündemi belirledi. Sebze ve meyvelerin son derece narin olduğunu, taşıma ve nakliye esnasında çok dikkatli olunması gerektiğini hatırlatan Ali Çelik’in “Ünye-Niksar arasındaki mevcut yoldaki yüzlerce virajdan geçerek giden bir tırdan limana indirdiğiniz mahsulün raf ömrü 20 günden 2 güne düşüyor. Özellikle kiraz ve şeftali hafiften hırpalandığında raf ömrü bir anda kayboluyor. Bu yüzden biz ürünümüzü en düzgün şekilde sahile indirmek zorundayız.” uyarısı ve isteği dikkate alınmak zorunda.

“Sabahleyin tarlada olan ürünü öğleyin Ünye'ye, akşam da yurt dışı pazarına götürebilecek imkânımız varken mevcut yol son derece sıkıntılı ve berbat bir yol olduğu için bundan faydalanamıyoruz. Ticari alandaki değeri, turizm alanındaki değeri ve bunların yanı sıra birçok alandaki değerini bile bile bu yolun halen yapılmamış ve bitirilmemiş olması Tokat'a ve bölgemize büyük bir haksızlıktır.” sözleriyle konuya dikkatleri bir kez daha çeken Ali Çelik’e teşekkür ederiz. Uyarı, öneri ve cesur çıkışıyla hepimize örnek oldu.

Hele de “Biz konfor veya lüks peşinde değiliz. Biz üretmek, ihracat yapmak ve ülkemize katkı vermek istiyoruz” ifadeleri, Tokatlılar olarak altına imzalarımızı atacağımız en net cümlesiydi…

Ali Bey’in elini taşın altına koyarak gündemi belirleyen bu “çıkışı”, umuyor ve diliyorum ki bütün STK Başkanlarımız için de bir işaret fişeği olur.

Kim bilir belki de “Sahipsiz şehir Tokat” paranoyasından böylelikle kurtulabiliriz…